Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

FutbolGündemO Sezon

Her taraftar için şampiyonluk önemlidir ama o dönemi yaşayan bir Fenerbahçeli için 103 gollü rekor şampiyonluğun yeri ayrıdır. 1988-1989 sezonunu kahramanları anlatmıştı.

Bu röportaj ilk olarak Socrates’in ‘Rekor’ ana konulu Ocak 2020 sayısında yayımlandı. Tüm sayılarımıza bu adresten ulaşabilirsiniz.


Seksenlerin ikinci yarısında Galatasaray, Jupp Derwall ile Alman ekolüne sarılmış, Beşiktaş da Gordon Milne ile İngiliz stilini seçmişti… Fenerbahçe’de ise belirsizlik hâkimdi. 1987-1988, belki de bu belirsizliğin bir sonucuydu ve kulüp tarihinin en kötü performanslarından biri ortaya çıktı. Sonra o sezon başladı…

ERCAN TANER (SPİKER) Oynadığı oyundan zevk alan mutlu çocuklar… Cruyff’lu Ajax, Beckenbauer-Müller’li Münih, Valdano- Maradona’lı Arjantin, 1982 Brezilya gibi…

ÖZTÜRK PEKİN (SPİKER) Bir futbol takımından ziyade bale grubu gibiydiler.

NEZİHİ TOSUNCUK (FUTBOLCU) ‘Efsane Takım’ diyorlar, bizim de adımız ‘efsaneye’ çıktı ama orada dört tane adam var, efsane onlar: Rıdvan, Aykut, Hasan Vezir, arkalarında da Oğuz. Bir de dünya çapındaki kaleci Schumacher, beş.

GÜRCAN BİLGİÇ (GAZETECİ) Maçlara, “Acaba kaç gol atacaklar?” diyerek gidiyorduk.

MÜJDAT YETKİNER (FUTBOLCU) Güzel günlerdi!

RIDVAN DİLMEN (FUTBOLCU) O takımı televizyondan yorumlasam devre arası yorumu kolay olurdu: “Fenerbahçe geride de olsa yener!”

NEZIHI TOSUNCUK Turhan’ın, Hakan’ın, benim, Müjdat’ın katkısı yok mu? İlla ki var ama formülü üreten ilerideki Mahşerin Dört Atlısı… TLC’de var ya Temizlik Avcıları, biz de Temizlik Avcıları’ydık işte.

RIDVAN DİLMEN Ya da “Her hafta o takımın maçı olsa da yorumlasam” derdim. Ama üç dakikalık özet üzerinden yorum yapmam gerekirse, goller sığmazdı o üç dakikaya…

OĞUZ ÇETİN (FUTBOLCU) Futbol dediğin zaman, keyif dediğin zaman, futbolun ruhu dediğin zaman, her şeyi bir kenara it; 1988-89, sadece bizim için değil, Türk futbolu içinde yer alan herkes adına futboldan keyif alınan bir dönemdi.

DENEME TAHTASI

NEZİHİ TOSUNCUK 1984-1985 sezonunda Derwall, Galatasaray’ın başına geçti. Devrim oldu. Antrenman bilimi, saha içi taktikler, maça hazırlık, maç öncesi analiz… Ondan önce hiçbir şey yoktu.

OĞUZ ÇETİN Futbolun bir meslek olduğu bilincini ortaya koyan nesil biziz aslında. Fenerbahçe’de ben ve arkadaşlarım, Beşiktaş’ta Rıza Çalımbay, Galatasaray’da aynı şekilde isimler var… Futbolu özel yaşantına sokmak değil, özel yaşantını futbolun içine sokarak planlamak ve ona göre yaşamak bilinci o yıllarda geldi.

HAKAN TECİMER (FUTBOLCU) O zaman Avrupa’da özgüven yoktu. Milli takımda bile “Ne zaman gol yiyeceğiz?” diye bekliyorduk. Kimsenin inancı yoktu. O bakış açısı Derwall’den sonra değişmeye başladı…

YALÇIN TÜRK (GAZETECİ) 1987-1988 sezonuna rahmetli Yılmaz Yücetürk ile başlamıştı Fenerbahçe. O da Almanya’da, Köln Üniversitesi’nde antrenörlük eğitim almış
bir hocaydı…

GÜRCAN BİLGİÇ O dönemlerde futbolu zaten oyuncular üzerinden konuşuyorduk. Yok sistemler, koşu mesafeleri, şunlar bunlar yoktu. Mesela bu ölçümleri Türkiye’ye ilk rahmetli Yılmaz Hoca getirmiştir.

MÜJDAT YETKİNER Sert karakterli bir antrenör değildi. Karşısındaki oyuncuların hepsinin gerçek profesyoneller olduğunu düşünüyordu ama kadrodaki oyuncuların bazıları böyle yaşamıyordu.

NEZİHİ TOSUNCUK Biz Yılmaz Yücetürk’ü yadırgadık. Alman disiplinini yadırgadık. Duygusal bir kopukluk vardı aramızda.

CAN BARHAN (FUTBOLCU) Onun gelmesini, yönetim üzerinde etkili, ‘Şambaba’ olarak bilinen Semih Bayülken tasvip etmemişti. Ortada böyle bir durum olunca Bayülken’e yürekten bağlı oyuncular Yılmaz Yücetürk’ün gönderilmesinde bence etken oldular.

Büyük takımda işler kötü giderse sahadan uzaklaşmak istersin. Fenerbahçe’de o sezon bunu yaşadım. – Nezihi Tosuncuk

BİLAL ŞAR (FUTBOLCU) Sonra Csernai geldi… Ama sezon istediğimiz gibi geçmedi tabii. En son şampiyonluk da 1985’te alınmıştı. Hep üç sene derlerdi, Fenerbahçe’nin şampiyonluk için bekleme sınırıydı bu. İkincilik bile başarısızlık olarak addediliyordu.

NEZİHİ TOSUNCUK Büyük takımda işler kötü giderse taraftar kitlesinin senin üzerinde acayip bir negatif etkisi oluyor. Ve bu da seni uzun süre etkiliyor çünkü sahaya çıkmak istemiyorsun. Islıklanmak, küfür yemek, hakarete uğramak istemiyorsun. Formsuzluğu, sakatlığı bahane edip sahadan uzaklaşmak istiyorsun. O sezon bunu yaşadım.

RIDVAN DİLMEN Kimse yanlış anlamasın ama kötü kadromuz vardı. Kötü başladık, kötü devam ettik ve kötü bitirdik. Büyük takımlar lige kötü başlayınca toparlayamıyordu.

İNŞA

ÖMER KANER (YARDIMCI ANTRENÖR) O sıkıntılı sezon Csernai’yle bitti. Sonra Todor Veselinovic geldi. Daha evvel de çalışmıştı Fener’de.

YALÇIN TÜRK Arada sırada gazetelerde Veselinovic karşıtı haberler oldu ama zaten buradan giderken başarıları, kariyerleri ortada olan bir hocaydı. “Veselinovic bu takımı şampiyon yapar” görüşü daha yaygındı.

ŞENOL ÇORLU (FUTBOLCU) Çalıştığım antrenörler içerisinde en zekisi Veselinovic’ti. Futbolcuyla nasıl diyalog kuracağını çok iyi biliyordu. İlk gelişinde bizi şampiyon yapmıştı.

