Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Saha DışıYorumSOL TURNİKELERİN HATRINA, ELVEDA…

İzmir basketbolunun simge isimlerinden Erkan Özışıkçılar bugün hayata veda etti. Bu yazı da tüm eski öğrencileri adına, Erkan Abi için yazıldı.

Bahadır haber verdi bugün; Erkan Abi’yi kaybetmişiz.

Tanıyanı azdır ama Karşıyaka’da büyüyüp de basketbolla uğraşan herkes bilir onu. Erkan Özışıkçılar; hafif dalgalı beyaz saçlarıyla, kirli sakalıyla, elinden düşürmediği sigarasıyla, yılların altyapı koçu, efsane başkanlardan Gazcı Erol’un kardeşi…

Döneminin baba takımları Karşıyaka ve Tuborg’dur, o ise Nergiz ya da Karşıyaka Belediyespor gibi bir alt kademe takımları çalıştırır.

Bir değil birkaç neslin üstünde emeği çoktur. Düşük bütçeli Hollywood filmlerinde, gettolardaki asfalt zeminli basketbol sahalarında oyuncu keşfeden, hayatın sillesini yemiş, biraz vazgeçmiş, ışıltısını kaybetmiş adamların Karşıyaka’daki izdüşümüdür.

Tellerin arkasından tek pota maçları izler, maçtan sonra gözüne kestirdiği çocukları yanına çağırır ve herkese yönelttiği o iki soruyu sorar: “Kaçlısın, sol turnike atabiliyor musun?”

Sol turnike için cevabınız “Evet” ise takıma çağırır sizi, “Kaçlısın?” sorusunun cevabı ise yıllara göre değişir; 84’lüleri çalıştırıyorsa 85’li arıyordur, 86’lıları çalıştırıyorsa en fazla 87’li olmanız gerekir. Özetle, Erkan Abi için formül (minimum) n-1’dir. Şartlarına uyuyorsanız, kendinizi birkaç gün sonra Karşıyaka Stadı’nın içindeki salonda bulursunuz.

Önerilere de açıktır; takımında arkadaşınız varsa ve “Erkan Abi benim okuldan bi’ arkadaşım var, sol turnikesi de var, gelsin mi?” diye sorarsa “Yok” demez. Dünyanın sol turnike atabilen tüm 85’lileri Erkan Abi’nin yetenek havuzuna dahildir.

Arada keyiflenir, “Keh-keh” diye güler, sigaradan kurumuş boğazından zorlukla çıkar o iki hece. Genelde gergindir ama; tersler, kızar, ayaklarını parkeye vurur, “Yukarıdan bırakın şu turnikeyi, yukarıdan!” diye bağırır. Artık hayat ona yüzünü döndüğünden mi bu denli gergindir, yoksa başka bir şeye mi gitmiştir aklı bilinmez ama hayata karşı duruşu nettir; tam bir “Olursa olur, olmazsa koy gitsin” adamıdır.

Rivayet o ki; eski basketbolcuymuş Erkan Abi, zamanında çok zenginmiş, Karşıyaka Sahil’de Çamlık Sokak’ın girişinin hemen yanındaki Özışıkçılar Apartmanı onunmuş. Sonra alkole, kumara vermiş kendini. Varını yoğunu kaybetmiş. Sonrasında da koyvermiş.

Ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış bilmezdik ama kahvede yaşayan bir adamdı Erkan Abi, onu bilirdik. İskelenin karşısından Çarşı’ya girince sağdan ilk sokağa sapın, 50 metre ileride, soldaki kahvedir mekânı. Antrenmanda değilse oradadır. Evde bulamazsınız. Denedim, oradan biliyorum.

Bir gün ulaşmam gerekti, evi aradım, oğlu çıktı, “Kahvededir babam, kahveyi ara” dedi. Aradım, kahvenin sahibi açtı telefonu, “Erkan Abi az önce çıktı, şu şu kahveye geçmiştir, orayı ara” diye tavsiyede bulundu. Üçüncü denemede ulaştım Erkan Abi’ye, ilk kahvecinin dediği doğruydu, ikinci kahvede okey oynuyordu.

Bir gün antrenman çıkışı kahveye uğramıştık birlikte, duvarda bir resim vardı; milli takım formalı, sol turnikeye yükselmiş bir basketbolcunun resmi. Yine rivayet o ki; Erkan Abi’ydi o, kahvede o kadar hürmet görüyordu ki resmini asmışlardı duvara ama Erkan Abi milli olmuş muydu? Olduysa biz niye bilmiyorduk? Ya da neden anlatmıyordu?

Anlatmazdı ama Erkan Abi. Yazın kondisyon antrenmanları yapardık, yorulan kenara gelir dinlenirdi, o aralarda çok sıkıştırırdık da ağzını bıçak açmazdı. Bahsetmezdi hiçbir şeyden.

Erkan Abi

Her şeyini gömlek cebinde taşıyan adamlar vardır, onlardandı. Nüfus cüzdanı, biraz para, gözlük, ganyan kuponu, bir kalem, sigara ve çakmak eksik olmazdı cebinden.

Bir gün yine antrenmanda kızdı hepimize, “Laubali atmayın lan şu turnikeleri! Yukarıdan atacaksınız, yukarıdan!” dedi. Yetmedi, bu kez aldı topu birinin elinden, göstermek için potaya hareketlendi, sağ adım, sol adım derken yükseldi…

Attığı top çemberden geçti geçmesine ama kısa kollu gömleğinin cebinde ne varsa döküldü, dağıldı parkeye… Nüfus cüzdanı, birkaç bozukluk, iki dalı kalmış bir paket sigara, çakmak, ganyan kuponu ve bir adet sahte okey! Aynen yaşandı bu, yalanım yok… Sahte okeyin yerde sektiğini gördükten sonra dağıldı zaten herkes. Erkan Abi homurdanmaya başladı, biz tutamadık, saldık kendimizi… “Ulan!” dedi, “Neyse…” diye devam etti.

Tam da ‘neyse’lerin adamıydı zaten. Hayatta çok şey yaşamış, az kazanmış, çok kaybetmiş her adam gibi ‘neyse’lere tutunurdu.

Bugün öğrendik, gitmiş Erkan Abi. Bu yazı da benim, Tunç’un, Mert’in, Avni’nin, Tahir’in, Erkan’ın, Ogan’ın, Faik’in, Bahadır’ın, Birkan’ın, Kerim’in, Emrah’ın, Erbil’in, Hasan’ın, Erdal’ın, Eren’ın ve şu an hatrıma düşmeyen diğer bütün öğrencilerinin selamı olsun.

Eyvallah Erkan Abi; üstümüzdeki emeğin hatrına, bugün atabildiğimiz sol turnikelerin hatrına eyvallah.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Sıfır

Sıfır

4 sene önce
Maraba Televole

Maraba Televole

5 sene önce