Sahne sanatları festivali A Corner in the World, performans ile sporu bir araya getiriyor. İstanbul’un Bomonti semtine yayılacak, 2 Mayıs’ta başlayacak festivalin programında, halı sahada bir ‘kontak doğaçlama’ performansı da var. Bu iş için son hazırlıklarını yapan ekibin lideri Dilek Üstünalan, dansçı Özge Karademir ve festival sahibi bomontiada ALT’ın küratörlerinden Fatih Gençkal ile buluştuk.
Festivalde ne yapacaksınız?
Dilek Üstünalan: Bir performans yürüyüşü içinde yer alacağız. Seyirciler buluşacak, bir performans izleyecek, sonra yürüyerek hep beraber bir başka performansı izlemeye geçeceğiz, sonra bir başkasına.
Rota nasıl?
DÜ: bomontiada’da buluşuyoruz, Fransız Fakirhanesi’ne, The House Otel’e, Şişli Gençlik Spor Kulübü’ne, Kozmos Coffee’ye gidiyoruz, oradan bomontiada’ya geri dönüyoruz.
Siz ne hazırlıyorsunuz?
DÜ: Biz Karşılaşmalar diye bir performans hazırlıyoruz. Halı sahada ve ara ara diğer mekanlarda, parça parça performanslar yapacağız aslında. Biz kontak doğaçlama dansçılarıyız.
O ne demek?
DÜ: Kontak doğaçlama çağdaş dansın bir formu. Bu dans, temas halinde ve ağırlık paylaşan iki veya daha fazla bedenin kontaklarından doğan doğaçlama hareketlerden oluşuyor.
Başka formlardan farkı ne?
DÜ: Partnerli diğer danslardaki gibi bir dansçı diğerini belli bir forma sokmuyor. İki kişi de ne ortaya çıkacağını bilmiyor. Hareket araştırması aslında. İletişim içinde pazarlık bile diyebileceğimiz bir şey gerçekleşiyor ki ortak bir harekete erişilebilsin. Bence en önemli farkı öngörülemez, bilinmez, spontan olması. Ağırlık paylaşımı da çok temel bir şey.
O nedir?
DÜ: Birbirimize ağırlığımızın bir kısmını veriyoruz. Birbirimizin ağırlığına destek oluyoruz. Bu da birbirimize yaslanma, birbirimizi yerden kaldırma ya da uçma gibi hareketlere dönüşebiliyor.
Festivaldeki performanslarınız ne tür şeyler olacak?
DÜ: Birtakım skorlar belirledik. Mesela halı sahadaki skorlardan biri ‘çarpışmalar’. Koşup koşup birbirimizle çarpışıyoruz ve oradan ne çıkacağına bakıyoruz. Sonsuz olasılık var, onları araştırıyoruz.
İnsanlar bunu izlemeyi neden seviyor?
DÜ: İlginç geliyor herhalde. Değişik, tuhaf bir şey oluyor. Dans desen, dansa çok benzemiyor. Ama bir estetik de var. Spor desen, evet, biraz spor gibi, atletizme kayan tarafları var ama tam olarak o da değil. Spor da estetik bir şey, sporu da izlemek istiyor insanlar. Ben mesela izlerken ortaya çıkan formdan öte, dansın içindeki iletişimi görmekten keyif alıyorum. İki kişi birbiriyle akmaya nasıl devam ediyor, onu görmeyi seviyorum esasen.
Siz bir grup musunuz?
DÜ: Evet. Kontak Doğaçlama Türkiye adını veriyoruz grubumuza. Kontak doğaçlama birçok ülkede ve şehirde, oraya özel topluluklarla yapılıyor genellikle. Çünkü bir topluluk oluşturmayı gerektiriyor. Biz de Türkiye’deki kontak doğaçlama topluluğuyuz. Düzenli olarak bir araya geliyoruz. Festivale de programı uyanlardan oluşan bir ekiple katılıyoruz.
Önceki provalarınızda spordan yararlanıyor muydunuz?
