Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Diğer SporlarGenelGündemMarka

Güçlü mü? Başarılı mı? Tartışmalı mı? Özne Maria Sharapova ise bu soruların hepsine evet cevabını vermek mümkün. Hikâyenin başından sonuna kadar...

Bu yazı ilk olarak Socrates’in Ağustos 2019 nüshasında yayımlanmıştır. Tüm sayılarımıza bu adresten ulaşabilirsiniz.


ABD’nin doğu kıyısında, Florida sınırları içinde yer alan Bradenton’ın anlamı bazı ünlü tenisçiler için oldukça fazla. Burada tenis dünyasının en önemli yetenek fabrikalarından birisi, Nick Bollettieri’nin akademisi var. Gençliğinde orta karar bir oyuncuyken sonraları efsane bir antrenöre evrilen Bollettieri de yıllardır hummalı üretimin başındaki isim. Andre Agassi, Monica Seles, Jim Courier ve Mary Pierce gibi Grand Slam şampiyonları onun himayesinde yetişti. Başarı skalasındaki yerleri sebebiyle az önceki isim seçkisine giremeyecek birçok iyi oyuncu da şöhretli akademinin tozunu yuttu. Kısacası Bollettieri, beceriyi görme ve onu işleme konusunda ciddi maharete sahip.

Doksanlı yıllar Bollettieri ve akademisi için şaşaalı günlerdi. Günün birinde çocuklarının yeni Agassi ya da yeni Seles olmasını isteyen onlarca aile, usta antrenör ve ekibinin kapısını çaldı. İçlerinden bazıları ortalama, bazıları iyi, sadece çok azları ise büyük tenisçilere dönüşme şansı bulacaktı. O çocukların biri, kadın tenisi için eşine önceleri rastlanmamış bir başarı modeli üretti. 10 yaşındaki Anna Kournikova, altın sarısı saçları ve boyundan fazla özgüveniyle ortaya çıktığında herkesi şaşırtmıştı. Hem geri çizgide hem de filede oynayabilecek kapasitede, ‘yetenekli’ sınıfında değerlendirilebilecek bir oyuncuydu. İz bırakmasını sağlayan şeyse kort üstünde yaptıkları olmadı.

Kournikova, milenyum başında dünyanın en çok kazanan kadın sporcuları arasına girdi. Kendisinden daha başarılı, daha yetenekli onlarca tenisçiden fazla para kazanmasının temelinde popülaritesi yatıyordu. Evet, iyi bir oyuncuydu ama daha iyi bir reklam yüzüydü. Bir tane tekler turnuvası şampiyonluğu dahi görmeden, sırt sakatlığı sebebiyle 22 yaşında emekli olduğunda banka hesabında 50 milyon dolar yazmasının nedeni buydu. Fiziksel görüntüsü yeteneğinin önüne geçerek Kournikova’ya beklenmedik kapılar açmıştı. İlerleyen yıllarda onca başka sporcu Rus yıldızın izinden gitmeye çabalayacak ama kimse benzer çapta etki yaratamayacaktı. Bir kişi, üstelik Kournikova’ya benzetilmekten ya da onunla kıyaslanmaktan nefret eden, bir başka Bollettieri öğrencisi hariç…

***

— Masha’nın tenisi Mozart’ın müziği gibi, günün birinde dünyanın en iyisi olabilir. Yani durum kötü.
— Bunun nesi kötü?
— 18. Yüzyıl Viyana’sında değiliz, 20. yüzyılda ve Soçi’deyiz. Mozart şimdi ve burada doğsa adını kimse duymazdı.

İlk antrenörü ve babası arasında geçen diyalog, Maria Sharapova’nın 2017’de yayımlanan otobiyografisi Unstoppable’daki kilit bölümlerden. Öyle ki tüm zamanların en ünlü kadın tenisçileri arasına girme yolunda, Sharapova ve babası Yuri’nin yaptığı ABD seyahatinin kıvılcımı tam da bu noktada çakılmış. Sonrası ise ciddi fedakârlıkların ürünü. Varlarını yoklarını ortaya koyup, ceplerinde sadece 700 dolarla Yeni Kıta’ya gelen baba-kızın hikâyesi dokunaklı ve ilham verici. Florida’daki zorlu yaşam şartlarında, tenis gibi yüksek maliyetli bir sporu yapması olanaksız gözüken Masha’nın kararlığı da eşsiz. Gerçi 17’sinde Wimbledon’ı kazanan, 18’inde dünya 1 numarası olan ve sonraları kariyer Grand Slam’ini tamamlayan bir tenisçiden azını beklemek de mantıksız.

