Ne İzledim?
Biraz geç oldu ama sonunda oldu. Türkiye’de futbol için üretilen içeriklerin, kitapların, belgesellerin, filmlerin sayısı çok az. Buna rağmen aşırı ilgi duyan biri bile, az sayıdaki üründen bazılarını bazen kaçırabiliyor. Ben de Galatasaray’ın UEFA Kupası şampiyonluğunu anlatan 17 Mayıs belgeselinin tamamını izleyememiştim. Ara sıra, belgeselden internete düşen bazı videolara hakimdim. Bunların en meşhurları da Fatih Terim’in soyunma odası konuşmalarıydı. Açıkçası sırf o videolar nedeniyle, belgeselin tamamını ‘gaz’ odaklı olduğunu ve tribünlere oynadığını sanıyordum. Tamamını izleyince anladım ki, o Mayıs ayında sadece kupayı kazanmak için değil bu belgeseli çekmek için de çok önemli bir emek verilmiş. Futbolcuların bir maça (sadece finale değil) nasıl hazırlandığını, kamplarda neler konuşulduğunu, teknik adamların kaygılarını, hatta basın mensuplarının telaşlarını aynı anda görebiliyoruz.
Bu tarz çalışmalar keşke daha fazla olsa; insanlar sporcuların hazırlık sürecini, motivasyon konuşmalarını, şakalaşmalarını izlemeyi çok seviyor. Bundan sonraki hedefimse, şahane bir fragmanı olan Eski Açık Sarı Desene olacak.
Ne Dinledim?
Ağustos ayında ve yazın diğer aylarında Türkçe poptan başka ne dinlenebilir ki? Açıkçası bu sene oldukça zorlanmıştık. Uzun süre iyi bir hit çıkmamıştı. Herkes merakla Tarkan’ın seneler sonra çıkaracağı albümü bekliyordu. Albüm çıktı ama beklentileri çok karşılayamadı. Herhalde, geçen sene piyasaya sürülen single’ı da sayarsak Tarkan’ın en çok eleştirildiği bir senesine şahit olduk. Tarkan’dan beklentiler yüksek olduğu için bu isyan anlaşılır. Fakat albüm tamamen de kötü değil. Çok Ağladım; gayet iyi şarkı.
Fakat bu yazın en başarılısı kesinlikle Aleyna Tilki. Bafetimbi Gomis’in bile dilinden düşürmediği Sen Olsan Bari, yaza damga vurdu. Aleyna Tilki’yi övmek şu an tehlikeli bir durum değil. Şarkı herkesin diline düştü. Ama bundan bir ay öncesine kadar Aleyna Tilki’yi dinlemek ve dinlendiğini söylemek riskli bir durumdu. Biraz etki-tepki durumu söz konusu. Birileri ‘Kral çıplak’ dedikten sonra herkes çok rahat bir şekilde dinlemeye başladı. Bu arada şarkının çalıntı olduğunu iddia eden videolar da yayınlandı. Fakat özellikle Shape of You ile ilişkilendirenler yanılıyor. Şarkı bir yerden esinlendiyse bence bu Major Lazer & DJ Maphorisa’dan çıkan Particula olur.
Öte yandan ülkedeki mevcut durum; sevmediğimiz veya kendimize yakın görmediğimiz bazı insanların arkasında durmamıza neden oluyor. Yanlış bir durum da değil. Aleyna Tilki sevmediğiniz popüler kültürün sevmediğiniz bir ikonu olabilir. Ama birçok kesimin, gereksiz saldırılarına uğrayan 17 yaşındaki bir gencin şarkısını dinlemek veya şarkı söylemesine olanak sağlamak önemlidir. Kişi başarısız, ortaya çıkardığı ürün kalitesiz görülebilir. Bütün bir piyasayı baştan aşağı eleştirmek olasıdır. Fakat, ”Burada gençlere ve hatta genç kadınlara yer yok” demek, karşı duracağım bir noktadır. Bu tartışmaların görünen yüzünde müzik veya popüler kültür olsa da esasında var olan toplumsal çatışmanın ve kutuplaşmanın tezahürüdür. Benzer bir durum geçtiğimiz haftalarda futbolda da yaşandı. Fatih Terim’in son dönemde yaşanan olaylardan sonra belirli yayın organlarında nasıl saldırıya uğradığını, kullanılan ayrımcı dille toplum önüne atıldığını gördük. Şahsi kanaatim; bu saldırgan güruhun saldırıları esnasında bazı kişisel zevk ve husumetleri bir kenara bırakmak lazım.
