Yaklaşık 1 sene önce Kadıköy’de oynanan Mersin İdman Yurdu – Samsunspor finalinde kazanan Akdeniz temsilcisi olmuştu. Maçın yıldızlarından biri ise Berkan Afşarlı’ydı. Mersin İdman Yurdu’na transfer olan gurbetçi oyuncu sezonun son bölümüne damga vurmuştu. Alt ligleri takip eden futbolseverler, onun Süper Lig’de neler yapacağını büyük bir merakla bekliyordu. Fakat bu sezon kimse onu sahada göremedi. Önce sezona yedek olarak başladı, ardından da lenfoma hastalığına yakalandığını öğrendi. Berkan, sezonun öne çıkan isimlerinden biri olmadı ama belki de sezonunun en önemli galibiyetine imza attı. Socrates ekibinden İrem Köroğlu, Berkan ile konuştu…
– Türkiye’ye,Mersin’e geliş sürecin nasıl gerçekleşti? Mersin’e uyum sürecin nasıl oldu?
Berkan Afşarlı: Transfer süreci baya karışıktı. İsviçreli bir menajerin bağlantısıyla geldim. Aslında bir de bir yanlış anlaşılma oldu. Almanya’dan başka bir Berkan bekliyorlardı İsim benzerliğinden dolayı bir karışıklık oldu, ben geldim. İlk antrenmandan sonra da o zamanki hocamız Hakan Kutlu hemen ‘Tamam istiyoruz’’ dedi. Ben Almanya’da doğdum, büyüdüm. Orada da oynadım. Daha sonra İsviçre’ye gittim. Oradan da buraya geldim. Uyum sürecinde takım arkadaşlarım, abilerim bana destek oldular. Her konuda yardımcı oldular.
– Geçen sezon play-off finalini kazanıp Süper Lig’e yükselmiştiniz. O gün Kadıköy’de neler hayal etmiştin? Bu sezondan ve yakın gelecekten beklentilerin neydi?
Berkan Afşarlı: İlk önce, çok büyük bir sevinç yaşadık hem takım olarak hem kişisel olarak. Son maçlara doğru oynamaya başlamıştım. Türkiye’deki ilk senemde Süper Lig’e çıkmak çok güzeldi. Tabi ondan sonra da Süper Lig’de kendimi gösterme şansı bulacağımı düşünüyordum, onu hayal ediyordum. Onun için çalışıyordum. Bu sene kısmet değilmiş. Artık inşallah seneye yeni sezonda bir şeyler yaparım.
– Adın birçok takımla da anılmıştı. Transfer olmayı düşünmüş müydün?
Berkan Afşarlı: Buraya geldiğimde çok basit bir sözleşme imzalamıştım. Benim tek amacım, Türkiye’de kendimi göstermekti. O yarım sene iyi geçti. Yazın masaya oturduk fakat yeni sözleşme için ortayı bulamadık. Türkiye’den başka takımlardan da teklifler vardı. ama gidemedim. Aslında gitmek de istemedim. Ama Mersin İdman Yurdu ile yeni bir sözleşme imzalayamadım diye üzüldüm. Sonra yazın ‘’Bu seneyi de böyle geçiririm’’ dedim. Maddi konularda biraz sıkıntılıydı ama Mersin çok güzel bir yer, her türlü burada kalmak isterim. Teklifler vardı ama Mersin bırakmadı. Ve burada da şansı bir türlü bulamadım.
– Sezon başında da çok fazla oynayamadın. Onun nedeni neydi, hastalığın henüz ortaya çıkmamıştı herhalde?
Berkan Afşarlı: Hastalık ortaya çıkmamıştı. O zamanlarda hoca beni tercih etmemiş olabilir. Devre arası kampından sonra da hastalık ortaya çıktı. Ama hastalık sıkıntı değil, ben ilk günden beri kendimi çok iyi hissediyorum. Kemoterapi alırken bile kendimi çok iyi hissediyorum. Çok şükür yan etkilerden hiçbir şey görmüyorum. Hastalığı da atlatmış sayılırım.
– Rıza Çalımbay, sezon başladıktan sonra bir röportajında, “Berkan’ı isteksiz olduğu için oynatmıyorum’’ demişti. Oysa senin belki de sahadaki en önemli özelliğin istekli olmandı. Hoca haklı mıydı sence?
