Socrates Web Beta v1.0

 
Futbol Basketbol Tenis Bisiklet Diğer Sporlar

BisikletSaha DışıIcarus’u Yaratıcısı Anlatıyor

Spordaki doping gerçeğini çarpıcı şekilde izleyiciyle buluşturan Icarus belgeselini, yaratıcısı Bryan Fogel anlatıyor.

* Icarus belgeseliyle ilgili Business Insider‘da yayımlanan bu yazının orjinalini buradan okuyabilirsiniz.

Etkilerini görmek için kendine PED enjekte eden adam nasıl oldu da Netflix ile anlaşma yaptı ve Olimpiyat tarihinin en büyük doping skandalını ortaya çıkardı?

Netflix’e 5 milyon dolara satılan, Bryan Fogel’in doping skandalını anlatan belgeseli “Icarus” Sundance’in en büyük başarı hikâyelerinden biri oldu. Ama ünlü olma yolundaki bu yolculuğu 14 yıl öncesine, off-Broadway hit-showlarından birinin yaratıcısı olarak adım attığı zamana dayanıyor.

Aktör, yazar ya da direktör olarak işe girmekte zorlanan Fogel, 2003 yılında Sam Wolfson ile birlikte “Jewtopia” adlı oyunu yazdı. Fogel ve Wolfson’ın baş erkek karakterleri oynadığı, biri Yahudi birisi Yahudi olmayan iki arkadaşın buluşmalarını konu alan komedi; Los Angeles ve off-Broadway’de çok ilgi gördü.

Bu oyun daha sonra kitaba çevrildi ve 2012 yılında Fogel’in yönetmenliğini yaptığı, Jennifer Love Hewitt’in oynadığı bir filme dönüştü.

Ama tam burada parti bitti. Film başarı sağlayamadı, Rotten Tomatoes’tan %10 reyting aldı.

Çevresinde “Jewtopia Adam” olarak bilindiği bu hayal kırıklığının ardından; Fogel kendisini Hollywood’un insanları koymayı çok sevdiği o balonun içinde buldu.

Fogel o dönemki hislerini Business Insider’a “Önüme ilgimi çeken hiçbir şey gelmiyordu” diye açıkladı. “Bunu yönetmenin hapsi olarak nitelendiriyordum.”

Ama onu rahatlatan bir şey vardı: Bisiklet.

Fogel sürekli bisiklete biniyordu; bazen keyfine bazen de profesyonellerin yanında yarışıyordu. Arka arkaya 7 Fransa Turu şampiyonluğunu dopingle kazandığı suçlamalarıyla yüzleşen Lance Armstrong, Fogel’in o zamanlar idolüydü. Fogel, suçun sadece Armstrong’a mı yoksa tüm sisteme mi atılması gerektiği konusunda düşünmeye başladı. En sonunda 2013’te Armstrong’un itiraf ettiği gibi tek doping yapan kendisi değildi.

Bu Fogel’e bir fikir verdi.

“Film yapmayı ve bisiklete binmeyi seviyorum, bunu yararlı bir araştırmaya çevirmeye karar verdim” diyor Fogel. “Amaç, bu anti-doping sisteminin nasıl da yürümediğini insanlara göstermek ve bundan iyi bir film ortaya çıkarmaktı.”

Bryan Fogel’ın yönetmenliğini üstlendiği Icarus belgeseli, spor dünyasındaki doping gerçeğini çarpıcı şekillerde izleyiciyle buluşturuyor.

2014 yılında, arkadaşından aldığı 350 bin dolar ile “Icarus” filmini yazmaya başladı. Bir program ortaya çıkarmak için beslenme uzmanları ve antrenörlerle çalışmaya başladı ve bu kişiler sayesinde kendi alanındaki doping sürecinden sorumlu Rus bilim adamı Grigory Rodchenkov ile arkadaş oldu.

Filmin gidişatını tasarlamak yıllar sürdü. Fogel ilk iki senelik materyalin bir filmi bitirecek düzeyde olmadığını itiraf etti. Performans arttırıcı ilaçların nasıl bisikletteki potansiyelini arttırdığı görmek Rodchenkov ile arkadaşlığını arttırdığı gibi, film için de kendisine bir fikir verdi.

Filmde de gösterildiği gibi, filmin ilk yarısındaki Skype görüşmelerinde Fogel, Rodchenkov’un Rusya’nın doping alanındaki önemli aktörlerden biri olduğunu anlıyor.

Rodchenkov’un Moskova’daki Anti- Doping Ajansı Laboratuvarlarının başında olduğu ve yapması gerekenin aksine atletlerin 2014 Soçi Kış Olimpiyatları’ndaki doping testlerinden pozitif çıkmamasını sağlamaya çalıştığı anlaşılıyor.

Fogel bu büyük bilgiyi öğrendikten sonra, yapımcı Don Cogan ve Impact Partners takımının katılımıyla film için ihtiyacı olan finansı ve desteği buluyor. Bu desteğe, Fogel’in Moskova’ya Rodchenkov’un yanına doping sürecinin son aşamasına gitmesi için olan yolculuğu da dâhil ediliyor.

Tam bu sırada, film keskin bir dönüş yapıyor.

Rus başkanı Vladimir Putin’i de kapsayan, Rus Olimpik atletlerine yönelik doping suçlamaları haberlerde yer almaya başlıyor. Başına gelebileceklerden korkan Rodchenkov, Fogel ile birlikte Amerika’ya kaçmasını sağlayacak bir plan oluşturuyor.

“O dönemde çok fazla uykusuz geçen gecem vardı” diyor Fogel. “Bir sorumluluğum vardı. Bu hikâyenin ortaya çıkması gerekiyordu ve kanıtı olan tek kişi Grigory’ydi.”

Fogel ve Rodchenkov bir anda Rus televizyonlarının baş karakteri oluyordu. Fogel’in Facebook hesabı ve mailleri sürekli hacklenmeye çalışılıyordu. Bu durum, filmin en dramatik anlarından birine malzeme oluyor. Mayıs 2016’da Rodchenkov New York Times ile iletişime geçiyor ve tüm spor dünyasını sarsan “o” haberi duyuruyor. Fogel ise bu anı kameraya çekmek için orada bulunuyor.

Sundance’e yetişmeyen bazı kareler çok yakın zamanda filme ekleniyor.

“Filmin gidişatında, filmi duygusal olarak daha çok bağlayan 20 dakikalık bir değişim yaptık. Anlatan değil ama olayı daha çok gösteren” diyor Fogel, Rodchenkov’un hikâyesine daha hızlı bir giriş olduğunu ve animasyonlar olduğunu ekleyerek.

Fogel, birçok insanın doping suçlamaları ile Rusya’nın 2016 Amerika başkanlık seçimleri arasında bir bağ kurabileceğini belirtiyor. Fogel bu fikrin %100 arkasında.

“Kendi kendinize düşünüyorsunuz, altın madalyalar kazanmak için kocaman bir laboratuvar yaratıyorlar ve büyük bir suç işliyorlar. Daha neler yapabileceklerini düşünebiliyor musunuz?” diyor Fogel. “Seçimlerimizi hacklemişlerdir ya da gizli bir anlaşma vardır ortada. Bence her şey çok açık ortada. Daha ne kadar kanıta ihtiyacınız var ki?”

Çeviren: İpek Sezer

 

İlginizi çekebilecek diğer içerikler

1159 Gün

1159 Gün

3 sene önce
İstasyon

İstasyon

4 sene önce
Rüya Gibi

Rüya Gibi

4 sene önce