Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Vodafone İstanbul MaratonuÖN YARGILARI YIKMAK

Mebrahtom Keflezighi Eritre'de doğdu, Birleşik Devletler'e göç etmek zorunda kaldı. İlk başlarda işi zordu ama o artık bir maraton ikonu.

Sıradan bir gündü onun için. Tıpkı yılın her 350 günü olduğu gibi o sabah da 06.30 sularında kalkmıştı. İncecik kolları ve bacakları o minyon vücudunu bile zor taşıyacakmış gibi gözükse de kilometrelerce koşmaya hazırdı. Ancak önce babalık görevlerini yerine getirmesi lazımdı. Eşiyle beraber üç kızına kahvaltı hazırladı, kendisi de bir şeyler atıştırdı. Birkaç dakika açma germe yaptıktan sonra kızlarıyla okullarına kadar yürüdü.

Akabinde ise aralıksız üç saat sürecek bir antrenman seansı başladı. 12 yaşında geldiği San Diego sokaklarında her gün olduğu gibi kilometrelerce koşuyordu. O koşarken herkes onu bir kahramanmışçasına selamlıyordu. Ne de olsa koşarken gördükleri kişi bir maraton efsanesiydi. Antrenmanın ardından yazdığı kitapları imzalayacağı organizasyonlara iştirak etmeye ve gelen sayısız röportaj talebinden bazılarına cevap vermeye çalışacaktı. 40 yaşındaki Mebrahtom Keflezighi rutin bir güne bu şekilde başlıyor. 2009 New York Maratonu ve 2014 Boston Maratonu şampiyonu Eritre kökenli ABD’li atlet ülkesinde çok popüler ve gözde bir spor ikonu. Fakat onun için her şey bu kadar güzel başlamadı. Amerika onu bağrına bu kadar çabuk basmamıştı.

Afrika’nın doğusunda, Etiyopya’nın komşusu Eritre’de doğan Keflezighi iki ülke arasındaki çatışmalar nedeniyle 1987’de ailesiyle beraber önce İtalya’ya kaçtı. Ardından da ABD’ye göç etti. Dilini ve kültürünü hiç bilmediği bir ülkeye alışmaya çalıştı. UCLA gibi önemli üniversiteye girdi. Orada ilk koşu başarılarını elde edip 1998’de mezun olurken aynı zamanda yıllardır beklediği ABD vatandaşlığına da kavuştu. Yıllar geçtikten sonra, 2009 New York Maratonu’nda Central Park’taki geleneksel finişi geçip ipi ilk göğüsleyen olduğunda büyük bir sevinç yaşıyordu. Tarih yazmıştı. 32 yıl sonra ilk defa bir Amerikalı New York Maratonu’nu kazanıyordu. Doğu Afrika kökenli bir Amerikalı, Doğu Afrika hükümdarlığına böylelikle son vermişti. Fakat bazı televizyon yorumcuları ve gazeteciler onun bu zaferini anlatırken hep “Aslında Amerikalı değil. Sonuçta koşu kültürü Doğu Afrika’dan geliyor. Bu Amerikan atletizminin başarısı değil” tarzında yorumlar yapıyordu. Onlar için gerçek bir Amerikalı değildi…

Amerika'nın onu bağrına basması zaman aldı.
Amerika’nın onu bağrına basması zaman aldı.

Eritre’de elektriğin dahi olmadığı bir evde doğmuş ve 12 yaşına kadar da orada kalmıştı Meb. Bu yorumlar kendisine sorulduğunda, “Ben atletizm diye bir sporu burada gördüm, öğrendim. Benim yaşadığım yerde spor bir opsiyon değildi. İlk mil mesafemi San Diego’da orta okulda koştum. Büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorum. Evet, ben ilk jenerasyon göçmenlerden biriyim. Fakat şunu unutmamak lazım, herkesin ataları başka diyarlardan göç etmedi mi? Bu bir döküm potası. Hepimiz farklı zamanlarda benzer hikayeleri yaşıyoruz” cevabını verdi. Özürler yağmaya başlamıştı.

Toplumun kangrene dönmüş ön yargıları bu sefer onun için devreye girmişti. Halbuki okulda sadece futbolla ilgilenen Meb, yedinci sınıfta beden eğitimi dersinde iyi not alması için koşması gerektiğini söyleyen öğretmeninin bu zorlamasıyla ilk hızlı adımlarını atmıştı. Koşunun bir spor olduğu dahi kafasında yoktu. Sadece iyi not almak için kendi deyimiyle “bir kaza sonucu” koşmaya başlamıştı.

“Lisede öğrenciler bir mili 06.50 dakikanın altında koştuğunda tişört kazanıyordu. Ben 06.20 ile koştum ve hem iyi notu hem de tişörtü kaptım. Asıl önemlisi ise iyi koşabildiğim keşfedilmesiydi. Bunun hayatımı kökten değiştireceğini kim bilebilirdi ki?” ifadeleriyle o zamanları anlatan Meb Keflezighi sadece kendi hayatını da değiştirmemişti. O artık bir ilham kaynağıydı. 2014 Boston Maratonu’nu 39 yaşındayken kazandığında Amerika’nın tartışmasız kahramanlarından biriydi. Bu sefer bir Amerikalı 31 yıl aradan sonra ipi göğüslemiş oluyordu. Hali hazırda 2004 Atina Olimpiyat Oyunları’nda elde ettiği gümüş madalya ile New York ve Boston zaferlerini de eklediğimiz üçlü bir koleksiyonu tarihte kimse tamamlayamamıştı. Meb, tam manasıyla tarih yazmıştı.

Olimpiyat madalyası, koleksiyonun önemli bir yerinde duruyor.
Olimpiyat madalyası, koleksiyonun önemli bir yerinde duruyor.

Boston Maratonu zaferinden dört ay sonra Beyaz Saray’da Başkan Barack Obama’nın davetlisi olarak önemli bir yemeğin konuklarındandı. Kendisi de eski bir uzun mesafe koşucusu olan eski ABD Başkanlarından Jimmy Carter yanına gelip orada bu kadar ünlü insanın arasında en popüler kişi olduğunu ve başkan dahil herkesin onunla tanışmaya çalıştığını söylüyordu. Meb Keflezighi her zamanki kibar ve mahçup tavrıyla teşekkür etmişti. Akabinde Runners World dergisi onu ‘Koşu Dünyasının En Etkili 50 İsmi’ listesinde zirvede açıklıyordu. Meb ön yargıları sonsuza dek, bir daha kurulmamak üzere yıkmıştı. En azından kendisi için. Bir ilham kaynağıydı artık. Bir maraton ikonu… Meb Keflezighi 1 Kasım’da 40 yaşında 10. defa New York Maratonu’na katılacak ve en azından iki-üç yıl daha sabahları 06.30 civarında uyanmayı planlıyor…

*Vodafone İstanbul Maratonu ile ilgili detaylı bilgi için buradan. 

İlginizi çekebilecek diğer içerikler