ÖMER KANER Tabii Veysel gelmeden transferler gündeme geldi. Ondan evvel başkanımız Tahsin Kaya’nın bürosunda toplantılar yapıyorduk kimi alalım diye. Bu noktada Sakaryaspor’un bize çok desteği oldu. Sakarya’dan Oğuz, Aykut, Turhan, Serdar’ı aldık…

OĞUZ ÇETİN Bizler aranıp bulunan oyuncular değildik. Ben, ligde zaten ağırlığı olan bir oyuncuydum. Aykut, Serdar, Turhan da öyle… Şenol ve Hakan da…

ŞENOL USTAÖMER (FUTBOLCU) Fenerbahçe’nin o dönemki yönetiminin öyle bir takım kurması çok büyük bir başarıydı.

MÜJDAT YETKİNER Bölgesinin en iyi oyuncuları transfer edildi. Böyle olunca da daha sezon başında resim ortaya çıktı.

ÖMER KANER O zaman sevgili Metin Aşık futbol şube sorumlusuydu. Onunla, Köln’de muallakta olduğunu bildiğimiz Toni Schumacher’e nasıl ulaşırız diye düşündük. Avrupa Uçak Şirketi’nin sahibi olan Selahattin Yetmişbir gibi dostlarımızın da yardımıyla irtibatı kurduk ve transferi yaptık.

GÜRCAN BİLGİÇ Ortalık yandı Toni geldiğinde… ERGIN PARLAR (FUTBOLCU) Alman Milli Takımı’yla 1980 Avrupa Şampiyonası’nı kazanmış, ’82 ve ’86 finalleri var… Bu adamla takım arkadaşı oluyorsunuz. Rüya gibiydi.

GÜRCAN BİLGİÇ İyi işler yapılmıştı ama yönetimde bir sıkıntı vardı. İpler Metin Abi’nin eline geçti, Tahsin Kaya’ya “Parayı ben vereceğim, sen başkanlığını yap” dedi. İşin içine para girince de Metin Abi farklı bir statüye ulaştı.

OĞUZ ÇETİN Ama başkan Tahsin Kaya ve yönetimin de hakkını vermeliyiz. Yönetimin, Todor Veselinovic öncesinde oyuncu tercihlerini doğru yapması çok önemli bir faktör. Onlar işini doğru yapınca, antrenöre de bu yeteneklerden uyumlu bir takım kurup, onları en üst seviyede kullanabilmek kaldı…

KARA ORMAN

ERGİN PARLAR İdmanlar başladı, ilk hafta İstanbul’da çalıştık, Mustafa Yücedağ deneniyordu. Mustafa Kurt vardı, o da deneniyordu. 38 kişi idmana çıkıyordu. Hoca, “Almanya kampına 27 kişi gider” dedi.

YALÇIN TÜRK Kara Orman’da kamp yapmıştı takım, Schumacher’in tavsiyesiydi sanırım…

RIDVAN DİLMEN Orada çıktığımız ilk taktik antrenman, hocayla o sezon çıktığımız son taktik antrenmanın aynısıydı. Çünkü o, bize bir oyun kültürü yerleştirmek istiyordu. O da şuydu: Önde baskılı oynamak.

ÖMER KANER Almanya’da bazı libero denemeleri de yaptık; bir Arjantinli geldi, bir Brezilyalı denedik…

ERGIN PARLAR Orada Zovko diye bir Yugoslav libero da denendi…

ÖMER KANER Ama liberoda Müjdat oynadı yine.

MÜJDAT YETKİNER Veselinovic olmasa gönderilecektim, o beni affettirdi. Abdülkerim’le (Durmaz) sıkıntı yaşayınca onu yemek adına beni liberoya çekti.

RIDVAN DİLMEN Veselinovic’in en çok kullandığı kelime “Topa”ydı. Presi “Topa!” diyerek tanımlıyordu. Küçük bir kediye ya da bir bebeğe topu atın, ne yapar? Topun arkasından gider. Bize bunu öğretti. Her antrenmanda “Top nerede, oraya gidiyorsunuz!” diyordu. Bu bize fizik gücü ve dar alanda oynama kabiliyeti kazandırdı…

ERGİN PARLAR Hiç unutmam ilk hazırlık maçı Ulm’e karşıydı…

ŞENOL USTAÖMER Ben o maçı unutmuştum ya, Fener’de ilk forma giydiğim maç. Frikikten bir de gol atmıştım…

SERDAR ŞENKAYA (FUTBOLCU) O maçta bir serbest vuruş pozisyonu oldu. Ben Fenerbahçe’ye gittiğimde Sakaryaspor’un frikikçisiydim. Küçük Şenol geldi, “Ben vurayım mı?” dedi.

ŞENOL USTAÖMER “Ben Trabzon’dan bunları atarak geliyorum” dedim. Denenmişi bozmaya ne gerek var? “Sen bir dur, ben atamazsam sonra sen atarsın” deyip vurdum.

SERDAR ŞENKAYA 90’a taktı. Ayvayı yedin, bir daha topa vurabilir misin şimdi?

TAYGUN ERDEM (FUTBOLCU) O maçta harika oynadık. “Biz böyle bir futbolu nasıl oynadık?” demiştik. Yanılmıyorsam 3-0 kazanmıştık. Sonra lige de benzer bir kadroyla başladık.

YİNE Mİ?

ŞENOL USTAÖMER İlk birkaç hazırlık maçından sonra kadroyu görünce tek eksik göze çarpıyordu: Santrforumuz yoktu.

ERGIN PARLAR İlk lig maçı, Rizespor’laydı. Santrforda Malatya’dan alınan Orhan Abi (Kapucu) oynuyordu. Orhan Abi birkaç gol kaçırdı. Sonra Aykut oyuna girdi…

AYKUT KOCAMAN (FUTBOLCU) Doğduğumuz günden, kendimizi bilmeye başladığımız günlerden beri biriktirdiğimiz pek çok şey vardır anı namına. Öne çıkanlar, durum değiştirenler ise hiç unutulmaz…

GÜRCAN BİLGİÇ O maç oynanana kadar Veselinovic, Aykut’u görmüyor.

Tahsin Kaya ve yönetimin de hakkını vermeliyiz. Onlar işini doğru yapınca, Veselinovic’e de bu yetenekleri doğru şekilde kullanmak kaldı. – Oğuz Çetin

AYKUT KOCAMAN Askerden gelmiştim ve cezam vardı. Antrenmanlara da çıkmamıştım. O hafta doğal olarak kadroya da almayacaktı beni. Metin Aşık’ın “Alsak daha iyi olur” baskısıyla aldığını hatırlıyorum…

GÜRCAN BİLGIÇ Herkes bronzlaşmış, Aykut bir geldi, bembeyaz. Sakarya’dan geldiği için çok yakından da tanımıyoruz henüz.

AYKUT KOCAMAN Bir, iki, üç, dört… Dört golle bitirdim ve bir tane de Rıdvan attı. 5-0 kazanmıştık.

SERDAR ŞENKAYA O maçın öyle biteceğini söyleyen varsa, kâhindir herhalde.

