Bisiklet, tarihiyle yaşayan bir spor. Her spor gibi gelenekleri arasında patlama yapan genç yeteneklerden bazılarını “Yeni X” olarak isimlendirmek var. Mesela “Yeni Merckx”, Belçika’da bir zamanların en popüler söylemiydi. 1970’lerden itibaren Belçika’da kendini gösteren her yetenek, en az bir kere bisiklet tarihinin en büyük yıldızı Eddy Merckx’e benzetilmiştir. Sadece o da değil, sonraki yıllarda Roger de Vlaeminck ve Johan Museeuw gibi efsaneler de bu benzetmelerin öznesi olur. Bu etiketler, bir noktadan sonra, omuzlarda ağırlık yaratır, 22-23 yaşındaki gençleri asla hayâl edemeyecekleri baskılar altına sokup kariyerlerini bitirir.
Tom Boonen, bu baskı altında ezilmeyen nadir isimlerden. Bugün bakıldığında, saçları dökülen, kariyerinin sonuna gelen ve sakatlık problemleri yaşayan eski bir yıldız olarak karşınıza çıkabilir. Lâkin Boonen de bir zamanlar gençti. Belçika bisikleti içerisinde yetişen, 22 yaşındayken Paris-Roubaix’de üçüncü olup “Yeni Museeuw” yakıştırmalarına uygun görülen bir yeni umuttu. 2000’lerin başındaki haberlere, dergilere, belgesellere bakın. Sarışın, heyecanlı, güleryüzlü bu adamın nasıl bir popülariteye sahip olduğunu göreceksiniz. US Postal’dan Omega-Pharma Quick Step’e uzanan bir kariyer, 2005’teki mucizevi yıl, akabinde yaşadığı düşüş, kokain ve alkol problemleriyle birlikte gelen çöküş, Monaco’daki tartışmalı hayatı, araba kazaları, gece hayatı. Belçikalı yıldızın kariyerinden Bahar Klasikleri zaferleri kadar skandallar da eksik olmadı. Sonrası, otuzlu yaşlara doğru gelen ikinci altın çağ, olgunluk dönemi zaferleri, Fabian Cancellara ile rekabeti…
Şimdi Tom Boonen, 51. Cumhurbaşkanlığı Bisiklet Turu’nda olacak. Ronde van Vlaanderen, Paris-Roubaix ve Dünya Şampiyonluğu kazandığı 2005’ten tam 10 yıl sonra farklı hedeflerle Türkiye’de yarışacak. Sezon başındaki sakatlığı onu belki de son kez hedeflediği Bahar Klasikleri’nden uzak tuttu. Bir kez daha deneyecektir, seneye. Denemek zorunda zira 2014 zaten sakatlıklarla, başarısızlıklarla geçen mutsuz yıldı, ondan bir tanesine daha ihtiyacı yoktu. Ama hayat bazen acımasız. Tommeke de –ki bu lâkabı hiç sevmez- İtalya Bisiklet Turu öncesi Türkiye’de form tutacak. Sonra Mark Cavendish ile birlikte Giro’ya gidecek. Orada da etap kazanma gibi bir iddiası yok, sprint finişleri kazandığı, Champs-Elysee’de etap aldığı yıllar da geride kaldı.
Sıradaki hedef ne? Belçikalı, Richmond’da yapılan Dünya Şampiyonası’nın klasikçilere uygun olduğunu söylüyor. Fakat şimdi, burada, bütün bunların hiçbir önemi yok. Tom Boonen gözlerimizin önünde aktif bisikletçiden eski bir efsaneye dönüşüyor ve treni kaçırmadan önceki son şanslarımız bunlar. Şimdilerde Belçika bisikletinde çıkan Guillaume van Keirlsbuck gibi yeteneklere “Yeni Boonen” etiketi yakıştırılıyor. Birkaç sene sonra bu adam, sadece yarış finişlerinde, podyum çevresinde göreceğimiz, saçları dökülmüş, eski bir bisikletçi olacak. Onunla fotoğraf çektirdiğimiz için mutlu hissedeceğiz. O fotoğraf siyah beyaza dönüşmeden önce “Eski Boonen”i izleyelim. Önümüzde yenilerini konuşacak ve hayâl kırıklığına uğrayacak çok sene var.