Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

GündemYorum“BILBAO GİBİYİZ”

Pınar Karşıyaka'nın koçu Ufuk Sarıca, Socrates'e konuştu.

Beko Basketbol Ligi yarı finalinde Fenerbahçe Ülker’i saf dışı bırakan Pınar Karşıyaka, Türkiye Basketbol Ligi’nde 28 yıl sonra finalde. Davud-Golyat’ı hatırlatan hikâyenin belki de en önemli aktörü Ufuk Sarıca, Anadolu Efes serisinden önce de kendinden emindi.

Fenerbahçe Ülker maçlarını analiz ederken, “Dürüst olacağım. 3 milyon Euro bile değil bizim bütçemiz. 2.8-2.9 civarında” diyen başarılı antrenör, Socrates‘e özel açıklamalarda bulundu.

Fenerbahçe Ülker serisindeki kilit faktör neydi, Karşıyaka nasıl üstünlük sağladı?

Kilit faktör elbette ribauntlar ve boyalı alanda rakibi kontrol altında tutmamızdı. Pota altından fazla sayı bulmalarına izin vermedik. Onları daha çok dışarıdan hücum etmeye zorladık. Ribauntlarda bariz üstünlük kurduk. Biliyorsunuz ki yüksek tempoyla oynayan, ritim buldukça iyi hücum eden bir takımın önce ribauntları alabilmesi, top çalabilmesi gerek. Biz bunları iyi yaptık.

Özellikle yurt dışı basında iki takım arasındaki bütçe farkı ve maddi imkan uçurumu hakkında birçok haber çıktı. Bu konuda ne söylemek istersiniz? 2011 ACB Play-Off’ta Fotis Katsikaris, Bilbao’nun başında Valencia ve Real Madrid’i elediğinde de benzer bir algı oluşmuştu. Bilbao’da Karşıyaka gibi ateşlidir. Böyle özdeşleştirdiğiniz bir hikâye var mı?

Üç yıl önce buraya geldiğimde kısa, orta ve uzun vadede hedefler koydum kendime. Hepsinin de çok gerçekçi olmasına gayret ettim. ben çok tutkulu, ateşli bir adamım. Kazanmayı seviyorum. Karşıyaka’ya gelmemin sebebi de bununla paraleldi. Bazı hedefler belirlemiştim.

Hep söylüyorum, Karşıyaka’da basketbol daima vardı. Ama sportif anlamda başarı gelmemişti. Bunu sağlamak gerekiyordu. O devamlılığı üç senedir sağlayabildik ve sonunda da işte bugün finaldeyiz. Bu bağlamda Bilbao benzerliğini ben de görüyorum. Bütçe açısından da buraya yoğunlaşılması çok normal. Hani 3 milyon Euro’ya, 30 milyon Euro gibi bir fark mevcut. Fenerbahçe’ye 32 diyen var, 35 diyen var ama bizimki net. Dürüst olacağım. 3 milyon Euro bile değil bizim bütçemiz. 2.8-2.9 civarında.

ufuk3
Ufuk Sarıca’nın çalıştırdığı Pınar Karşıyaka, Banvit ve Fenerbahçe Ülker’i eleyerek Play-Off finaline kaldı.

Fenerbahçe serisinde dikkatimi çeken, özellikle İstanbul’da kaybedilen maçta Oğuz Savaş’ın sırtı dönük oyunu eşleşme problemi yaratmıştı. Efes’te de alçak post oyunuyla öne çıkan bir Krstic var. Final serisinde X-Faktör olarak onu mu görüyorsunuz? Karşıyaka final serisinde neyi daha farklı yapmalı daha önceki maçlarına nazaran?

Evet, X-Faktör olarak Krstic’i kabul edebiliriz ama burada bir tane avantajımız var. Fenerbahçe Ülker, özellikle kazandığı maçta alçak post oyunundan etkin olmaya çalışmıştı. Daha sonra da bunu yapmayı denediler. Olmadı. İzin vermedik. Biz buna hazırlıklıyız.

Ama şunu söyleyeyim. Açıkçası bu seri için çok çalışmaya, hazırlanmaya vaktimiz olmadı. Tek bir antrenmanla çıkacağız bugün Efes karşısına. Bir haftada dört tane maç oynadık. Anca dinlenebildik. Durum bu.

Sürmenaj durumu olur, değil mi?
Tabii, kimsenin yürüyecek hâli yok. Ama önceki soruya dönecek olursak, Fenerbahçe Ülker’in çok benzer yanı var Efes’le. İşte Nenad Krstic faktörü mesela. Krstic onlar için hücumda bir avantajken müdafaa kısmında dezavantaj oluşturuyor. Bizimse tempomuz, pick’n’roll hücumumuz elimizi güçlendirecek. Genel görünümü lehimize çevirmeye çalışacağız.

Bobby Dixon, Fenerbahçe Ülker’i eledikten sonra Facebook hesabından, “Biz kazandık çünkü egolarımız yok. Birbirimizi eleştirmekten çekinmiyoruz” yazdı. Bunu nasıl sağladınız? Eleştiri hususunda mesela, bir örnek vermeniz mümkün mü?
Bu doğru. Net doğru. Bizim takımın buralara gelişinin arkasındaki en önemli nedenlerden birinin bu olduğunu düşünüyorum. Pınar Karşıyaka’yı izleyenler, iki-üç senedir bu takımda ne bir jest ne de top paylaşımı sıkıntısı gördü mü? Sanmıyorum.