Berkan Afşarlı: Hocaya karşı koyulur mu? Rıza Hocam bunu böyle gördüyse ben çok üzülürüm. Çünkü antrenmanlarda her şeyimi ortaya koymaya çalışıyorum. Bunu yaptığıma da eminim. Futbolcu üzülür oynamadığı için. Hiç kimse gelmiyor yanına, konuşmuyor seninle. Belki bir iki hafta kendimi bırakmışımdır. Ama uzun süreli bir şey de değildir. Normalde kendimi de bırakmam, yani moral bozukluğu olsa da antrenmanlarda her şeyimi ortaya koyarım.
– Hastalık nasıl ortaya çıktı. Teşhis konmadan önce; nasıl fark ettin. Vücudundan ne gibi değişiklikler oldu.
Berkan Afşarlı: Boynumda baya büyük bir beze çıktı, şişkinlik vardı. Takım doktoru Ahmet Abi’ye gittim. Elledi, baktı, ilaçlar verdi. ‘’Birkaç gün takip edelim’’ dedi. İlaçlardan sonra da değişen bir şey olmadı. Sonra hastaneye gittik, ultrasonla baktık. Orada da “Sıkıntı değil, gençsin, sporcusun bunlar gelir gider, hiç sıkıntı değil ama tam nedeni bilmek istiyorsan Tıp Fakültesi Hastanesi’ne git, orada biyopsi yapsınlar” dediler. Takım doktorumuz da bunu istedi. Ben de yaptırdım. Orada da ortaya lenfoma çıktı.
– Hastalığı ilk öğrendiğinde neler hissettin, ilk kime söyledin? Ailen nasıl karşıladı?
Berkan Afşarlı: Hiçbir şey hissetmedim aslında. Belki o anda tam anlamıyla farkına varmadım. Ailem için çok düşündüm, çünkü hastalık benim için sıkıntı değildi, o zamanlarda kendimi de iyi hissediyordum. Sadece boynumda bir şişlik vardı. İlk olarak Almanya’daki en yakın arkadaşım Murat’a telefon açtım. O da “Ne diyorsun Berkan, sen ve kanser yakışmıyor” diye espri yaptı. Aileme baya geç söyledim. Önce biyopsiyi bekledim. Sonuçları aldıktan sonra aileme söylemeye çalıştım. Tam da söyleyemedim zaten, çünkü annem babam uzaklarda, ablalarım da Almanya’da. Sonra takım doktoru Ahmet Abi ve masör Ersoy Abi annemlerle konuştu. Ama ben kimse benim için üzülmesin diye her zaman ‘Hiçbir sıkıntı yok ben iyiyim’’ dedim.
– Tedavi süreci nasıl geçti? Neler yaşadın? Nerede tedavi oldun?
Berkan Afşarlı: Tedavi Mersin’de oldu. İyiydi, 2 haftada bir kemoterapi alıyorum. Antrenmanlara çıkamıyorum kemoterapiden dolayı. 7 tane kemoterapi aldım bugüne kadar. İki hafta önce tedaviye vücudumun nasıl tepki verdiğini görmek için PET çekildi. Sonra güzel haberler aldık. Kanseri yenmiş sayabiliriz. Tedbir amaçlı birkaç tane daha kemoterapi alacağım. Sözleşmem 31 Mayıs’ta bitti. Ama daha bir şey konuşulmadı. Onun için bir şey söyleyemiyorum. Ama Türkiye’de oynamak istiyorum. Türkiye’den kolay kolay gitmek istemiyorum.
– Futbola olan ilgin ne duruma geldi? Mesela antrenmanları izlemeye gittin mi?
Berkan Afşarlı: Gittim tabi. Ama işte kemoterapiden sonra ilk 4-5 gün evden sadece 1 saat yürüyüşe çıkıyordum. Mikrop kopmamak için insanların arasında fazla çıkmıyordum. Takımın yanına gitmeye çalıştım. Antrenmana gidiyordum. İlk 6 haftada yürüyüş yapıyordum, topla zaman geçiriyordum, şut falan çekiyordum. Sonra bunları da yavaş yavaş bıraktım. Çünkü gücümü sadece hastalıkla mücadele için harcayayım da daha çabuk geçsin diye düşündüm. Ama yine de takımın yanına gitmeye çalıştım. Ben gitmesem de onlar da benim yanıma geliyorlardı.
-Takım da iyi bir sezon geçirdi aslında…
Berkan Afşarlı: Evet Mersin İdman Yurdu için çok iyi bir sezondu. Herkesi tebrik etmek lazım.
– Taraftarlar sana bir video hazırlamıştı, “Zafer senin olacak” başlığı altında… Onu ilk nerde izledin, neler hissettin?
