Geride bıraktığımız Aralık ayında, Samsun Mustafa Dağıstanlı Spor Salonu’nun parkeleri, bir ya da birkaç muhtemel NBA yıldızı tarafından arşınlandı ve Fransız oyun kurucu Frank Ntilikina bu grubun başını çekiyordu. 16-22 Aralık tarihlerinde düzenlenen 18 Yaş Altı Avrupa Basketbol Şampiyonası’nın grup aşaması, griple boğuşup takımdaki rolünü tam çözemeyen Frank Ntilikina için çok iyi başlamamıştı ancak hastalıktan silkelenmesiyle birlikte, şampiyonluğa uzanacak yolda kendisine geldi.
18 yaşındaki 1.96’lık guard, yarı finalde İtalya karşısında 23 sayı 9 asist ve 4 ribaundluk bir performans ortaya koyarken, finalde ise Litvanya potasına 16’da 11 saha içi isabetiyle 31 sayı bıraktı. Turnuvada MVP (En Değerli Oyuncu) seçilmesinin yanı sıra, daha önce hep eleştirildiği noktada öne çıktı; sorumluluk alarak takımına liderlik etti.
Ruandalı bir annenin Belçika’da doğan çocuğu olan Ntilikina, üç yaşından beri Strasbourg’da yaşıyor ve 15 yaşından beri şehrin ProA’daki takımının çatısı altında yer alıyor. Uzun yıllardır, ülkenin milli takımını da çalıştıran koç Vincent Collet ile birlikte. Ayrıca, bu yıl hem lig hem de FIBA Şampiyonlar Ligi’nde aldığı ortalama 18 dakika süre ile birlikte gelişimini de hızlandırmış durumda. Ancak hikâyesinin bir de perde arkası var. Ruanda’daki soykırım dönemi öncesi bir generalle evli olan annesi, eşiyle aynı etnik kökenden gelmediği için bizzat onun tarafından iki çocuğuyla birlikte hapishaneye kapatılıyor. Ardından çocukları olmadan hapishaneden kaçıyor ve Belçika’ya yerleşiyor. Buradaki evliliğinden de Frank’ı dünyaya getiriyor. Bundan iki yıl sonra da Belçikalı bir elçinin yardımıyla Frank’in kardeşlerini kurtarıyor. Film gibi bu dönem, Strasbourg’a geçiş ve yeni bir hayatın başlangıcıyla sonlanıyor…
Şu sıralar sık sık Strasbourg uçuşları yapan NBA temsilcilerinin onunla tanışması ise 2015 All-Star arasında düzenlenen ‘Basketball Without Borders’ etkinliğine dayanıyor. Ancak bu büyük ilgi, özellikle şu sıralar Ntilikina’yı sıkıyor. Çevresine konsantrasyonunun düştüğünü söylüyor, sürekli bir röportajda olmaktan kendisini basketbola veremediğinden şikayet ediyor.
Zaten onu yakından tanıyanlara kulak verince, üzerindeki baskıdan biraz çekindiğini de görüyoruz. Oynadığı maçı domine etmiyor ama rolünü yapıyor. Skorerden ziyade bir maestro. İkili oyunlara hâkim, tempoyu kontrol ediyor, az konuşuyor ama sahanın da patronu. Kardeşleri okul birincisi, onun da derslerde aşağı kalır yanı yok. Ntilikina sahanın hem içi hem dışında çok zeki. Antrenmanda anlamadığını soruyor ve ona ikna edecek cevabı veremezseniz, sormaya devam ediyor!
2.13’lük kol açıklığı ve nadir görülen fiziği, Ntilikina’nın gözle görülebilen avantajları arasında. Üç sayı çizgisi gerisinden, ‘Curry mesafelerinden’ bile isabet bulabiliyor ve bunu ligde yüzde 43’lük oranla yapıyor. Vincent Collet ile acele etmeden bunun üzerine çalışıyorlar. Ayrıca iyi de bir savunmacı. Belki draft’taki rakiplerinden ayrıldığı yer de rolü itibarıyla burası.
İyi şutuna rağmen patlayıcılık ve savunmayı delme konusunda eksik görülen Ntilikina’nın kaçıncı sıradan seçileceği ise belirsiz. Tahminlerde 6 ve 12. basamak arasında değişiklik gösteriyor. Jonathan Tjarks’ın The Ringer analizindeki, “Dennis Smith ve De’Aaron Fox spor araba ise Ntilikina bir Kia” ifadesi, onu daha altlara da gönderebilir tabii. Ancak öne çıkan güncel görüş, 11. sıradan Kemba Walker’ın yanında tamamlayıcı olabileceği Charlotte Hornets’e gideceği yönünde.
New York Times’tan Andrew Keh’e göre ise “İnsanlar onun daha çok risk almasını, daha fazla hata yapmasını ve ateşini ortaya koymasını” istiyor. Koçu Vincent Collet’nin bu duruma cevabı ise herkes için umut verici: “Bana, içinde o ‘ateşe’ sahip olduğunu söyledi. Ben de ‘Artık içinde tutma ve bunu insanlara göster’ dedim…”
*Bu yazı, ilk olarak Socrates’in Haziran 2017 sayısında yayımlanmıştır.