Novak Djokovic’in yüksek formu, “acaba bir durduran çıkar mı?” sorularını sordurmakta. Serena Williams ise 1988’den beri yapılmayan ‘takvim Grand Slam’ini yapmanın eşiğine kadar geldi ve iki haftalık tarihi yolculuğuna başlıyor. ‘Az favori’ler ve genç oyuncular ise tıpkı geçen yıl Marin Cilic’in yaptığı gibi kendi hikayelerini yazmanın peşinde. İşte sezonun son Grand Slam’i başlarken uzman görüşleri:
Yine mi Djokovic?
Ali Kırçıl: Bu sezon sadece Amerika Açık değil herhangi bir turnuvada Djokovic’in favori statüsünün etkilenmesi için birçok şeyin bir araya gelmesi gerekiyor. Son iki Masters turnuvasını kazanamadan Amerika Açık’a geliyor oluşunu bile normal karşılayamıyoruz. Bence bu soruyu soruyor olmamız bile Djokovic’in en büyük favori olduğunun kanıtı. Fakat olaya Djokovic yerine Murray ve Federer cephesinden bakabiliriz. Onların şansı kesinlikle arttı. Özellikle de Murray hiç olmadığı kadar etkili oynuyor. Arada hâlâ baskıyla karşılaştığında nükseden kronik mental problemleri olmasa belki önümüzdeki bir kaç yıl boyunca sadece Murray ve Djokovic dominasyonunun olacağı bile öngörülebilirdi. Federer’e gelince, bence burada şampiyon olursa şaşırmalı ve sonra da şaşırdığımız için kendimizden utanmalıyız. Kaç yaşında olursa olsun iyi günündeyse ortaya koyduğu tenis her zaman başyapıt niteliğinde. Rafael Nadal bu üçlünün yanında güçleri geçici olarak azaltılmış bir süper kahraman gibi. Fakat gelecek sezon mutlaka güzel bir devam filmi olacaktır.
Şevket Furkan Erbay: Nadal büyük turnuva adamı, ama bu yılki durumu malum. Kurası da sıkıntılı. Coric ve Fognini, dinamik ve çabuk oyuncular. Bu oyuncuları geçip çeyreğe gelmesi halinde İspanyol’un Djokovic’i yenmesi kağıt üzerinde mümkün değil. Ama Nadal bu, herşeyi kağıt üzerinde bırakmakta fayda var. Roger Federer, bu turnuvanın belirleyicisi olacak gibi duruyor. Cincinnati’yi kazanmış olması, bu turnuva için ölçü değil. Sonuçta defalarca oradan zaferle geldi New York’a, ama iş beş setlik maçlara döndüğünde büyük rakiplerine karşı final kazanmak artık kolay değil. Şampiyonluk maçına kalırsa gidişat önemli. Kısa maçlar, kısa puanlar Fed için kritik. Djokovic bu anlamda ters bir görüntüde Federer’den. Roger’ın ve Rafa’nın eski halini andırıyor. Oynadığı maç ne kadar “kuyuya inerse”, kazanma şansı o kadar keskinleşiyor. Zora gelen bir tarafı var ve Grand Slam’lerde en önemli avantajı bu. Unvanının da belirlediği üzere, birinci şampiyonluk adayı. Andy Murray ve Stan Wawrinka’dan birisi diğerini götürecek. Devamında iki isimden de şampiyonluk çıkması zayıf olasılık.
Başka kimler var?
Ali Kırçıl: Rolling Stones’ların, Led Zeppelin’lerin, The Beatles’ların olduğu bir dönemde The Who dinlemekten neredeyse daha fazla keyif alırsınız. Veya The Doors konu olduğunda Jim Morrison yerine ilk aklınıza gelen Ray Manzarek olur. İşte Wawrinka ve Nishikori’yi izlemek böyle bir şey. Kapalı gişe oyuncuların zaman zaman gölgesinde kalabiliyorlar ama tenise kazandırdıkları muazzam şeyler var. Bu iki oyuncuyu rahatlıkla favoriler arasına koyabiliriz.
Tarih yazılacak mı?
Ali Kırçıl: Serena’nın tek rakibi kendisi. Kendisini yenmekte zorlandığı zamanlarda da servisleri mutlaka imdadına yetişiyor. Takvim Grand Slam’inin önünde kort içi bir engel olduğunu düşünmüyorum. Bunu Amerika’da gerçekleştirecek olması da bence şansını arttırıyor.
Şevket Furkan Erbay: Serena’nın eşleşme yarısında Madison Keys dışında 1 numaraya sorun yaşatabilecek birisi görünmüyor. Serena, büyük hedef koyulduğunda etrafında ne olup bittiğiyle pek ilgilenmeyen birisi. Önünde tenis sporunun ulaşılabilecek en büyük hedefi dururken – ve bir daha böyle bir fırsatın ele geçmeyeceğinin bilincindeyken – ne yapıp edip o şampiyonluğu alacağını tahmin etmek hiç zor değil. Tek sorun gününde olan ve sinirleriyle oynayan bir Keys olabilir, onu da çözmesi zor olmaz. Alt tarafta Wozniacki, Kuzey Amerika sert sezonunda bu turnuvada iyi işler yapacak bir görüntü çizdi. Genelde Amerika Açık, Danimarkalı’nın iyi oynadığı bir yer. Muhtemel Kvitova-Wozniacki çeyrek finali galibi, Halep ve diğerlerine final için baskın çıkar.
Yeni isimler…
Ali Kırçıl: Amerika Açık’ta bu yıl Coric ve Zverev isimlerine özellikle dikkat etmek lazım. Hatta merkez kortta tenis tanrıları bile oynuyor olsa en azından göz ucuyla takip edin. Potansiyel 1 numara adayları olduklarını daha ilk rallide bile fark edebilirsiniz. Özellikle Coric’in tenis iq’su biraz daha ön plana çıkıyor. Kadınlarda ise zaten kendini çoktan kanıtlamış iki isim var Bencic ve Madison Keys…