RIDVAN DİLMEN İkisi de saçma. Üretemediğimiz 0-0’lık ilk yarı , fazla ürettiğimiz beşlik ikinci yarı…

GÜRCAN BİLGİÇ Aykut, orada farkını ortaya koydu ve çok önemli bir oyuncuya dönüştü.

AYKUT KOCAMAN Bunu Fenerbahçe için söyleyebilirim ki oyuncu ilk intibasıyla, ilk sunumda yaptıklarıyla akılda kalır biraz. Eğer o iyi geçmezse sonra kendine yer bulabilmek için ağzıyla kuş tutması gerekir. Bu başlangıç, Fenerbahçe’deki kariyerim boyunca bana büyük bir kredi sundu.

RIDVAN DİLMEN Daha sonra Altay’ı 4-0 yendik. Sonra Maraş deplasmanı 0-0…

NEZİHİ TOSUNCUK Maraş’ın toprak sahasında berabere kaldık. Çok zor bir zemin, kaleye gidemedik hiç. Sonra Samsun’la içeride 0-0…

RIDVAN DİLMEN Samsun’la bir süre önce olaylı bir maç oynanmıştı. Onun gerginliği vardı.
Bizim maç da berabere bitince, Müjdat tecrübeli tabii; “Çıkmayalım, bekleyelim. Arabalarımız Dereağzı’nda ama seyirci sıkıntı yaratabilir” dedi.

MÜJDAT YETKİNER Elini kolunu sallayan, sahilden, lunaparkın oradan ya da kapalı spor salonunun oradan antrenmana gelir, sana ana avrat küfür ederdi. Seni dövmeye çalışırlardı. Bir kişi, on kişi de değil, elli kişi gelirlerdi… Taraftarı hem seviyorduk hem de korkuyorduk.

RIDVAN DİLMEN Bir yarım saat sonra “Bir şey olmaz” dedik, çıktık ve Dereağzı’na yürüyerek giderken tepki gördük. İki grup vardı ama bir grup “Ayıp oluyor, yapmayın” diyordu. Diğer grup da “Milyonluk eşekler” diyordu. Hatta bir kardeşimize de yumruk gelmişti.

YALÇIN TÜRK “Geçen seneye mi dönülecek?” soruları sorulmaya başlandı. Ancak futbolcular üzerinde çok etkili olmuyordu bu çünkü onlar kadroya ve kendilerine epey güveniyorlardı. Çok ciddi bir şampiyonluk inancı vardı hepsinde.

SERDAR ŞENKAYA Sonra Rıdvan’ın golüyle Galatasaray’ı 1-0 yendik, zaman geçtikçe inanç artmaya başladı.

RIDVAN DİLMEN O maç daha farklı olabilirdi. Çok iyi oynamıştım ama bir metreden topu auta atmıştım bir pozisyonda. 10. dakikadan itibaren oyunun sonuna kadar dokuz-on tane pozisyona girdik. Sadece Aykut, dört gol atabilirdi.

NEZİHİ TOSUNCUK Ardından da Trabzon’da Trabzonspor’la 0-0 berabere kaldık. Epey baskılı oynadılar ama Schumacher harikalar yarattı. O iki maçı geçince, bizim önümüz açıldı. Çok önemliydi o iki maç.

ERGİN PARLAR Hemen arkasından da sezonun tek mağlubiyeti olan Beşiktaş maçı…

“Geçen seneye mi dönülecek?” soruları sorulmaya başlandı. Ama takımda, çok ciddi bir şampiyonluk inancı vardı. – Yalçın Türk

NEZİHİ TOSUNCUK Beşiktaş’a kaybettik ama Ferdinand golden önce topu eliyle almıştı. Hakem Özcan Oal’a “Eliyle aldı” dedim ama verdi golü.

OĞUZ ÇETİN Beşiktaş, bize göre daha disiplinli oynuyordu. Oyunun savunma bölümünü bizden daha doğru oynarlardı. Biz o disiplini, stratejiyi ortaya koyamadık.

NEZİHİ TOSUNCUK Gordon Milne, İngiliz ekolünden geldiği için bir taktiği vardı Beşiktaş’ın. Çok basitti belki ama bir sistem vardı. Ona uygun da oyuncuları…

RIDVAN DİLMEN Bakınca geçiş dönemi yaşamışız. Ama o dönemi çabuk atlatmamızın en büyük nedeni de Todor Veselinovic’tir.

“HAYDİ BRE ÇOCUKLAR”

GÜRCAN BİLGİÇ Mesela büyük takımlar özelinde söylüyorum, bugüne baktığınız zaman Veselinovic dönemine gidiyorsunuz. Teknik direktör, adam yönetimini iyi yaptığı zaman takım başarıya ulaşıyor.

MÜJDAT YETKİNER Veselinovic aynı bizim geçmişte çalıştığımız Veselinovic’ti. İnsan psikolojisini çok iyi bilen, sporcusunu iyi tanıyan, ona nasıl hitap edeceğini bilen bir antrenördü.

BİLAL ŞAR Bir kere Türk dokusuna uygun bir adamdı. Oyunculara yaklaşımı, özellikle Rıdvan’a yaklaşımı özeldi. Kariyerinde en uzun süre aldığı sezondur herhalde. Bu da bence hocadan kaynaklanıyor.

RIDVAN DİLMEN Salı-çarşamba ağır idman olur denir ya. “Eyvah, yandık” diye idmana giderdik. Ama o, yorgun olduğumuzu anlar, “Bugün 5’e 2 oynayacağız” derdi. Dâhiydi, futbolcu sarrafıydı.

TAYGUN ERDEM Çok topla çalıştık. Allah rahmet eylesin, Veselinovic kendisi de forvet oynadığı için hep topla idman yaptırdı.

HAKAN TECİMER Daha çok İspanya futboluna yakın bir tarzı vardı. Yetenekli, skoru değiştirebilecek oyunculardan bir takım kurardı. Taraftarın seveceği bir oyun isterdi.

OĞUZ ÇETİN Oyun felsefesi olarak, “Tamam, savunmayı da yapın ama sizden esas oyunun bu keyifli bölümünü, yaratıcılık bölümünü istiyorum” derdi.

AYKUT KOCAMAN Büyük bir oyunculuk geçmişi var her şeyden evvel. Karar verme yetisi ve durum muhakemesi de epey gelişmiş bir insandı. Oynatacağı oyunla ilgili de, oynatacağı oyuncularla ilgili de, kullanacağı süreyle ilgili de durumu kolaylaştıran bir zihni vardı.

TURHAN SOFUOĞLU (FUTBOLCU) Ben Veselinovic’i taktiksel becerisiyle hatırlıyorum. Mesela stoper olmama rağmen ön libero mevkisinde oynamamın bana ve takıma faydalı olacağına inandırdı beni.

ŞENOL ÇORLU Bizi oynattığı yerler konusunda hiç öyle kalıpları yoktu ki bence başarılı oluşumuzda bunun payı vardır. O özgüveni ve sorumluluğu bize verirdi.

GÜRCAN BİLGİÇ Takımın gizli kahramanı bence Turhan’dı. Ligin ilk modern ön libero örneğidir. Driplingi vardı, topla birlikte gidebilirdi, çok kritik kafa golleri attı… Çok güçlüydü.