Ben üç senedir Bobby’yle beraberim. Diğer oyuncular arasında da iki yıldır birlikte çalıştıklarım var. Biliyorlar ki ben onları dışarıda, basının önünde veya bir röportajda eleştirmem. Suratlarına ne bir şekilde, herkesin içinde problemin ne olduğunu söylerim. Bunun sebebini de açıklarım. Bireysel açıdan daha iyi gitmeleri için çabalarım. Zira ne zaman bireysel anlamda performanslar artarsa takımın da grafiği yükselir. Bu gayet net bir formül.

Diğer açıdan da şunu söylemem gerek, benim için Türk oyuncu-yabancı oyuncu kavramı farklılığı yok. Genç oyuncu-tecrübeli oyuncu farkı yok. Bobby en çok fırçaladığım oyunculardan biridir ama kaş göz yaparak anlaşıyoruz. Böyle olunca takım içindeki birlik beraberlik de artıyor. Niyet iyi. Deniyor ki: “Ortada bir hata varsa, koç Bobby’ye de fırça atıyor, genç oyuncuya da, bana da.” Birbirimize karşılıksız güven duyuyoruz. En önemli şey de bu.

bobby
Bobby Dixon 16,7 sayı ortalamayla Pınar Karşıyaka’nın en skorer ismi.

Peki Dixon’ın milli takım ihtimali? Ne katabilir?
Doğru bir tercih olur bence. Şu an elimizde iki düşünülen oyuncu var. İsimleri biliyorsunuz. Tabii, gönül ister ki milli takım havuzundaki bir sürü oyuncu değenlendirilsin. Kötü bir jenarasyonumuz da yok, hatta bundan 3-4 sene sonra daha iyi olacak. Sadece an itibarıyla bir ihtiyaç var ve herkesin de tercih ettiği devşirme hakkını kullanmak istiyoruz. Bobby’yi tercih etmeye de yakınız. Netleşmiş bir şey yok ama o da olumlu bakıyor.

Yetiştiğiniz ve daha sonra antrenörlük de yaptığınız Efes’e karşı oynayacak olmak nasıl hissettiriyor size?

Farklı tabii. Duygusal bir bağımız var. Çünkü yıllarım geçti orada. 11 yaşında girdim o kulübe. Sonuçta basketbol oynamanın yanında, kariyerimin 23 yılını Efes’te geçirdim. Şimdi üç senedir Pınar Karşıyaka’da çalışıyorum. Bir tarafta da gerçekler var, profesyonel iş yapıyoruz. Geçen sene Türkiye Kupası’nda benzer senaryo oldu. Finalde kazandık. Artık buraları aştığımız için, şu anda ben bir profesyonel olarak Pınar Karşıyaka’dan başka şey düşünemiyorum tabii ki.

Karşıyaka’nın Euroleague başvurusu hakkındaki son gelişmeler neler? Banvit benzer durumdayken, finale çıktığı sezonun hemen ardından ön eleme oynamıştı mesela…

Euroleague’e gitmek istiyoruz. Çok istiyoruz. Bize gelen duyumlar da hadiseye çok olumlu bakıldığı yönünde. Özellikle son senelerde gerek Eurochallenge, gerek Eurocup’taki çıkışımız bunu sağladı. Taraftarın etkinliği çok önemli. Şehir güzel, medeni. Bunlar hep bizim avantajımız. Bütçeyle alakalı da soru işaretleri vardı, Pınar’dan garanti alarak bunu aştık. Finansal bir sınırlama olacak diye gelişmeler vardı. Duruma dair son haberler nedir onu bilmiyorum. Ama bize finansal garanti verildi Pınar grubu tarafından. Öyle bir sınır çıksa bile sponsor bunu karşılayacak.

Zeljko Obradovic’e karşı iki senedir üstünlüğünüz var. O ekolden bir başka önemli koça karşı oynayacaksınız şimdi. Ivkovic hakkında bir şeyler söylemek ister misiniz?

Basketbol açısından Obradovic ve Ivkovic’in benzer detayları var. Zaten uzun yıllar beraber çalıştılar, rakip de oldular. Dusan Ivkovic çok saygı duyulacak bir koç. Kariyeri, duruşu, yaşı belli. Bununla ilgili zaten sıkıntı yok. Ekolle ilgili ise çok bir şey söylemek istemiyorum. Herkesin farklı düşünceleri var. Biz biraz daha -elimizdeki malzemeyle de ilgili olabilir- modern bir basketbol oynuyoruz. Günümüzde artık çok çakılı oyun yok, belki benim oynadığım 14-15 sene önceki zamanlarda kaldı. İki takımda çok çakılı oyuncu da yok zaten. Onlarda Krstic belki, bizim tarzımız ise tamamen farklı. Rakibi hataya sürükleyip daha çabuk oynamaya çalışıyoruz. Enine boyuna sıçrayan, koşan, alan daraltan, rakip eksiltebilen bir takımız biz. O tarz bir oyun oynuyoruz.

Biz bu konular üzerinde çok çalışıyoruz. Yoksa o skorları yapmamız mümkün değil. Diğer yandan, savunma anlamında da çabalıyoruz. Özellikle Fenerbahçe Ülker serisinde savunma anlayışımız bence mükemmeldi. Uzatmalardan sonra belki yüksek skorlar çıkmış olabilir ama iyiydik. Final serisinde de böyle olursak çok daha büyük şansımız olabilir.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Harika Çocuk

Harika Çocuk

3 sene önce
Sıfır

Sıfır

3 sene önce