2010’lu yıllar pek çok anlamda dünya tarihinin en güzel ya da en yaşanılır yılları olmaktan çok uzak. Ancak spor izleyicisi için durum fena sayılmaz. Şanslıysak haftada birkaç spor müsabakası izleyebildiğimiz yıllardan geldiğimiz nokta, 24 saat spor yayını yapan sayısız televizyon kanalı ve dünyanın tüm spor organizasyonlarına en kötü ihtimalle internet üzerinden erişim imkânı… Tabii günler, bu sonsuz akvaryumdaki tüm balıkları görmeye elverecek kadar uzun değil. İçlerinden seçim yapmak gerekiyor. Socrates ekibi olarak kendi seçimlerimizi yaptık…
Alp Disiplini Dünya Kupası // Ozan Can Sülüm
Alp Disiplini Dünya Kupası’nda şehir etkinliği var bu hafta. Stockholm’de, gece, ışıklandırılmış bir pist içinde dünya kupası tarihinin 10. paralel slalom alp disiplini yarışı yapılacak. Daha önce özellikle Almanya’daki takım versiyonu ile çok fazla seyirci toplayan, biraz ciddi yarış biraz da festival havasında yapılan bu mücadele, hem 2018 Kış Olimpiyat Oyunlarına giderken hangi sporcunun ne durumda olduğunu görmek isteyenler için bir hiza olabilir, hem de daha ziyade ışıklandırılmış bir pistte yapılacak alp disiplini mücadelesini görsel keyfi yüksek olması yüzünden izlemek isteyebilir. Sporcuların normal stresinden bir tık daha uzakta olduğunu düşünecek olursak, eğlenceli görüntüler görme ihtimali de yüksek.
30 Ocak Salı / 19.30 / Eurosport 1
Tekrarı: 1 Şubat Perşembe / 14.45 / Eurosport 1
Tottenham – Manchester United // Onur Erdem
Premier Lig’de hafta içi seansının en dikkat çekici maçı. Manchester City’nin şampiyonluk yarışındaki heyecanı söndürmesi, gözleri bir süredir ilk dört yarışına çevirmişti. United, 53 puanla City’nin 12 puan gerisinde ikinci sırada. Onları 50 puanlı Chelsea ve 47 puanlı Liverpool takip ediyor. Tottenham da Liverpool’un iki puan gerisinde beşincilikte yer alıyor. Hâliyle bu tablo, karşılaşmayı Tottenham açısından daha da önemli kılıyor. Üstelik Londra temsilcisinin United randevusundan sonra çıkacağı iki maç da epey ürkütücü. Önce hafta sonu Liverpool’a konuk olacaklar, ardından da derbide Arsenal’ı ağırlayacaklar. Tottenham’ın bu 10 günden nasıl çıkacağı, sezon sonundaki pozisyonlarını da bir ölçüde belli edecek.
United ise nispeten daha rahat. İlk dört mesaisinde sekiz puanlık avantaja sahipler ve kadrolarını Alexis Sanchez’le güçlendirdiler. Bu aynı zamanda Şilili forvetin United formasıyla ilk lig maçı olacak. Sırf onun performansı bile bu maçı yeterince ilgi çekici kılıyor ama ligin en dinamik hücum hatlarından birinin Mourinho duvarına karşı mücadelesi de -en azından bende- azımsanmayacak bir beklenti yaratıyor.
31 Ocak Çarşamba / 23.00 / S Sport
Bursaspor – Beşiktaş // Atahan Altınordu
Süper Lig’de bizi unutulmaz bir hafta sonu beklediğini söyleyemeyiz. Ancak bu sezon kalitesi yükselen ligimizde her hafta, iki güçlü takımın karşı karşıya geldiği en az bir maç oynanıyor. Bu hafta da Trabzonspor – Göztepe mücadelesi bu kategoriye giriyor. Bursaspor ise bu takımlardan biri olmayı henüz başarabilmiş değil. Ünlü Fransız teknik adam Paul Le Guen, şu ana dek istediklerini yapamadı. Bir ara yedi maçlık mağlubiyetsiz seri yakaladılar ancak bu serinin bittiği Fenerbahçe maçından beri kazanamıyorlar. Oynadıkları son beş maçtan yalnızca 1 puan çıkarabildiler. Başakşehir maçında sakatlanan lider oyuncuları Pablo Martin Batalla da bir süre daha takımdan uzak kalacak. İşte tam da böyle bir dönemde Beşiktaş’ı konuk edecekler.