TURHAN SOFUOĞLU Sezon başında askerdim, döndüğümde iki gün antrenmana çıktım ve ondan sonra hazırlık maçı oynadık İstanbul’da. Ben ilk 11’de yoktum. Devre arasında geldi, “Sen burada oynayacaksın çocuk, haydi göreyim seni!” dedi ve tahtaya yazdı. Beni o şekilde ön liberoya yerleştirdi.

BİLAL ŞAR Oyun bilgisi, oyuncularını tanıması açısından çok önemliydi. Misal Hakan sağ açık olarak bilinirdi, ondan farklı şekilde faydalandı.

HAKAN TECİMER Rize’de sağ çizgide oynuyordum. Fener’e transfer oldum, benim mevkimde Rıdvan var. Onu kesmem imkânsız. Sol açık gibi Aykut oynuyor, onu da kesemem. Nerede oynayabilirim? Orta sahada. Orada oynamam için de oyun stilimi değiştirmem gerekiyordu. Koştum, mücadele ettim, top çaldım, oyun kurdum…

OĞUZ ÇETİN Orta sahada benden oyunun savunma bölümünü abartmamamı isterdi, benden beklediği geçiş bölümüydü.

RIDVAN DİLMEN Aykut, Rıdvan, Hasan… Dönüşü olmayan oyuncular savunmaya. Normalde sağ açık olan Hakan, orta sahada. Forvet arkası Oğuz… Turhan arkada. Zaman zaman da Serdar. Ama dar alanda oynadığımız için savunma defomuz ortaya çıkmıyordu.

ERGİN PARLAR Ayrıca oynayanlar kadar oynamayanlarla da ilgilenirdi. Bu çok önemlidir bakın. Herkesi mutlu etmekti amacı.

NEZİHİ TOSUNCUK “Haydi bre çocuk, onlar bizi düşünsün, atarız bre!” Böyle böyle motive ederdi bizi, ‘babacan’ antrenördü işte. “Üç yemekten korkma, beş atarız!” Taktik bu!

HAKAN TECİMER O dokunuşlar olmasa mümkün mü bu başarı! O kadar basit mi, “Antrenman yaptırmazdı, at yarışı oynardı” falan… Öyle bir antrenman yapardık ki 5’e 2’yi bile kıran kırana oynardık, kondisyon antrenmanı gibi.

MÜJDAT YETKİNER Bir idman maçı yapıyorduk, Galatasaray-Fenerbahçe maçlarından farksızdı. Kıran kırana… Çaktırmadan bize öyle bir antrenman geçiriyordu ki anlatamam.

RIDVAN DİLMEN Hepimizin en fit olduğu dönemdi. Antrenörlük nedir? Oyuncudan maksimum verimi almaktır. Bu tesadüf değildir…

SERDAR ŞENKAYA Sadece serbestlikle anlatılmaz Veselinovic. Önce Turhan ve ben arkada, Oğuz önde oynuyordu. Ben sakatlandıktan sonra Hakan’ı biraz daha önde kullanıp, Rıdvan ve Aykut’u ileride kullandı, sonra Hasan gelince üçlü forvete döndü…

MÜJDAT YETKİNER Veysel, sezon başından beri “Pivot santrfor lazım!” diye bağırıyordu zaten.

SERDAR ŞENKAYA Hasan Vezir sezon ortasında takıma gelmeseydi, o parçalar birbirine oturur muydu? Emin değilim…

EKSİK PARÇA

RIDVAN DİLMEN Serdar’a katılıyorum. Hasan Vezir olmasaydı, o başarı olmazdı. Belki şampiyon olurduk ama o olmasaydı bugün bile konuşulan bir sezon yaşayamazdık.

AYKUT KOCAMAN Rize maçının ikinci yarısından itibaren Rıdvan ve ben oynuyorduk forvette. Ama ikimiz de çabuk, adam eksiltebilen oyuncular olmamıza rağmen fizik kalitesi açısından orayı kuvvetle dolduran oyuncular değildik. Bir parça eksik gibiydi.

HASAN VEZİR (FUTBOLCU) Veselinovic, o zaman oynatacağı sistem içerisinde aradığı santrfor tipi olarak beni çok istiyordu. Bu sayede kiralık olarak transferim gerçekleşti.

HAKAN TECİMER Kiralık ama üç oyuncu verildi onun için Rize’ye… Öyle bir santrfor hâlâ Fenerbahçe’ye gelmedi. Yerden iyi, bilekleri iyi, son vuruşu, savunmayı rahatsız etmesi, kafa toplarındaki hâkimiyeti… Çok iyi oyuncuydu.

ERGİN PARLAR 11. haftadaki Karşıyaka maçında Aykut-Hasan-Rıdvan üçlüsü ortaya çıktı. Arkada Oğuz gibi müthiş bir oyuncu, Hakan gibi topla adam eksiltebilen müthiş bir yetenek… Böyle adamları şimdi bulmak çok zor.

11. haftada Aykut-Hasan-Rıdvan üçlüsü ortaya çıktı. Arkada da Oğuz ve Hakan gibi müthiş yetenekler. Böyle adamları şimdi bulmak çok zor. – Ergin Parlar

RIDVAN DİLMEN Veselinovic sağa Rıdvan, sola Aykut, ortaya Hasan yazmıyordu. Üçümüzü serbest oyuncular olarak sahaya sürüyordu. Hasan statik bir santrfor değildi.

OĞUZ ÇETİN Oyun anlayışımız da topu benle buluşturmaktı. Ben topla buluşunca kararımı vermiş olurdum çünkü ilerideki üçlü bu kararı bana verdirtirdi.

AYKUT KOCAMAN Hasan, sahanın her tarafına gidebilen bir oyuncuydu. Diğer taraftan da bize göre çok ciddi bir avantajı vardı, merkez forveti gerçekten doldurabilen bir yapısı vardı. Bu benim için, Rıdvan için ve tabii bütün takım için büyük avantajdı. Bence sezonun en anlamlı hamlesiydi…

ŞENOL USTAÖMER Rakiplerin işi çok zordu. Üçü birden dönüyordu, mümkün değildi yakalamak.

ŞOV ZAMANI

NEZİHİ TOSUNCUK Tedbir alma şansları yoktu. Arkada Oğuz gibi bir virtüöz var. Rakip üzerine gelse Aykut, dar alanda üç-beş kişiyi geçebilecek bir oyuncu. Rıdvan gibi savunma arkasına kopup giden bir adam var. Yan toplarda Hasan rakibi yıpratıyor. Nasıl tedbir alacaksın ki!

HAKAN TECIMER Hep hareket halindeydiler. Onlar çok dolaştığı için orta sahadan gelen oyunculara yer açılıyordu. Herkes gol atıyordu.

OĞUZ ÇETİN Veselinovic’in istediği oyunun en büyük örneği de sol bek Şenol’un altı gol, ona yakın asistle oynamasıydı…

SERDAR ŞENKAYA Ama hakikaten kolay kazanmadık maçları ya! Rıdvan’ın meşhur slalom golünü attığı Altay maçı misal, bakıyorsun 3-0 ama cidden zor maçtı.

