*Scott Cacciola imzasıyla yayımlanan yazının aslına buradan ulaşabilirsiniz.
Taras Domitro, San Francisco Balesi’ne katıldığı 2008 yılında bir basketbol izleyicisi değildi. Ancak şimdilerde, “Bir hayrana dönüştüm” diyor.
Havana doğumlu dansçı, Bay Area’ya Golden State Warriors, Stephen Curry’yi draft etmeden bir sene evvel gelmiş. Genç oyuncunun takıma gelişiyle birlikte dönen talih, baş dansçı Domitro’nun maç izlemekten zevk alır hâle gelmesine kadar gidiyor.
29 yaşındaki Domitro, Stephen Curry’yi izlerken gördüklerini, “Kolları, bacakları ve top arasında harika bir ahenk ve koordinasyon var” diyerek aktarıyor. Ayrıca Curry’yi bir dansçıya benzetmekten de kaçınmıyor. “Bildiğiniz gibi sahnede toplarla işimiz yok. Hareketlerimizi kadınlarla yapıyoruz. Ancak Curry’nin top sürüşü ile, sahnede partnerimizi idare etme şeklimiz arasında bir fark yok.”
Son şampiyon Warriors bu sene de bildiğiniz gibi. Sayı atıyorlar, maç kazanıyorlar ve NBA’e yeni saçma standartlar getiriyorlar. Son olarak Los Angeles Lakers’ı yendiler ve lige üst üste 16 galibiyetle başlayarak bir rekora imza attılar. Geçen senenin MVP’si ve bu yılın skor lideri Stephen Curry, tüm bu başarıların merkezindeki adam. Ve özgeçmişinde artık yeni bir unvan var: NBA’in resmi olmayan sanatçısı.
Oakland Balesi’nin sanat yönetmeni Graham Lustig de tıpkı dansçı Domitro gibi, Curry’yi, “Onu izlemesi harika” sözleriyle anlatıyor.
Stephen Curry, attığı her üçlükten sonra veya potaya gönderdiği turnikelerin ardından bu spora fazlaymış gibi gözüküyor. Onun estetik görünümüne dikkat çeken sanat adamları Domingo ve Lustig’in buluştuğu ortak nokta ise baletler ve Curry arasında kurulan benzerlik: Ortaya koydukları ürün için ekstra çaba sarf etmiyor gibi görünmek.
“Dansçılar final hareketlerine doğru geldiğinde, onların yüzlerinde acı ifadesi görmek istemeyiz” diyor Lustig. “Yüzlerini buruşturmuş bir şekilde, solonun sonunu zorla getiriyormuş gibi gözükmelerini kimse istemez” diyerek de devam ediyor.
Her pozisyon için mücadeleye girip, her pozisyon için ter döken devlerin yer aldığı bir ligde, 1.91’lik boyuyla Curry oyunu farklı bir noktadan kumanda ediyor. Ve Lustig buna hiç yabancı değil.
“Steph sahada çok fazla efor sarf etmiyor gibi değil mi?” diye soruyor. Cevap da kendisinden: “Sahaya emek veya efor koymadığından bahsetmiyorum. Sadece bunu bize göstermiyor ve bence bu, her şeyin temelindeki nokta.”
Lustig ayrıca Curry’nin bedenini kontrol etme şeklinden farklı bir şekilde etkilendiğini söylerken, 27 yaşındaki oyuncunun bu ay içerisinde çıktığı bir Detroit Pistons maçına referans veriyor. İlk savunmacısını driplingle geçtikten sonra, Curry vücudunu ikinci savunmacıdan şöyle bir sıyırıp çizgiye iniyor, camı da kullandığı bir turnike ve basket! Lustig’in şu ifadeleri onu daha iyi anlatabilir: “O bir sihirbaz gibi, yerden yaklaşık 1.5 metre yüksekte topla jonglörlük yapıyor.”
Dansçıların, havada dönüşler yapıp sahne boyunca süzüldükleri hareketleri sergilerken, vücutlarının merkezindeki kuvvete dayandıklarını söylüyor Lustig. Her şey denge için. Ancak baş döndüren yükseklikte dönüp uçabilmek adına bu kuvvetten farklı olarak bir çekirdek güce de ihtiyaçları var. Lustig, Curry ne zaman ayaklarını yerden kesse hatta ne zaman ayakları yeniden yerle buluşsa bu tarz bir gücü onda görüyor. Kulağa ne kadar garip gelirse gelsin.
Oakland Balesi’nin sanat direktörü, Curry’nin havada yaptığı tüm bu hareketlerin üzerine bir de yere dengeli inebildiğine dikkat çekiyor ve devam ediyor: “Üstüne üstlük Curry, bizlerin aksine ortaya güzel bir şey çıkarma kaygısı taşımıyor. Koçu ona yere nasıl inmesi gerektiğini söylemiyor. O sadece yapıyor. Bu doğuştan gelen bir şey. Tüm vücudu havada ne yapacağını ve yere nasıl bir iniş gerçekleştireceğinin farkında.”