Maria Sharapova’nın büyüklüğünü tüm sınırlarıyla tespit etmek için istatistiklerden biraz soyutlanmalı ve geniş bir perspektif kazanmalıyız. Masha, çıkışını kadın tenisinin altın çağlarından biri olarak addedilebilecek 2000’ler başında yaptı. Williams kardeşler henüz dümene geçmişti; Lindsay Davenport, Kim Clijsters, Justine Henin ve Amelie Mauresmo gibi isimlerin her biri sıralamanın zirvesine zaman zaman uğramaktaydı. Grand Slam kazanabilecek veya zaten kazanmış onca yıldızın arasında yer edinmesi Sharapova’nın ilk ciddi başarısı oldu. Bunu yaparken kendine has, iki kanattan sert ve temiz vuruşlarla sonuca gittiği tenisinden asla ödün vermedi. Soçi’de ya da Florida’da, dört yaşından beri neredeyse her gün toplara daha iyi vurabilmek için antrenman yapıyordu. Spor onun hem tutkusu hem de yoksulluktan çıkış biletiydi. Dolayısıyla kendisini içinde bulduğu yüksek seviye bile Masha’yı hedefinden alıkoyamadı.

Kort içinde büyüyen aurası, Sharapova’yı işin pazarlama tarafında da güçlü bir marka olmaya doğru taşıyordu. Tabii onun ne kadar önemli bir reklam yıldızı olabileceği aslında yıllar öncesinden müjdelenmişti. Bollettieri’nin desteğiyle erken yaşta menajerlik şirketi IMG ve hâlâ birlikte olduğu menajeri Max Eisenbud’la çalışmaya başladı. İlk sponsorluk anlaşmasını sadece 11 yaşındayken Nike ile imzaladı. 2005’e gelindiğinde dünyanın en çok kazanan kadın sporcusuydu ve 2016’da yaşadığı krize kadar bu koltuğu kimselere kaptırmayacaktı. Sponsorluk portfolyosuyla kıyaslanabilecek az sayıda başka sporcu vardı. Gelirinin büyük çoğunluğu kort dışında kazandığı için de tenisine zarar verebilecek dış etkenleri bloklaması mühimdi. Masha; ışıltılı ve tempolu hayatını sürdürürken aslında tenis oyuncusu olduğunu hiç unutmadı. Hayatını bu denli planlı şekilde ikiye bölmesi de onu âdeta ikinci kariyerine hazırlıyordu.

***

2012 senesinde bir Maria Sharapova girişimi olan Sugarpova markası tanıtıldı. 500 bin dolarlık yatırım sonucunda doğan şekerleme ve çikolata markası, pazarlama kuvvetini sahibinin uluslararası bilinirliğinden alıyordu. Entrepreneur dergisine, yatırımları üzerine röportaj veren Masha da kuruluş aşamasında kafasından geçenleri, “Ben bir işe potansiyeline, dağıtıma ya da büyüme fırsatlarına bakmadan başlamam” sözleriyle dile getirmişti. Bu, onun korttaki profesyonelliğini iş hayatına da sirayet ettirdiğinin kanıtıydı. İlk etapta deneme olarak başlayan Sugarpova da zaman geçtikçe ciddi bir şirkete dönüştü. Menajeri Eisenbud, “Maria bence bir tenis oyuncusu olduğundan çok daha iyi bir iş kadını olacak” sözleriyle müşterisine sadece iltifat etmiyordu.

En fazla para kazanan kadın sporcu olmak, iş kadınlığı denemeleri hususunda Masha’nın elini fazlasıyla rahatlatıyordu. Ancak bunun yanında, tıpkı devam eden tenis yaşantısında olduğu gibi destek kuvveti vardı. “Sporun bana kattığı en önemli şeylerden birisi, etrafıma uzmanlardan oluşan bir takım kurmak oldu. Fikrine güvendiğim ve fikir aldığım az ama öz insan var” şeklinde anlattığı takımın tavsiyeleri isabetli olmalıydı. Zira dövüş sporlarının yükselen trendi UFC’ye, güneş kremi üreticisi Supergoop’a, Charly adındaki telefon uygulamasına ve nicelerine yatırımlarda bulundu. 2014 Fransa Açık’tan beri slam kazanamamıştı ama kort içi/kort dışı dengesini hâlâ koruyordu. Başarılı iş hayatının yanında, ilk göz ağrısı tenisi de ikinci plana itmiş değildi.

