Çarşamba günü Zürih’te bir otelde yapılan kapsamlı tutuklamaların zamanlaması son derece manidardı. 29 Mayıs’taki seçimler öncesi, yıllardır futbolun bürokratik yüzünün başında olan Blatter hakkındaki suçlamalar yine gündeme geldi. İsviçreli başkan organizasyonunu tıpkı ülkesinin bankaları gibi minimum şeffaflık politikasıyla yönetirken, devasa para akışının akıbeti hakkında hep çok az bilgi sahibi olduk.
Sepp Blatter 1975 yılından beri FIFA’nın çeşitli kademelerinde görev yapıyor. Yükselişine dipten başlayarak, genel sekreterlik ve başkanlığa uzanan zorlu bir yoldan geçti. FIFA’nın başındaki adam olarak en çok övüldüğü nokta, futbolun çekim alanını arttırıp, az gelişmiş ülkelere oyunu taşımasıydı. Bu konudaki en büyük icraatı ise Güney Afrika’da düzenlenen Dünya Kupası oldu.
Hakkında herhangi bir soruşturma açılmamıştı ancak genel bir kanı mevcuttu. Blatter kimileri tarafından etrafına kulak asmayan hatta zaman zaman diktatörlüğe kayan bir yönetim sergilemekle eleştiriliyordu. Hatta NBC Sports Network yorumcusu Roger Bennett onu James Bond filmlerindeki kötü karakterlerden birine benzetmişti.
Yaklaşık 20 yıldır karşısına çıkan her skandalın üstesinden gelmeyi çok iyi başardı Blatter. 1998’deki seçimlerde Afrika delegelerine rüşvet verdiği ve o şekilde başkan seçildiği suçlaması yıllardır gündemi meşgul etmekte. Son olarak 2018 ve 2022 Dünya Kupaları’nın düzenlenmesi için FIFA yönetim kademelerinin büyük miktarda rüşvet aldığı iddia edildi. Kendisi ise bunu tüm soğukkanlılığı ile reddediyor. Bakalım suçlanan üst düzey FIFA yetkilileri, tıpkı domino taşları misali çöken suç örgütlerinde olduğu gibi Blatter’in başını yakacak mı?
Cuma günü, beşinci kez en büyük favori olarak gireceği seçimler öncesinde gelen tutuklamalar, belki Blatter’in adaylıktan çekilmesini hedefliyordu. Ancak bu, onun için son derece karakter dışı olurdu çünkü uzun yıllardır inşa ettiği otorite, arkasında hep benzer yolsuzluk iddiaları bıraktı.
Blatter’in son durumu hakkındaki açıklamayı ise FIFA İletişim Direktörü Walter De Gregorio yaptı. Başkan tıpkı beklendiği gibi yine son derece rahat ve geçmişte olduğu gibi durumun üstesinden bu tavır ile gelmenin peşinde. Seçimler ise planlandığı şekilde gerçekleşecek.
*Jonathan Mahler’ın, New York Times için yazdığı makalenin tamamını okumak için tıklayın.