Baledeki her bir hareket, farklı bir yetenekle alakalıdır. Ancak havada yapılan teatral hamleler her zaman aynı kökten beslenir; plié olarak da bilinen diz kırma hareketinden. Dansçılar hem sıçramadan önce hem de sıçradıktan sonra bacaklarını açar. Tüm bu çaba, vücudun dengesini ayarlamak ve bedenlerini daha elastik hâle getirmek içindir. Lustig’in deyimiyle, tüm dansçılar bunun için çalışır.
Elbette NBA’de Stephen Curry’den daha iyi plié yapabilen birkaç adam var. Onların daha uzun boyları ve esnek fizikleri beraberinde bir klas getiriyor. Domitro ise, “Bale ile ilgili en önemli şeylerden biri sahnede hantal görünmemektir” diyor. Ve ona göre Curry kesinlikle hantal gözüken oyunculardan değil.
Lustig’e göre, -sanatsal veya atletik olması fark etmeksizin- bir performansı diğerlerinden ayıran şey, yıllar süren çalışma ve hazırlık. Ortaya çıkan ürünün kendisi spontane gözükebilir ancak bunun çok ufak bir kısmı tesadüfen meydana geliyor. Mesela Domitro çoğu gününü 6-7 saat prova yaparak geçiriyor. Lustig, yaşına yenik düşmeden önceki 19 yılda aralıksız dans etti. Dansçılar gibi, basketbolcular da vücutlarını enstrümanları olarak kullanıyor.
“O bilek, o ayak, o omuz, o bilek eklemi… Sahip oldukları tüm şeyler bunlar” diyor Lustig. “Basketbolcular da dansçılar gibi vücutlarına iyi bakmak zorunda çünkü onunla sınırları zorlayacaklar.”
Lustig dikkatini çeken şeylerden bir diğeri ise Curry’nin maç öncesi rutini ile ilgili. Curry maçı başlatacak hava atışından hemen önce, orta sahadan pota altındaki çizgilerden birine kadar koşuyor. Bu ufak ayrıntı, Curry’nin günlük hayatta fiziğini nasıl koruduğuna dair bir pencere açabilir.
https://www.youtube.com/watch?v=migThD1j4fk
Bunun, dansçıların her zaman yaptığı hareketlerden biri olduğunu söylüyor Lustig. “Sahneye çıkmalarına az bir süre kala, dansçılar kuliste zıplar, esner ve kendi hareketlerini çalışır. Bu hareketlerin bazıları onları gerçekten zorlar. Ancak bu çok sık yaşanmaz. Curry’nin de onlar gibi hazırlandığını gördüğümde kafamda şimşekler çaktı.”
Domitro ve Curry prova yapadursun -ki Curry için bu antrenman oluyor- Lustig, yanına Domitro’yu da alarak Curry’nin doğaçlama yeteneğinden bahsediyor. Onlara göre Curry rakibini bir anda uyuşturabilecek bir zekaya sahip. Savunmacısını bir parazite çevirene kadar topu bacaklarının arasından geçiriyor. Tekrar ve tekrar. Curry neredeyse topu eline her aldığında yeni bir şey yaratmak zorunda.
“Vücuduna kesinlikle bir müzik duygusu hakim” diyor onun için Lustig. Sanat yönetmeni unvanını biraz öne koyarak devam ediyor: “Sahadaki diğer herkesten farklı bir boyuttaymış gibi hareket ediyor. Bunun arkasında, katıksız hızının ve gücü ile kontrolünün olduğunu düşünüyorum. O olağanüstü ve inanması güç top kontrolünün… Bir dansçıda aradığınız da işte budur.”
Domitro, teatral bir tecrübenin yaratım sürecinde herkesin pay sahibi olduğunu söylüyor. Dansçılar, orkestra, sahne görevlileri, izleyiciler… Kısacası herkes. Bir basketbol maçında da benzer durum geçerli. “Biz baş dansçılar, ekibimiz olmadan şu anda yaptıklarımızı yapamayız” diyor Domitro. Aynı şey Curry için de geçerli. Onun dans partneri, rakip savunmacılar.
Lustig’in Curry ile ilgili yaptığı gözlemlerden bir diğeriyse, yine Detroit Pistons maçından. Takım arkadaşı Harrison Barnes bir smaç yapıyor ve bu pozisyonu kendi sahasından takip eden Curry, sevincini kollarını bir kuş gibi açıp kapatarak gösteriyor. Üç, dört, beş defa…
“Curry’nin ‘Ben uçuyorum’ deme şeklinin bile zarif” şeklinde konuşuyor Lustig.
Onun yönetimindeki Oakland Balesi, Fındıkkıran’ı sergilemek için çalışıyor. İlk gösterim bir ay sonra Paramount Tiyatrosu’nda olacak. Lustig, Curry’nin küçük yaşlarından başlayarak uygun bir eğitim almış olsa, kolayca bir dansçı olabileceğinden emin. Son olarak Curry bir dansçı olsa, ona Fındıkkıran’da hangi rolün verileceği sorusu geliyor.
“Herhalde şövalye olurdu değil mi?” diyor önce Lustig. “O, liderlik eden adam olmak zorunda.”