DÜ: Kontak doğaçlamanın tamamı spora benziyor aslında. Devamlı koşuyoruz, düşüyoruz, zıplıyoruz, takla atıyoruz… Zaten buna spor-dans, spor-sanat diyenler de var.
Halı sahada dans etmek sizin fikriniz miydi?
DÜ: Hayır. Organizasyon keşfetti, bize önerdi, biz de bayıla bayıla kabul ettik. Biz skorlarımızı önceden bildirmiştik. Bunlar için genişçe bir çim alan olsa iyi olur, demiştik. Tadından yenmez bir yer buldular. Çim plastik de olsa geniş alana kavuşmak süper oldu.
Halı sahada dans etmeniz, gösteriniz için belirleyici olacak mı?
DÜ: Halı sahanın çok özel bir anlamı yok bizim için. Ama yaptığımız sportif bir şeye benzediği için izleyenlerin gözünde bir örtüşme de olabilir.
Fatih, dans performansı için neden halı sahayı seçtiniz?
Fatih Gençkal: Mekan belirlerken bir yandan bölgede nasıl alanlar olduğuna, bir yandan da gelen başvurulara bakıyoruz. Nasıl bir eşleştirme yapabileceğimizi düşünüyoruz. Halı saha bence bu işin sportif tarafına çok uyuyor. Çocukluğunda toprak sahalarda, yamuk yumuk zeminlerde maç yapan benim gibi insanlar için halı saha deli danalar gibi koşturabileceğiniz, özgür bir alandır. Bugün bile prova için girdiğimizde oradaki küçük çocukla top oynamaya başaladım. O hissiyat, bu işe çok yakın. Oyunbazlık, sporun oyun tarafı bu işle çok paralel. Bizim bu yürüyüşte yapmak istediğimiz şey zaten, performans alanı olmayan yerlere işler koyup oraları insanlara başka bir perspektiften göstermek. Birlikte bir paylaşımda bulunmak.
Şişli Gençlik Spor Kulübü bu mekan talebini nasıl karşıladı?
FG: Çok sıcak davrandılar, hemen ilgilendiler. Alın kullanın, dediler. Biz de onları kendi etkinliklerimize davet ettik. Zaten bu, bizim etkinliğimiz olduğu kadar, mahalleyi tanıma turu gibi bir şey. Onlar da bomontiada’nın mahalledeki komşuları. Böyle bir ilişki geliştirmek bizim için de çok önemli. Çok mutlu olduk.
Provalarda halı sahada dans etmek nasıl hissettirdi?
DÜ: Bayağı keyifliydi. Özgür, rahat geldi. Alabildiğine alan var. Açık hava; gökyüzünü, dışarıyı görüyorsun… Normalde çok daha kısıtlı yerlerde çalışabiliyoruz. Bana, harekete teşvik etti gibi geldi.
Özge Karademir: Halı saha bana da çok keyifli geldi. Çarpışmalardan sonra yere düşme korkusunun kendisi bir skor, bir çalışma alanı. İçimde o korku vardı ama yer “Düşebilirsin, ben yumuşağım” diyordu. O açıdan halı saha içimi rahatlattı.
Gelecek seyircilere şimdiden söylemek istediğiniz bir şey var mı?
DÜ: Yürüyüş boyunca birkaç gösteride bir karşılarına çıkacağız. Bizi gerçekten çok yaklaşarak, uzaklaşarak, alta üste girerek, tuhaf açılara geçerek falan izlemekte çok serbest hissetmelerini istiyoruz. Biz ne kadar doğaçlıyorsak izleyici de o kadar doğaçlayabilir.
Peki aranıza karışabilecekler mi?
DÜ: Ona girişen olur mu, bilemiyoruz. Karışabilen olursa karışır. Biz açığız yani…
——————
Tarih: 6 Mayıs Pazar
Buluşma Yeri: bomontiada ALT önü
Konsept ve Kurgu: Dilek Üstünalan
Dansçılar: Hakan Demirtürk, Nilay Arıöz, Beste Demir, Özge Karademir, Arda Saracan, İlayda Türbedar, Dilek Üstünalan
Etkinlik ücretsiz.