Kitabında anlattığı üzere, Masha bu noktadan sonra olacakları şöyle öngörüyordu: 2016 Rio Olimpiyat Oyunları’nı da kapsayan bir veda turu yaparak tenisi bırakmak ve konsantrasyonunu tamamen iş hayatına vermek. Fakat dört yaşında raketi eline alan, günün birinde dünyanın en iyi tenisçisi olmak için zorlu ABD seyahatine çıkan, zirveye ulaşan ve senelerce oralarda duran Sharapova için hayatta ilk kez işler planın dışına çıkacaktı. Çeyrek finalde Serena’ya kaybettiği 2016 Avustralya Açık sonrası, “Muhtemelen emekliliğini açıklayacak” ortak tahmininde birleşilen basın toplantısında Masha herkesi şok ediyordu:

“Bilmenizi istiyorum ki bundan birkaç gün önce Uluslararası Tenis Federasyonu’ndan (ITF) Avustralya Açık’taki doping testimi geçemediğime dair bir e-posta aldım…”

Sonrası kaostu. Sadece tenisin değil sporun en tanıdık yüzlerinden biri doping testinden geçemediğini itiraf etmişti. Ancak bu süreç dahi Masha’nın kendi hayatı üzerinde kontrol sahibi olma takıntısını yeniden gösteriyordu. Beş kez Grand Slam şampiyonu olan Rus tenisçi, ITF’in mailini alır almaz açıklamayı kendi yaptı. İdrar örneğinde bulunan madde dünyada bilinen adıyla Meldonyum, Rusya’da bilinen adıyla Mildronat’tı. Sovyetler Birliği kökenli bu ilaç 2016’nın hemen başında WADA’nın performans arttırıcı yasaklı madde listesine girmişti. Söylediğine göre Sharapova’nın ilacı kullanma nedeni, ülkesinde yıllar önce gittiği doktorun ona kalp ritmi bozukluğu sebebiyle reçete etmesiydi. Hatası ise kendisine gönderilen güncel yasaklı maddeleri kontrol etmemek…

Masha, 15 ay boyunca doping cezası çekti. Bu esnada altın madalyayı çok istediği olimpiyat oyunları da dâhil olmak üzere epey önemli turnuva kaçırdı. Dünya sıralamasındaki yerini ve hepsinden önemlisi kendisine duyulan saygının bir bölümünü kaybetti. Kimileri bunun masum bir yanlışlık olduğuna inanırken -başka doping vakalarından da benzer mazeretler duymaya alışkın- kimileri onu hiçbir zaman affetmedi. Max Eisenbud’a göre, çoğu ünlü isim hatta çoğu büyük şirket böylesi bir krizden sağ çıkamazdı. Ancak Sharapova’nın markası öyle güçlüydü ki zorlu fırtınadan hasarlı da olsa kurtuldu.

***

Yaşam öyküsüne vakıf olunduktan sonra Masha’ya bir konuda hak vermemek güç. Kendisinin de söylediği gibi doğduğu ülke ve saç rengi hariç, Anna Kournikova’yla arasında öyle fazlaca benzerlik yok. Tenisleri farklı, spora yaklaşımları farklı, başardıkları farklı, yolları farklı… Ancak şu bir gerçek ki önce Kournikova ardından da Sharapova kadın tenisinin çehresini değiştirdiler. Büyük sponsorları ve dolayısıyla daha büyük paraları oyunun içine soktular. Belki de sakatlığı sebebiyle Kournikova işin tamamıyla ‘marketing’ tarafında kaldı; Sharapova ise önceliğini hep başarı olarak belirledi. Bu yüzden de genç tenisçiler için güçlü bir rol modeli oldu, milyonlar tarafından hayranlıkla izlendi.

Maria Sharapova artık 32 yaşında ve kariyerinin son demlerini geçirdiğini tahmin etmek için kâhin olmaya gerek yok. Aldığı cezadan hiçbir zaman eskisi kadar etkili bir tenisçi olarak dönemedi ama diğer sahada, yani markası adına önemli hamleler yapmaya devam ediyor. Örneğin ilk kriz anında çekilecekleri söylenen büyük sponsorlarının çoğunu korumayı başardı. Yatırımlarını sürdürdü ve kort dışındaki imajını kuvvetlendirerek odağı değiştirdi. Her şeye rağmen kalbinde asıl yatanın özüne dönmek ve tekrar kupalar kazanmak olduğu açık. Yapabilir mi? Hırsı ve profesyonelliği göz önüne alınırsa buna “Hayır” dememeli. Ne de olsa Masha her zaman kazanmak için oynar. Skor ne olursa olsun…

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Hayal Kuran Herkese

Hayal Kuran Herkese

3 sene önce
Neno

Neno

3 sene önce
Sözlü

Sözlü

3 sene önce