İki takım arasındaki gerilim malum. Bu gerilimden kimin zararlı çıktığını da önceki maçlara bakarak rahatlıkla görebiliyoruz: Son dokuz maçta Bursaspor beraberlik bile alamadı. Ama bu maçların çoğu, bol golün atıldığı keyifli maçlardı. Cuma akşamı büyük ihtimalle yine böyle bir maç oynanacak. Puan kaybı Bursaspor’da Le Guen dönemini beklenenden erken bitirebilir. Beşiktaş ise zaten ligin ilk yarısında kaybettiği puanları telafi etmenin peşinde ve yeni kayıplar zirveden kopmalarına yol açabilir. Her anlamda önemli bir mücadele…
2 Şubat Cuma / 20.00 / beIN Sports 1
Freiburg – Bayer Leverkusen // Fatih Demireli
Bundesliga’da bu hafta en çok merak ettiğim maç, Leverkusen maçı. Leverkusen Bayern Münih’ten sonra ligin en formda takımı şu an ve oynadığı futbolla göz dolduruyor. Belki de şu an Bayern Münih’ten bile göze daha hoş gelen bir futbol oynadıklarını söyleyebiliriz. Teknik Direktör Heiko Herrlich çok büyük beklentilerle gelmedi aslında, ilk tercih değildi sezon başında. Ama geldi ve takımın dinamiklerini değiştirmeyi başardı. Takımın ofansif gücünü çok artırdı; Julian Brandt gibi, Leon Bailey gibi oyuncuları kullanmasını çok iyi bildi ve Leverkusen gerçekten bir hücum makinesi oldu.
Karşılarında Freiburg var. Freiburg da imkânları dâhilinde çok iyi bir futbol oynuyor. Çağlar Söyüncü de bildiğiniz gibi burada oynuyor. Evet, bazen pozisyon hatalar yapıyor ama bu hataları kaldırabilen bir camia ve özellikle Teknik Direktör Christian Streich ligin en iyi eğitimci hocalarından birisi. Freiburg altyapısından birçok oyuncu çıkarmıştı zamanında ve şimdi uzun zamandır A takımın başında. Çağlar’ı da çok daha iyi bir futbolcu yaptı. Bence çok gollü bir karşılaşma olacak çünkü Leverkusen’in oyun formatı hücum ve Freiburg’un da öyle. Freiburg dediğimiz gibi bazen genç oyuncularıyla, tecrübesizliğiyle çok fazla hata yapmaya müsait ama büyük takımları da üzmeyi ve kızdırmayı çok iyi biliyor ki bu hafta da Dortmund deplasmanında -ki bu çok zor bir şeydir- berabere kaldı. Bu maçı heyecanla bekliyorum, çok gollü olacağını düşünüyorum.
3 Şubat Cumartesi / 17.30 / Bilyoner.com
Atletico Madrid – Valencia // Kaan Demirel
Çok sıkı bir La Liga takipçisi olduğum söylenemez. Aslında diğer liglere daha fazla vakit ayırıyorum dersem belki daha doğru olur çünkü Atletico Madrid gibi eskiden beri takip ettiğim ya da Valencia gibi futbolundan güzel tat aldığım takımları mümkün olduğunca izlemeye çalışıyorum. Diğer taraftan Barcelona maçlarını da kaçırmamaya dikkat ediyorum.
Bu hafta La Liga’da takipçisi olduğum iki takım karşı karşıya gelecek. Valencia, La Liga’ya harika başlamıştı. 26 Kasım’da Mestella’da oynadıkları ve 1-1 berabere kaldıkları Barcelona maçına kadar sadece üç beraberlikleri vardı ve geride kalan tüm maçları kazanmışlardı. Oynadıkları hücum futbolu hâla göze hoş geliyor o ayrı fakat son altı haftada sadece iki maç kazanabildiler. Üstüne bir de uzun süredir formsuz olan Real Madrid, Deportivo’ya yedi gol attıktan sonra bir de geçen hafta Mestella’da onlara patlayınca aralarındaki puan farkı da ikiye inmiş oldu.
Atletico Madrid ise aldığı bir mağlubiyet ile Barcelona’dan sonra ligin en az mağlubiyeti olan takımı. Onları Barcelona’nın 11 puan gerisine düşüren ise toplamda 7 beraberlik almış olmaları. Örneğin; bir orta sıra takımı olan Girona ile ligin iki yarısında da 1-1 berabere kaldılar. Geçen hafta da Las Palmas karşısında devre arasına 0-0 berabere girmişlerdi ancak ikinci yarı açılıp üç gol atınca Valencia ile puan farkını altıya çıkarma fırsatını kaçırmamış ve bir kaza yaşamamış oldular.
Tüm bunların maçı üç puanlık bir maç olmanın ötesine götürdüğünü düşünüyorum. Atletico Madrid kazanırsa puan farkını daha da açacak ve bu sonuç belki Valencia’yı Real Madrid’in de gerisine atacak ancak olur da Valencia Wanda Metropolitano’dan galibiyet çıkarırsa, işte o zaman ligin geri kalanında Atletico Madrid, Valencia’nın nefesini ensesinde daha fazla hissedecek. Pazar akşamı, saati de gayet ideal olan bu maç bence hafta sonunun programına alınmayı kesinlikle hak ediyor.