Tekrar Türkçe popa dönersek; Aleyna Tilki ileride neye dönüşür bilemiyorum. Fakat önünde benzer bir yoldan geçen Ayşe Hatun Önal var. Sene başında çıkardığı albüm, 2017 yazının en iyilerinden. Oysa, ilk çıktığında (2003 –Sonunda) haklı olarak çok eleştirilmişti. Sesi beğenilmemişti, ki muhakkak şu anda da şarkıları yüzde yüz bir şekilde kendi sesiyle dinlemiyoruz. Fakat olsun; popüler müzikte önemli olan ne duyduğumuz. Önal’ın şarkıları, şu anda pop müzik çatısı altında çıkan şarkılar arasında en iyi sound’a sahip olanlardır. 2017 albümü Selam Dengesiz, bence çok başarılı iş. Olay, Cehennem, Şeytan Tüyü iyi şarkılar. Bu başarıda Önal’ın kendisinden çok, beraber çalıştığı isimlerin payı olabilir. Eleştirilecek bir durum değil. Zaten Aleyna Tilki’de de aynı durum söz konusu. Selam Dengesiz’e destek verenler arasında İskender Paydaş ve tek albümlük grup Sakin’den tanıdığımız Onur Özdemir gibi isimler var. Pop müziğin şifresi; başarılı isimlerle beraber çalışmaktan geçiyor. Gerisi bir şekilde halloluyor.
Ne Okudum?
Bir spor dergisi çalışanı olarak, en çok istediğim şey piyasada çok fazla spor dergisi ve gazetesi olması. Bu bağlamda; askerde olduğum dönemde bile aldığım ve 2006 yılından beri aralıksız olarak okuduğum Four Four Two Türkiye’nin bu yılın başından beri raflarda olmaması beni çok üzmüştü. Neyse ki geçen ay, yeniden karşımıza çıktı. Alıştığımızdan daha az sayfası ve daha ufak boyu ve hatta bazı içeriklerini daha önce okumuş olsak da yine de keyiflenmemize yetti. Fakat geçen ay bu sevinci yaşarken, Ağustos ayı içinde halen yeni bir sayıya rastlamadım. Çok fazla bayiye uğramadığımı itiraf etsem de, insan yine de tedirgin oluyor. Umarım en azından ara ara karşımıza çıkar. Hiç olmamasından iyidir.
Ne Bekliyorum?
Bu önerileri bir hafta önce yazsaydım, kesinlikle burada Süper Lig, TFF 1.Lig veya La Liga, Serie A gibi ligler olacaktı. Fakat aylardır beklediğimiz tüm futbol organizasyonları çoktan başladı. Sadece bir tanesi kaldı; TFF 2.Lig. Gözlerden uzak olan ve Passolig’in geçmediği en üst seviye ligde yine kıran kırana mücadele yaşanacak. Ne şampiyonluk adayı ne de küme düşmeye yakın takımlar belli. Hemen her takımın şansı eşit. İki grupta mücadele edecek 36 takım da transferlerini bitirmek üzere. Lig ise 26 Ağustos’ta başlayacak. Altay, Karşıyaka, Sakaryaspor, Şanlıurfaspor, Bandırmaspor, Gümüşhanespor gibi takımların bulunduğu Beyaz Grup, zorluk derecesi olarak Kırmızı Grup’un bir adım önünde gözüküyor. Ligin maçlarını izlemek için stadyuma gitmek istemeyenler ise yerel kanallardaki muhteşem anlatımlarla ligi takip edebilirler. Benim stadyumda izlemek için gözüme kestirdiğim ilk maç, 10 Eylül’deki Pendikspor – Fethiyespor maçı…