NEZİHİ TOSUNCUK Hakem Sadık Deda, 83’e kadar gol yok…

TAYGUN ERDEM Ben de kulübedeyim. Metin Abi kızmış: “Bir şey yapsanıza ya, bunlar gol atamayacak” diyor. Ömer Kaner de “Bir dakika başkanım, sakin olun” falan diye yatıştırmaya çalışıyor. Veselinovic de aynı şekilde “Sakin bre sakin…” diyor. Metin Abi sakinleşmedi: “Ya, olmayacak ya!” Baktı yine olmuyor, bağırdı:

“Söyleyin, primi iki katına çıkardım. Taygun, bağır Müjdat’a!” O öyle deyince ben de bağırmaya başladım:

— Miço, Miço! Primler iki katına çıktı! — Ne primi, ne diyorsun!
— Oynayın, prim iki katına çıktı!

Daha bir dakika geçmedi, Turhan pozisyona girdi, vurdu, 1-0 öne geçtik…

NEZİHİ TOSUNCUK 83’te 1-0, 83 buçuktan 84’te 2-0…

TAYGUN ERDEM Sonra da Rıdvan Abi’nin golü… OĞUZ ÇETIN Aslolan şu; bir şeyi göreceksin, anlayacaksın ve uygulayacaksın. Bu bir süreç ister. O an yapabilmek herkesin becerisi değildir.

RIDVAN DİLMEN Yedek kulübesinin oradaydım, orta sahaya bakan yerde… Toni elle attı topu. Önce Aykut’la ikiye bir yaptım, sonra ilk çalımı atarken bir tekme yedim, ondan sonra Mustafa bir tekme attı, en sonda da Yesic bir tane attı. Onun üzerinden atladım…

ÖZTÜRK PEKİN O golü anlatırken de bunu vurgulamıştım. Rıdvan sevmez ama hakikaten ‘şeytanca’ bir vuruş. Golü çok övdüğümü hatırlar izleyiciler zaten.

OĞUZ ÇETİN Rıdvan’ın o kıvrak dripling sonunda kalecinin geldiğini gördüğü anda topu bırakması, kaleciyi hazırlıksız yakalaması… Acayip şeyler, anlatmakla olmuyor…

NEZİHİ TOSUNCUK Ama düğümü kim çözdü? İlk golde Turhan’a topu kim indirdi? Ben. Soyunma odasındayız, Metin Aşık geldi, “Beyler, kimse sevinmesin. Maçın düğümünü çözen kim? Nezo” dedi…

SERDAR ŞENKAYA Rıdvan o golü attı, ben de sakatlığım nedeniyle kadroda değildim. Birisi bana “Nasıl gol ama!” dedi, ben de “Güzel, ben de atarım zaten” diye cevap verdim. “Nasıl yani?” diye sordu, şunu dedim: “Slalomu Rıdvan yapacak, vuruşu ben hallederim!”

NEZİHİ TOSUNCUK Serdar o golü atardı ama makasları kırardı…

OĞUZ ÇETİN Artık beklentiler çok yükselmişti. Hiç unutmuyorum, içeride oynadığımız Kahramanmaraş maçının ilk yarısını 4-0 bitirdik, maç da 4-1 bitti ama yuhalandık.

CAN BARHAN Geriye dönüp baktığımda bir uyum görüyorum. Ama bu uyum, hep galibiyetler serisi geldiği için devam etti. O da bir şanstı.

NEZİHİ TOSUNCUK Seri, Ankaragücü maçıyla bozuldu. Ankara’da 1-1 kaldık, iki puan kaybettik. Belki de sezonun en kötü oyununu oynadık orada. Beraberliği kurtarmamız mucizeydi.

RIDVAN DİLMEN Geçen FB TV’ye konuk oldum da orada baktık, Beşiktaş da devamlı kazanıyormuş ya! Kafa kafaya gitmişiz.

BİLAL ŞAR O yıllarda yenemediğimiz bir rakibimizdi Beşiktaş. İkinci devrede onlarla oynadığımız maç, kırılma maçıydı…

ŞENOL USTAÖMER O aralar biz Galatasaray’ı yeniyorduk, Beşiktaş bizi yeniyordu, Galatasaray da Beşiktaş’ı yeniyordu. Öyle bir döngü vardı.

RIDVAN DİLMEN İlk yarı çok iyi oynamadık. Ali’nin golüyle yenik duruma düştük. İlk yarının sonlarına doğru bir dripling yaptım, yan ağlarda kaldı falan. Sonra Aykut’a bir ara top attım, uzak köşeye vurdu, 1-1 yaptı.

HAKAN TECİMER Dar alanda rakiplerin arasına girip, topu takip edip, çalım atabilen bir oyuncuydum. Beşiktaş’a attığım gol de böyle geldi. Rakiplerin arasından çıktım, pozisyon takibini iyi yaptım… Erman Toroğlu önce penaltı verdi ama gol olunca orta sahaya döndü.

RIDVAN DİLMEN Nezihi Abi o maçta öyle bir hırslanmış ki bir pozisyon oldu; top, penaltı noktasında Ferdinand’la arasında kaldı. Nezihi Abi de yerde… Kafasını, Ferdinand’ın şut ayağının önüne koydu. Malkoçoğlu filmlerinde falan olur ya, aynen öyle…

MÜJDAT YETKİNER Zaten Nezihi, bir hafta önceden Ferdinand’ın fotoğrafını dolabına asmıştı: “Yiyeceğim seni, yiyeceğim seni!” Bir hafta Ferdinand’la yaşadı…

BİLAL ŞAR Fenerbahçe Stadı’nda 2-1 kazanınca şampiyonluğa götürdü o maç bizi.

RIDVAN DİLMEN Bir kere yendik ama tam yendik Beşiktaş’ı.

YALÇIN TÜRK Özgüvenleri çok yüksekti. Rıdvan bana hep, “Yalçın Abi biz gol yeriz ama iki yersek üç tane kesin atarız, üç yersek de dört tane atarız” derdi. O yüzden gol yiyince demoralize olmuyorlar, kendilerini bozmuyorlardı. Bu söylediğimin örneği de birçok kez yaşandı…

HAKAN TECİMER Mesela Eskişehir maçı… Uyurgezer gibiydi takım, ruh gibiydik. Eskişehir bize bir gol attı, takım uyandı, 7-2 bitti sonra.

RIDVAN DİLMEN Gol yediğimizde santraları genelde Aykut’la yapardık. Konya’da gol yedik, “Canını sıkma 5 olur” dedim, 5-1 bitti. Eskişehir’de gol yedik, “Canını sıkma 6-7 yaparız” dedim, “Yapma ya!” dedi, 7-2 bitti.

AYKUT KOCAMAN Zaten sonraki hayatına da damga vurdu bu tahmin yeteneği. Rıdvan da aslında Veselinovic’e yakın bir tarza sahiptir. Onun da anlık durum muhakemesi yüksekti. Görüp, seslendirebilen bir yapısı vardı.

HASAN VEZİR Veselinovic hocamız da hücumu çok seven bir hocaydı. Devamlı atağı düşünen bir sistem üretmişti. Bu da oyuncu kalitemizle birleşti ve her maçımız gollü geçti.

BİLAL ŞAR Gidenin yerine giren de sisteme hemen dahil oluyordu. Sakarya maçında 1-0 geriye düşmüştük. Sonra yenik durumdayken Oğuz Abi sakatlandı. Yerine ben girdim. Ben girdikten 10 dakika sonra falan 2-1 öne geçtik ve sonra yine beş dakikada iki gol attık.