Berkan Afşarlı: İlk statta izledim. Antrenmandan sonra birisi yanıma geldi, bana telefondan videoyu gösterdi. Orada etrafımda çok fazla kişi olmasaydı büyük ihtimalle ağlardım. Gözlerim doldu. Orada eski arkadaşlarım, taraftarlar, hocalarım herkes vardı. Çok güzel bir videoydu. Bana o zaman güç verdi. Zaten hep pozitif düşünüyordum. O yüzden bu video da çok güzel bir destekti benim için.
– Bu süreçte en unutmadığın olay, en duygulandıran an neydi?
Berkan Afşarlı: Ailemdi. Burada hiç tek kalmadım. Ailemden hep birisi geliyordu. Almanya’da çalışıyorlar, işleri güçleri var. Ama herkes izin aldı. Tek tek buraya geldiler. Yemek, temizlik her şeyimle ilgilendiler. Zaten kemoterapide ne kadar dikkatli bakarsan, o kadar iyi. Annem geldi 2 ay. Babam geldi. Ablalarım geldi, teyzem geldi. Şimdi de bu iyi haberleri aldıktan sonra “Siz hiç tatilinizi boşa harcamayın, siz orada işinize bakın tatil yapın. Ben burada tek başıma bunu yürütürüm” dedim.
– Hastalıkla mücadele ederken ilham aldığın, güç aldığın birileri oldu mu?
Berkan Afşarlı: Belli bir kişi olmadı aslında. Yani, her insanın başına gelebilir. Çok yaygın bir hastalık. Kötü bir şey değil. Yani tabi ki kötü bir şey ama ben bunu çok iyi yaşadım. Bir gün bile kendimi kötü, halsiz hissetmedim. Tedavisi sadece biraz sıkıcıydı. Yemekler konusunda yine dışarıda yemek yiyemiyordum.
-Almanya’da alt yaş takımlarında oynadığını biliyorum, milli takıma baktığımızda 2008’de Almanya U18, daha sonra da U19’a seçildin. Peki ileride tercihini Türk Milli takımından yana kullanmayı düşünür müsün?
Berkan Afşarlı:. O zamanlar Stuttgart’ın altyapısında oynuyordum. Önceliğim Türk Milli Takımı olurdu ama ilk başta teklif gelmedi. Sonlara doğru geldi. U19’da Türkiye’den teklif gelmişti. O zamanlar Erdal Keser aramıştı. Ama o aralar ben Almanya’da oynuyordum. Kulüpte her şey sağlandı. Alman Milli takımında yerimi kapmıştım. Zaten altyapıda oynamıştım. Almanya milli takımında oynarsan onlar da sana daha çok sahip çıkıyor. Ama A Milli Takım için Almanya istese bile Türkiye’yi tercih ederim.
-Peki, Almanya ile Türkiye’yi karşılaştırdığında hem milli takım düzeyinde hem lig düzeyinde nasıl bir karşılaştırma yaparsın? Türkiye Ligi sence nasıl?
Berkan Afşarlı: Türkiye Ligi iyi bir lig. Sıkıntı Pasolig olayı; statlar boş kalıyor. Statlar boş kalınca futbolcular da sahada o heyecanı yaşayamıyor. Normalde Türk taraftarlar acayipler. Çok iyiler, çok çoşkulular. Böyle bir şeyi dünyada kolay kolay bulamazsınız. Ama federasyon bu güzelliği biraz bozuyor gibi. Almanya’dan arkadaşlar geliyor mesela stada giremiyorlar. Çünkü pasoligleri yok. Türkiye Ligi çok güzel. Hatta daha geçen 2 gün önce, play-off finali vardı Samsunspor ile Antalyaspor arasında. Orada stada baktığında, taraftar stadı doldurmuş. Maç çok güzel bir maçtı. Ama bu seyirciler olmasa bu maç öyle güzel bir maç olmayacaktı.
-Son olarak söylemek istediğin bir şey var mı?
Beni bu süreçte destekleyen herkese çok teşekkür ederim. 3 ay sahalardan uzak kaldım. Önümde 1-2 ay daha var. İnşallah yeni sezonda yeniden oynayacağım. Herkese çok teşekkür ediyorum. Takım arkadaşlarıma, kulübe, taraftarlara, aileme. Hatta ezeli rakip Adanademirspor’dan bile bana destek mesajları geldi. İnşallah seneye yeniden forma giyeceğim.
https://www.youtube.com/watch?v=HAMhcHzATsg