4 Şubat Pazar / 22.45 / beIN Sports 2
German Masters // Aras Yetiş
2017-2018 Snooker sezonunun ilk iki büyük turnuvası olan Birleşik Krallık Şampiyonası ve Masters sona erdi. Artık gözler Nisan ayında başlayacak olan Dünya Şampiyonası’nın üzerinde. Fakat Crucible’a gidilmeden önce, hâlâ oynanması gereken birçok sıralama turnuvası mevcut! İlk olarak Berlin’e gideceğiz ve snooker dünyasının en sevilen arenalarından Tempodrom’da düzenlenen German Masters’ı izleyeceğiz. Kendine has masa düzeni ve her seansı dolduran yaklaşık 2500 taraftarın özel kıldığı German Masters, katılan oyuncuların da favori organizasyonlarından. 2018’de Ronnie O’Sullivan ve John Higgins gibi devleri burada izleyemeyeceğiz ama dünya 1 numarası Mark Selby Berlin’e geri dönüyor. Üstelik geçen yılın sürpriz şampiyonu Anthony Hamilton da, uzun kariyerinde ilk kez bir sıralama turnuvasında unvan korumaya çıkacak.
31 Ocak Çarşamba 15.45’ten itibaren / Eurosport 1 & 2
Valencia Turu // İnan Özdemir
Gelenek, mazi, tarih her sporda önemlidir ama bisiklette daha da önemlidir. Zira iki teker, bilhassa da yol yarışları, gücünü bugün dahi en çok devamlılıktan alır. Volta a la Comunitat Valenciana için de bu geçerli. İspanya’nın en eski yol yarışı, ekonomik darboğaz sebebiyle 2008 ile 2015 arasında düzenlenememişti fakat üç yıldır yeniden takvimin değerli bir parçası hâline geldi. Bu yıl da Valencia Turu bisikletseverler için güzel bir anlam ifade ediyor zira yarış, Avrupa takviminde yeni sezonun ilk büyük yarışlarından biri. Daha da önemlisi Eurosport’un yoğun bisiklet takviminin Yaşlı Kıta’daki açılış durağı olması. Geçen sene Nairo Quintana tarafından kazanılan tur, sprinter için ideal etaplarla başlıyor fakat Perşembe gününden itibaren geçilecek dağ etapları genel klasman mücadelesini kızıştıracak. Quintana bu sene yarışta olmayacak ama Movistar’ın bir başka efsane lideri var: Alejandro Valverde. 2016’nın şampiyonu Wout Poels ise Michal Kwiatkowski ile birlikte Team Sky’ın lideri. Jakob Fuglsang, Pierre Rolland, Alexis Vuillermoz, Primoz Roglic gibi isimler de mücadenin önemini büyütecek.
31 Ocak Çarşamba – 4 Şubat Pazar / 16:00 / Eurosport
Euroleague’de Çift Maç Akşamı // Caner Eler
Euroleague organizasyonu pazarlama ve marka stratejileri konusunda son yıllarda NBA’in izinden gitmeye çalışıyor. Ligin marka algısını ve albenisini yukarı çekip para hacmini büyütmek istiyor A lisanslı kulüpler. Geçen yıl Amerikalı ünlü spor medya ve pazarlama devi IMG şirketi ile bu konuda 10 yıllık bir anlaşma yoluna gidilmesi de bu sebeptendi. İlk değişiklik de normal sezon takvim değişikliği ile geldi. Maç sayısı artırıldı ve hâlihazırda yetenek havuzu küçülen Avrupa’da güçlü ve iddialı kadroların daha fazla birbiriyle maç yapması sağlanmaya çalışıldı. Fikstür sıralı deplasmanlı ligden çıkarılıp biraz daha NBA takvimine benzetildi. Çifte maçlı haftalar programa eklendi. Uzun sezonda yine Amerika’vari ayarlamalardan birine daha bu hafta tanıklık ediyoruz.
Geçen yılın Final Four oynayan takımları aynı akşamda peşi sıra maçlarını oynayacaklar. Önce CSKA Moskova – Real Madrid akabinde de Olympiakos – Fenerbahçe Doğuş karşılaşacaklar. NBA’de Noel ve Martin Luther King günlerine özel olarak hazırlanan fikstür akşamlarından birine Eurolegue’de tanık olacağız. Maçlara gelirsek de CSKA ve Real Madrid ikisi de formda. Kağıt üstünde müthiş bir maç bekleniyor. Olympiakos ise biraz formsuz ama üst üste mağlubiyetlerin ardından bir reaksiyon maçı oynayabilirler. Üstelik geçen yılki finalin rövanşı havası da oluşacak. Fenerbahçe Doğuş ise hafta sonu kaybedilen zorlu Banvit deplasmanından sonra Euroleague’e daha da zorlu bir Pire deplasmanıyla geri dönüş yapıyor. Fenerbahçe’de kısaların karar mekanizmaları, takım savunması ve sertliği her zamanki gibi kritik rol oynayacak. Bu yıl da Final Four oynaması beklenen dört takımın aynı akşam üst üste oynanacak maçları kaçmaz.
1 Şubat Perşembe / beIN Sports
