Günün Olayı: Hasret Bitti
Turnuvanın ikinci gününe, birbirinden önemli isimlerin kortlara yaptığı geri dönüşler damga vurdu. Geçen sene, kazandığı altı şampiyonluk sonrası artık arka bahçesi diyebileceğimiz Avustralya Açık’a ikinci turda veda ederek herkesi şoka uğratan bir Novak Djokovic vardı ve Melbourne’deki silik görüntüsünü kalan sezonuna da yaymıştı. Zira Novak, dirsek sakatlığı sebebiyle Wimbledon sonrasında yeniden kortlara çıkmayacaktı. Geri dönüşünü ise yine kendini en ait hissettiği turnuvada yaptı ve beğendiğini bizzat belirttiği bir performans sonrası Donald Young’ı mağlup ederek ikinci tura gitti. Sakatlık sebebiyle Wimbledon’dan beri kortlarda olmayan bir diğer isim de 2014 Avustralya Açık şampiyonu Stan Wawrinka’ydı. Katılmaya son anda karar verdiğini ve burada bir maç dahi kazansa bunu başarı olarak göreceğini söyleyen İsviçreli, Ricardas Berankis önünde dört sette kazanırken hiç fena görünmedi. Uzun süreli sakatlığından iki hafta önce Brisbane’da dönen ancak orada oynadığı ilk maçı kaybeden Milos Raonic de 2016 yarı finalisti olduğu Avustralya Açık’a tekrar adım attı. Ancak Kanadalı’nın dönüşü Djokovic ve Wawrinka kadar iç açıcı olmayacaktı. Raonic, Lukas Lacko’ya dört sette mağlup olarak ikinci günde turnuvaya veda etti. 2016’da hemen ardından ceza aldığı Avustralya Açık’tan beri ilk kez Melbourne’de maç oynayan Maria Sharapova da, aldığı galibiyetle ‘geri dönüş’ gününde yüzü gülen isimlerden oldu.
Günün Maçı: Final Seti Draması
Avustralya Açık’ta en son 2012’de ikinci haftayı gören iki kez Wimbledon şampiyonu Petra Kvitova’nın karşısında, 2011 çeyrek finalisti Andrea Petkovic vardı. Geçtiğimiz yıl yaşadığı ve raket elinden yaralandığı bıçaklı saldırı sonrası tekrar tenis oynaması bir mucize olarak görülen Kvitova’nın 2018’e nasıl gireceği merak konusuydu. Karşısında da sağı solu hiç belli olmayan Petkovic olunca, bu her ihtimale açık bir ilk tur mücadelesiydi. Maçta ilk set Petkovic’e, ikinci set ise Kvitova’ya gitti. Fakat maçı günün en iyisi yapan detay, oynanan çok keyifli final setiydi. Öyle ki önce Petkovic iki kez servis kırarak 4-0’ı buldu ama Çek rakibinin geri dönüşüne engel olamadı. Ardından, kadınlar tenisinin en iyi servislerinden birisine sahip Kvitova, kendi servislerinde maçı iki kez bitirme şansı buldu ama bunları kullanamadı. Hatta bu oyunlarda maç puanı dahi görmeyi başaramadı. Toplamda dokuz kez servis kırılan son seti 10-8 skorla kazanan taraf Petkovic oldu ve adını ikinci tura yazdırdı. Mücadele bitiminde kaybeden Kvitova’nın dahi ayakta alkışlanışı, günün maçına yakışır bir kareydi.
Günün Oyuncusu: Avustralya Usülü Yetenek
Kaybeden, üstelik iki sette kaybeden birinden günün oyuncusu olur mu? Eğer Destanee Aiava gibi bir ilk set oynadıysa, neden olmasın… Samoa asıllı 17 yaşındaki Avustralyalı tenisçi, kadınlarda dünya 1 numarası Simona Halep karşısında agresif vuruşlarıyla dikkat çekti. Beş yaşında bir gün Serena Williams’ı televizyonda izledikten sonra tenis oynamaya karar veren Aiava, oyun anlamında da idolünden bazı izler taşıyordu. Bunu en yakından deneyimleyen Halep de 7-6, 6-1’le kazandığı maç sonrası rakibinin geleceği hakkında umutlu konuştu. Bu noktadan sonra tek problem, genç yıldız adayının tıpkı vatandaşı olan diğer yetenekli isimler Bernard Tomic ve Nick Kyrgios gibi tenisi sevmediğinden sık sık bahsetmesi. Eğer Aiava zihinsel olarak profesyonel tenis oynamaya hazır hâle gelir ve bugün Halep karşısında zaman zaman zorlanan fiziksel kondisyonunu geliştirirse bambaşka bir seviyeye çıkabilir. Turun en iyi savunmacılarından birisi karşısında bulduğu 25 winner ve dünyanın en kolay işiymiş gibi çizgilere gönderdiği backhand’ler, onu günün dikkat çekici oyuncularından yaptı.
Günün Sürprizi: Melbourne Gediklisi
2009 Avustralya Açık’ta Rafael Nadal ve Fernando Verdasco arasında oynanan yarı final maçı, Grand Slam tarihinin en unutulmaz beş setlik mücadelelerinden birisi. Hiçbir zaman yeteneğinin içini dolduracak kadar fazla şey kazanamayan solak İspanyol Verdasco, buna rağmen Melbourne’le hep sağlam ilişkiler kurdu. Öyle ki; epik yarı final sonrasında da Avustralya’da önemli maçlar kazanmayı sürdürdü ve yıllar içinde Kei Nishikori, David Goffin ve Rafael Nadal (2016 ilk tur) gibi isimlere karşı büyük galibiyetler kazandı. 2018 Avustralya Açık’a müthiş bir form durumuyla gelmeyen Fernando Verdasco, yine bir seri başı rakip karşısında bu kortlara olan aşinalığını konuşturdu. Bu sefer kurbanı, üç sette mağlup ettiği vatandaşı Roberto Bautista-Agut’tu. Bu maçı günün sürprizlerinden birisi yapan şey, turnuvaya Auckland’da – finalde Juan Martin Del Potro’yu yenerek- kazandığı şampiyonluğun moraliyle gelen Bautista-Agut’un rakibine hiçbir direnç gösteremeden üç sette havlu atışıydı.