NEZİHİ TOSUNCUK Esas bir Malatya maçı var. Serginho golü attı, öne geçtiler. Ünal, Feyzullah, Ceyhun… İyi takım Malatya… Biz de çok kötü oynuyoruz. Ama bulutsuz havada yağmur yağdı. O kötü futbola rağmen 6-1 kazandık.

TURHAN SOFUOĞLU Veselinovic, santra öncesinde bize farklı bir taktik verdi. “Defansın önünde durmuyorsun, Aykut-Rıdvan santrada paslaşırken sen direkt rakip stoperlerin üzerine koşacaksın” dedi. Onlara da topu bana atmalarını tembihledi. Yaptık bunu ve direğin dibinden golü kaçırmış oldum. Daha beşinci saniyede…

NEZİHİ TOSUNCUK Maç bitti, Malatyalı oyuncular birbirine şunu soruyordu: “Hiçbir şey anlamadık. Biz oynadık ama nasıl altı gol yedik?”

RIDVAN DİLMEN 30’a yakın gol yedik. Bir 30 tane de Schumacher kurtarmıştır ama umurumuzda değildi çünkü hep kazanacağımızı biliyorduk. Bir tek 3-0’dan 4-3 hariç…

İMZA

ERCAN TANER TRT’de televizyondan anlattığım ilk Galatasaray-Fenerbahçe maçı… Türkiye Kupası çeyrek final rövanşı… İlk karşılaşma 2-2 sonuçlanmıştı.

TURHAN SOFUOĞLU O gün ameliyat olduğum için oynamamıştım. Aden Otel’de kalıyorduk. Deplasmanda olduğu için maça da gitmemiştim.

ERGİN PARLAR Maç başladı, Cüneyt Tanman tam önümde düştü. Dokunmamıştım bile, bugün bakınca daha da iyi anlaşılıyor ama Sadık Deda penaltıyı verdi. Tanju penaltıdan attı. Sonra iki gol daha attı ve 3-0 oldu…

ERCAN TANER İlk yarının sonlarına doğru Galatasaray oyun olarak da üstün durumdaydı… E böyle olunca da soyunma odasına gidilirken “Fark artacak mı?” diye düşünülüyordu.

ÖMER KANER Devrede içeri girerken o sırada Mustafa (Denizli) tribünlere hareket yapıyor. Simovic topu aldı, sektire sektire gidiyor. Biz de soyunma odasına yürüyoruz…

NEZİHİ TOSUNCUK İlk yarı biter bitmez, bizim tribündeki seyirciler ayağa kalkıp “Fener, Fener!” diye bağırmaya başladı. O bizi çok motive etti.

AYKUT KOCAMAN Galatasaray karşısında 3-0 geriye düşmek zaten bir Fenerbahçeli oyuncu için başlı başına sıkıntılı durum. Ki bunun üstüne devrenin sonlarına doğru alay eder bir davranış biçimi oluştu stadyumda. Oyuncular da katıldı buna. Yer yarılsa da içine girsek hali var bizde.

ŞENOL USTAÖMER Futbolda rakibi hiçbir zaman rencide etmemek lazım.

NEZİHİ TOSUNCUK Hatta Rıdvan devre arasında ağlamıştı. Allah rahmet eylesin, Serkan (Acar) Abi’ye sarıldı falan… Zoruna gitti çocuğun.

RIDVAN DİLMEN Aykut’la duşlarda oturuyorduk, sinirden ağlamaktan beter olduk… Kimse inanmıyordu kazanacağımıza. Bir tek Veselinovic inanıyordu belki.

TURHAN SOFUĞLU Nedense benim içimde o maçın dönebileceğine dair bir umut vardı. Otelde izlerken, “Biz bu maçı alacağız” diyordum.

Santraları genelde Aykut’la yapardık. Eskişehir’de gol yedik, “Canını sıkma 6-7 yaparız” dedim, “Yapma ya!” dedi, 7-2 bitti. – Rıdvan Dilmen

MÜJDAT YETKİNER Veselinovic, beni çok sert bir tonla duşların oraya çağırdı. “Bana iki sene önceki Miço gibi bir 15 dakika oynar mısın? O prese ihtiyacım var” demez mi… Çok doldum tabii, “Çatlayacağımı bilsem oynarım” dedim.

AYKUT KOCAMAN Hoca aslında oyunun doğasına aykırı bir değişiklik yapmak durumunda da kaldı. Oğuz sakatlıktan çıkmıştı ve sakatlığın etkisiyle pek rahat gözükmüyordu. Oğuz’u çıkarıp, ağırlıklı olarak sağ bek oynayan Taygun’u aldı.

TAYGUN ERDEM Veselinovic o aralar beni kesiyordu takımdan. Oyuna gireceğimi söyleyince, “Orada burada kesti, şimdi 3-0 olmuş maça sokuyor” dedim içimden. Bir yandan da strateji yapıyorum: “Tanju üç tane attı, Ergin Abi’yi çıkarıp beni onun karşısına alacak. Ufak ufak onu ısırırım maç başlayınca…”

MÜJDAT YETKİNER Girdik odaya, tahtaya 3-0 yazdı, “Beyler, Galatasaray ile bir maç yaptık ve ilk yarıyı 3-0 kazandılar” dedi, devam etti…

RIDVAN DİLMEN “Kaybettik, elendik. 1-0 yenmek için sahaya çıkın. Maç, 1-0 bitsin” dedi. Biraz hoşumuza gitti tabii o fikir.

AYKUT KOCAMAN “Siz şampiyonluğun bir numaralı adayısınız. 3-0 olabilir ama ikinci yarıyı kazanmaya bakın” demişti.

RIDVAN DİLMEN Fakat tam soyunma odasından çıkarken aksak Türkçesiyle, “Yalnız bu golü ilk on dakikada atarsanız, beş tane atarsınız!” dedi.

TAYGUN ERDEM Soyunma odasına girmemiştim, sahada ısınırken Ömer Kaner geldi yanıma, “Ön libero oynuyorsun, kimseyi kaçırma!” dedi. Sonra maç başladı ama ben daha kimin yerine oyuna girdiğimi bilmiyorum…

OĞUZ ÇETİN Hocanın devre arasındaki yaklaşımı ile oyuncuların tepkisi de denk geldi… Reaksiyona başladı takım, 47. dakikada olmadık bir Aykut çalımı ve gol!

AYKUT KOCAMAN Ben Simovic’e o güne kadar gol atamamıştım. Öyle iyi bir kaleci ki gol atmak çok zor olduğu için vuruş kaliteni zorluyorsun. Topa biraz daha falso vermeye, biraz daha itmeye, biraz daha sertleştirmeye çalışıyorsun. Bu da doğal vuruş kalitesine gölge düşüren bir şey. Vurdum ve “Gerçekten top içeride mi, Simovic yer mi” diye düşündüm bir an. İçerideydi…

TAYGUN ERDEM Gole sevinirken Ergin Abi’nin yanına gittim:

— Abi, kim çıktı ya?
— Oğuz çıktı
— Oğuz mu çıktı! Hass…!

Baktım, cidden çıkmış Oğuz Çetin.

