Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

GündemYorumTARİHİN EŞİĞİNDE

Fransa Açık’ta son günün menüsünde tek erkekler finali var. Bakalım zorlu maç damağımızda nasıl bir tat bırakacak?

Toprakta oynanan tek Grand Slam’in canı arada sırada sıkılıyor olsa gerek. Belki yalnız olduğu için, belki de ezeli rakibi Wimbledon’a gösterilen ilgiyi kıskandığından ve tarih yazma görevini üstlenmek istediğinden.

1989 yılında 17 yaşındaki Michael Chang, turnuvanın dördüncü turunda iki set geriden gelerek, üç kez şampiyon Ivan Lendl’ı elemişti. Bu büyük bir başarıydı. Ancak sürprizler bitmemişti. Finalde de Stefan Edberg’i deviren Chang, bir anlamda rakibinin sonradan kariyer slam’ini tamamlamasını sağlayacak parçayı çalmıştı ve burada tarihin en genç şampiyonu olmuştu.

On yıl sonra 1999’da ise, bu sefer bir efsanenin, kutsal dörtlemeyi tamamlayışına tanık oluyordu Philippe Chatrier. Final maçında Andre Agassi’nin rakibi Andriy Medvedev’di. Ukraynalı, büyük bir şoka imza atmak üzere ilk iki seti almış ancak Agassi savaşmış ve geri dönmeyi başarmıştı.

Takvim yaprakları 2009’u gösterdiğinde ise, burada kaybettiği üç finalden sonra Roger Federer’in karşısında, Rafael Nadal’ı şaşırtıcı bir şekilde yenmeyi başaran Robin Soderling vardı. Bu senaryo, yirmi yıl önceki turnuvayı biraz andırıyordu ancak Federer, Edberg’den farklıydı ve bu kez sürprize izin yoktu. O aşamada kolay sayılabilecek bir galibiyet sonrası, Roger da kariyer slam’i demişti.

Fransa Açık bu sefer tarih yazma kotasını dört yıl önceden kullanmak istiyor olabilir. 2015 erkekler finalinin adı Novak Djokovic-Stan Wawrinka. Kariyer Grand Slam’i peşindeki Novak, ‘toprağın kralı’nı durdurdu ve Nadal hegemonyasına belki son, belki de bir ara verdi. Wawrinka ise yolu üzerinde vatandaşı Federer’in, toprak üzerindeki son umutlarını kırarak finale yükseldi.

“Tablonun nispeten zayıf karşı tarafından kim gelse Djokovic’i zorlar?” sorusunun üç mâkul cevabından biriydi Stan the Man. 2014 Avustralya Açık yarı finalinde yaptığını bu kez favori zemininde ve bir finalde yapmaya çalışacak. Onun maça girebilmesi ise televizyon başındaki bizlerin nasıl bir mücadele izleyeceğini belirleyecek.

Bu final bazı açılardan geçmişteki üç maçı çok andırıyor. Tıpkı hepsinde olduğu gibi, taraflardan birine çok şans verilmiyor. Agassi ve Federer için olduğu gibi, Djokovic için de kupanın ödülü en büyükler arasına girmek olacak. Ve belki Wawrinka, geçmişte Chang’in yaptığını tekrarlayarak bir efsanenin -şimdilik- tarih yazmasını engelleyebilir.

Djokovic’i ayrıca önemli bir sınav verirken izleyeceğiz. Nadal ve Murray gibi olası en güçlü rakiplerini turnuva dışına itmeyi başardı. Ancak hâlâ atması gereken bir adım daha var ve rakibini hafife alıp tökezlememesi lâzım. Hakem son anonsu yaptığındaysa kazanan yine Roland Garros olacak gibi. Çünkü sonuç ne olursa olsun bu yıl da tarih sayfasına yepyeni hikayeler eklemeyi başardı.

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

Tahterevalli

Tahterevalli

3 sene önce
Harika Çocuk

Harika Çocuk

3 sene önce
Sıfır

Sıfır

3 sene önce