Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

Saha Dışı2017’nin ‘En’leri: Spor Filmleri

Socrates ekibi, geride kalan yılın öne çıkan hikâyelerini sıralıyor. Ay sonuna kadar devam edecek serimizde sırada; 2017'nin en iyi spor filmleri var.

Bir yılı daha tarihin tozlu raflarına uğurlama vakti… Her Aralık ayında olduğu gibi, geride bırakmak üzere olduğumuz yıla dair iyi, kötü, ihtişamlı, trajik bolca hatıramız var. Socrates ekibi olarak tamamen sübjektif görüşlerin hakim olduğu listelerle yeni yıla dek hafızalarımızı tazeliyoruz. Haydi başlayalım.

 


BORG/McENROE


 

1970’ler ve 1980’lerin başı, kıyafet-saç kombinasyonları ile kişisel imaj seçimimi hep etkilemiştir. Spor tarihinin bu dönemindeki ‘afili abileri’ saydığımızda da Bjorn Borg ve John McEnroe akla ilk gelenlerdendir. Basit bir tenis izleyicisi olsam da ikilinin imajı ve rekabeti hep ilgimi çekmiştir. Janus Metz’in yönetmenliğini yaptığı Borg McEnroe da bu sebeple çok beklediğim yapımlardan biriydi. Dediğim gibi, tenis ile ilgili iddialı değilim ve muhakkak eleştirilmesi gereken noktaları vardır ama özellikle Borg’u oynayan arkadaş Sverrir Gudnason ile harika bir cast işine imza atılmış ve bu bile benim filmi beğenmem için yeterli. –-İlhan Özgen

 


Goon: Last of the Enforcers


 

2013 yılında bir film izlemiştim; Goon. Buz hokeyi sporunun beni yeni yeni etkisi altına almaya başladığı yıllardı. O yüzden buz hokeyi ile ilgili bir film bulmuşken kaçırmayayım diye düşünmüştüm. Komik, eğlenceli ve izlerken asla sıkılmadığım bir film olduğunu tereddütsüz söyleyebilirim. Hani bazı filmler vardır,  onlara karşı fazla ön yargılısınızdır ama izledikten sonra çok beğenirsiniz ve yanıldığınızı anlarsınız ya, işte tam olarak o türden bir filmdi. Goon: Last of the Enforcers ise bu filmin ikincisi. Eski bir buz hokeyi oyuncusunun tekrar sahalara dönüşünü konu alan film, en az ilki kadar komik ve eğlenceliydi. Ayrıca filmin harika bir soundtrack’e sahip olduğunu söylemeliyim. Evet belki içerisinde hayat dersleri barındıran, duygusal açıdan anlamlı bir spor filmi değil ama izlerken kesinlikle eğlenebileceğiniz bir film. –Kaan Demirel


Ezeli Rekabet (Battle of the Sexes)


 

Billie Jean King ile Bobby Riggs arasında oynanan ve ‘Cinsiyetlerin Savaşı’ olarak nam salan tenis maçı, spor tarihinin kült hikâyelerinden biridir. Kimileri kadının gücünü gösterdiği için King’in zaferini överken kimileri ise 55 yaşındaki Riggs’in gerçek bir sınav sunamamasının doğal olduğunu savunur. Bu yıl Filmekimi’nde izleme fırsatı bulduğum, yönetmenliğini Valerie Faris ve Jonathan Dayton’ın üstlendiği ve Türkçe’ye “Ezeli Rekabet” olarak çevrilen film, King ve Riggs’in korta çıkmadan önceki uzun süreçte neler yaşadıklarını ortaya koymakta çok iyi bir iş çıkarmış. Riggs’in karakteri ekseninde komedi unsurlarıyla tebessüm ederken King’in omzuna yüklenen sorumluluklar ile yaşamak istediği hayat arasındaki sıkışmışlığına hüzünlenmek, aynı anda karşıt duyguları hissetmemi sağladı. Özellikle Steve Carell’in oyunculuğu takdire şayan. Gerek o maçı gerekse de WTA turun kuruluş macerasını merak edenler için keyifli bir 121 dakika… –Buğra Balaban

İlginizi çekebilecek diğer içerikler