ERCAN TANER Oradan sonra da Galatasaray pozisyonlara girmek için uğraştı ama Hasan Vezir çıktı sahneye, günün kahramanı…

HASAN VEZİR Golü yerdik ve bir oyuncu sahneye çıkıp gollerini atardı. O gün de maçın dönüşünü sağlamak bana nasip oldu…

OĞUZ ÇETİN Bence Hasan’dan ziyade Rıdvan devreye girdi ve onun sağladıklarını gole çeviren muhteşem bir Hasan izledik. “Al da at” golleri hepsi çünkü.

HAKAN TECİMER İkinci golden sonra Galatasaraylılar birbirleriyle ters ters konuşmaya başladılar. O ara bize daha büyük güç geldi.

RIDVAN DİLMEN Nezihi Abi’nin ikinci golden sonraki yumruğuna bakınca takıma verdiği enerjiyi anlıyorsunuz.

Topa vurdum ve “Gerçekten top içeride mi, Simovic yer mi” diye düşündüm bir an. İçerideydi… – Aykut Kocaman

TAYGUN ERDEM 3-2 olunca iş ciddiye bindi tabii. Prekazi, ikinci yarının başında bir de sarı kart görünce, “Ben bunu attırayım” dedim içimden. Bursa günlerimden bir husumetimiz de var… Taç çizgisinde bir pozisyon oldu. Girdim buna, kalktı ayağa, burun buruna geldik… Hafif bir dokundum, o da bana kafasıyla dokundu. İkimiz de kendimizi yere attık ve sarı kartları gördük. Onunki ikinci sarıydı tabii…

ERCAN TANER Prekazi’nin kırmızı kartı kırılma anıydı. Galatasaray’ın sahadaki bütün organizasyonu dağıldı.

TAYGUN ERDEM Sonra da Rıdvan Abi’nin harika bir ortasına Hasan Abi bir vole patlattı, 3-3… Rıdvan Abi’nin ortası hâlâ gözümün önünde, harikaydı…

RIDVAN DİLMEN Biliyordum ki Hasan ikinci direkte, topun altına girdim ve Hasan müthiş voleyi vurdu.

ERCAN TANER 3-3 olunca ben de gayet içimden gelerek “İşte maç!” dedim hatta.

ÖMER KANER Oradan sonra acayip kenetlendik, Hasan’ın golüyle maç 4-3 oldu.

TURHAN SOFUOĞLU Otel nasıl yıkıldı, nasıl bağırışlar çağırışlar oldu anlatamam…

TAYGUN ERDEM Skor 4-3’ken Savaş Koç sağdan ortaladı, Müjdat Abi’nin ayağına çarptı. Schumacher öbür köşeye giderken döndü, sağ ayağından destek alıp sol tarafta tuttu topu. Acayip bir kurtarıştı o.

RIDVAN DİLMEN Veselinovic, kötü oynadığımızda kızmazdı ama iyi oynadığımızda kızardı. Galatasaray’ı 4-3 yendik, “Neden beşinciyi atmadınız!” diye kızmıştı.

ŞENOL USTAÖMER Ali Sami Yen dönüşü tam bizim stadın orada önümüzü kestiler. “Nasıl yeniliyorsunuz bu Galatasaray’a!” diye bize çıkışıyorlar. İlk yarıda kızıp televizyonu kapatmışlar…

GÜRCAN BILGİÇ Mustafa Denizli’nin Alman kondisyoneri ilk yarı bittikten sonra tribünlere yumruk sallayarak içeri gitmişti. “Fenerbahçe ile dalga geçilmez, alırlar elini lavaboya sokarlar” yazdı İslam (Çupi) Abi maçtan sonra.

NEZİHİ TOSUNCUK Kupa çok da umurumuzda değildi ama ilk yarı 3-0 olunca afalladık işte. Bizim için lig önemliydi, rekora falan koşuyorduk.

100

ŞENOL USTAÖMER İzmir’deki Altay maçı gibi sezon sonuna doğru bir de Bursa maçı vardı… Rıdvan, her zamanki zekâsıyla bir penaltı aldı. O dönemde ben iki tane kaçırdım, bana “Sen at” deseler atmazdım. İsmail (Kartal) attı Allah’tan da kazandık. Bir iki tane de zor maç olsun, o kadar da kolay değil bu işler.

NEZİHİ TOSUNCUK ‘Arap’ diyoruz ya İsmail’e, o penaltıyı atarken bembeyaz oldu. Atmayacaktı da; Veselinovic gönderdi onu oraya. O gün Beşiktaş da Adana Demir’e puan kaybedince fark açıldı. Biz de rahatladık ve öbür hafta Konya maçında ilan ettik şampiyonluğu.

TURHAN SOFUOĞLU 70’ler, 80’ler geçilince iyice ayyuka çıktı bu 100’üncü gol mevzusu. O sıralar ben ameliyat oldum. Ameliyata giderken de “Acele etmeyin dönünce atarım” dedim. Sonra döndüm, ilk maç Konyaspor’la… Hoca ayağımı sordu, “İyiyim” dedim ve beni oynattı. 4-0 oldu skor, tabela kalktı ben çıkıyorum oyundan. Gol sayımız o esnada 99, daha yarım saat var…

BİLAL ŞAR 100’üncü golü atan oyuncuya, bir firma araba hediye ediyordu. Konya’da o zaman Necat (Barut) Abi vardı. Bir pozisyonda ters bir vuruşla kendi kalelerinde tehlike yarattı. Orada şöyle bir espri çıkmıştı: “Oğlum Necat, 100’üncü golü sen atınca arabayı sana vermeyecekler, Fenerbahçeliler atarsa verecekler!”

TURHAN SOFUĞLU “Bugün gol olmaz, sonraki maç ben atarım” dedim kulübede ayağıma buz yaparken. Ben çıktıktan sonra da yarım saat gol olmadı o maçta…

RIDVAN DİLMEN Beklenen gol Sarıyer maçında geldi. Soldan aldım, ikiye bir yaptım, vurdum…

TURHAN SOFUOĞLU Rıdvan, “Gol” diye koşarken Sarıyer kalecisi Yaşar (Duran) topu çeldi, bir baktım önüme düştü. Sürpriz oldu. Belki iyi niyetimden bilmiyorum ama bana kısmet oldu.

RIDVAN DILMEN O kadar emek sarf ettim ama Turhan tamamladı… Yaşar Abi de yedi, yedi, gidip benimkini çıkardı ayağıyla…

NEZİHİ TOSUNCUK O maçtan önce soyunma odasında konuşuldu: “Araba, 100’üncü golü kim atarsa atsın, mağduriyet yaşayan Samsunspor’a hediye edilecek” dedik.

ERGİN PARLAR 103 diyoruz ama aslında atılan gol sayısı 100. Üç gol geçirdikleri kazadan dolayı, ikinci yarıda maçlara çıkamayan Samsunspor maçından hükmen geldi…

RIDVAN DİLMEN Bir 100 tane de kaçırdığımız pozisyon olmuştur…

ÖMER KANER Son maçımızda bir mevzu daha vardı. Sarıyer’e yenilirsek, Galatasaray Avrupa kupalarına gidemiyordu. Biz yendik Sarıyer’i, o sayede Galatasaray Avrupa’ya gitti…

NEZİHİ TOSUNCUK Maçtan önce “Onurumuzla, şerefimizle çıkacağız ve kazanacağız. Kimse bizi ilgilendirmiyor” dedik. Hiçbir zaman düşmanca bir düşünce içinde olmadık.

ERGİN PARLAR Sarıyer’i 4-3 yendik, stadın oradan Aden Otel arası çok kısa bir mesafeydi. Ama tam iki saatte gittik. İnsan seliydi! “Fenerbahçe Cumhuriyeti” deniyor ya cidden öyle olduğunu anladım.

TRAVMA

RIDVAN DİLMEN Lig bitti, kupa finali oynayacaktık…

AYKUT KOCAMAN O sene lig epey uzamıştı, Haziran sonunda Beşiktaş’la kupa finalini oynadık. İlk maçta Kadıköy’de 1-0 mağlup olduk. Fakat o esnada takımca bir travma yaşadık.

ERGİN PARLAR Silivri’de kamptaydık. Hasan gelmedi oraya, merak ettik…

HASAN VEZİR Rahmetli Metin Aşık’la transfer döneminde biraz sıkıntılar yaşamıştık…

SERDAR ŞENKAYA Metin Abi’nin rahatlığının da payı var. “Gitmez” dedi ama kaçırdılar çocuğu…

OĞUZ ÇETİN Ergun Gürsoy hepimizin abisi, Hasan’la da memleketli. Etkilenmeme şansı yok…

HASAN VEZİR Ergun Gürsoy ve Yurdaşen Karahasan beni çok istiyordu. Ben Galatasaray’ın verdiği paranın çok çok altına da Fener’de kalmaya hazırdım ama maalesef gerçekleşmedi.

RIDVAN DİLMEN Hasan’ı çok severiz, gitmesini hiç istemezdik. Kızdık çünkü final oynayacaktık… Bugün bile yanlış buluyorum ama sonradan öğrendik ki kalmayı çok istemiş.

OĞUZ ÇETİN Bizi en çok etkileyen Hasan’ın gidiş şekliydi. Türkiye Kupası finalinden önce gitmesi, Galatasaray’ın Hasan’ı hak etmediği şekilde kullanması; tatilde mesajları, resimleri…

HASAN VEZİR Evet, gitmek istemiyordum çünkü oyuncu kalitesi çok farklı olan bir takımdaydım. Hatta bir sene sonra uyumumuz daha da iyi olabilirdi diye düşünürüm hep.

HAKAN TECİMER Bence Hasan gitmeseydi üç- dört sene üst üste şampiyon olabilirdik. Sistem çok bozuldu.

SONRA

AYKUT KOCAMAN Sonra ne oldu, değil mi? Çok güzel soru bu aslında. Fenerbahçe’nin o günkü gücü, Türk futbolundaki yeri, mali kuvveti ve diğer şeyleri yan yana getirdiğimiz andan itibaren; bir günde bu kadar olumsuz değişim kolay rastlanır bir durum değil.

OĞUZ ÇETİN Takımın iskeleti Hasan’ın ayrılışı sonrası bozulmuştu.

NEZİHİ TOSUNCUK Hasan’ın yerine Nielsen diye bir oyuncu geldi. Biz de Danimarka Milli Takımı’ndakini aldılar sandık… Sonra bir baktım; ülkenin nüfusu üç milyon, zaten yarısı Olsen yarısı Nielsen! Bize gelen Nielsen, 5’e 2’lerde top tutmayı bilmiyordu.

OĞUZ ÇETİN Ertesi sene Schumacher başta olmak üzere Rıdvan, Aykut, Serdar, Turhan, Hakan… Hep ciddi sakatlıklar yaşadılar.

RIDVAN DİLMEN Trabzon maçında Yesic’in müdahalesinden sonra, “Eyvah, her şey bitti” dedim. Çünkü diz kapağımın döndüğünü gördüm orada…

AYKUT KOCAMAN Müthiş uyumlu takımdan bir anda beş-altı oyuncu kenara çekildi. Bu yüzden de sonuçlar açısından serseri bir takıma evrildik. Tahmin edilebilirlikten uzaklaştık.

BİLAL ŞAR Her şeye rağmen, benim gol attığım maçta Beşiktaş’a 3-1 yenilmesek şampiyonluğun en güçlü adayı bizdik. İyi götürmüştük ligi.

YALÇIN TÜRK O sezon Tahsin Kaya’nın yönetimle ters düştüğü için istifası da var… Ardından Metin Aşık seçildi. Bu süreçler de ister istemez takıma olumsuz etki yaptı. Fenerbahçe’ye kişisel servetinden ciddi paralar vermiş bir başkandır Metin Aşık… Ancak hiç şampiyonluk göremedi.

OĞUZ ÇETİN Metin Aşık döneminde çok fazla transfer yapıldı. Ya becerikli oyuncu profilinin dışına çıkıldı ya da Tanju gibi stilimize uygun olmayan oyuncular aldık…

HAKAN TECİMER 90’larda antrenörler değişti, oyuncular değişti… Venglos’un, Hiddink’in, Osieck’in oyun sistemleri devamlı değişiklik gösteriyordu. Takımın iskeleti de kaydı.

MİRAS

OĞUZ ÇETİN Bütün bunların yansıması da olumsuz sonuçlar doğurdu. Kendi adıma, sekiz senelik Fenerbahçe kariyerimde ilk senem ve son senemde şampiyonluk yaşayabildim sadece…

RIDVAN DİLMEN O günlerin kıymetini şimdi anlıyorum. Şampiyon olduktan sonra Bağdat Caddesi’ndeydik, ben arabamın içindeyim, arabam ise havadaydı.

OĞUZ ÇETİN İlk 11’de yabancı olarak sadece Toni Schumacher vardı. Kalan on futbolcu, bizdik. Takım bizimdi, kulüp bizimdi. Aidiyet duygusu, taraftar ilişkisi farklıydı…

AYKUT KOCAMAN O yıldan bu yıla kadar kurulan yeni takımlara bakarsak, bunun çok kolay bir şey olmadığını görürüz. Çok sayıda yetenekli oyuncu alıp hepsinin neredeyse hemen uyumlu hale gelmesi, eşine kolay rastlanır bir durum değil.

OĞUZ ÇETİN Kişisel olarak bakınca 1995- 1996’da Aykut’un ve benim, bir daha o formayı giymeyeceğimizi bilmemize rağmen sahada olmamız; Fenerbahçe’nin yıllar sonra şampiyon olması… Ayrı bir olay. Ama futbol dediğin zaman, keyif dediğin zaman, futbolun ruhu dediğin zaman, her şeyi bir kenara it; 1988-1989.

RIDVAN DİLMEN Eğer bugün bile oturup konuşuyorsak, gerçekten büyük iş yapmışız.

OĞUZ ÇETİN O yılları yaşayanlar çok şanslı, bizler de öyle. Biz, o günlerde evdeki kişilerdik, aileden biriydik. İnsanlar gerçekten bizimle birlikte yaşadılar. Bugünlere taşıyan da onlar. Çünkü bugünlerde böyle sevinçler yaşanmıyor artık..

Röportajlar: İlhan Özgen & Aras Yetiş

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Harika Çocuk

Harika Çocuk

4 sene önce
Sıfır

Sıfır

4 sene önce