Funes Mori, Benfica’dan sonra Eskişehirspor’a geldiğinde heyecan duyanlar fazlaydı. Fakat bunun asıl nedeni, onun River Plate performansıydı. Mori, büyük beklentilerle ortaya çıkan ama kısa süreliğine ortadan kaybolan bir karakterdi. Eskişehirspor’da yeniden doğdu. İyi geçen bir sezonun ardından yeniden kariyerini parlatmaya çalışacak.
Mori, geçtiğimiz hafta Eskişehirspor’daki son maçını oynadı. Maç öncesinde ona bir veda töreni düzenlendi. Türkiye topraklarında benzerlerine çok rastlanmayan bir organizasyondu. Eskişehirsporlu taraftarlar, şehirlerine 10 ay önce gelmesine rağmen kalplere giren oyuncuyu alkışladı. Mori de bu sevgiye bir gol daha atarak cevap verdi.
Bu kısa sürede büyüyen sevginin ayrıntılarını merak ettik. Mori’ye ulaşmak zordu; biz de diğer tarafa sorduk. Eskişehirsporlu taraftarlar bize Mori’yi anlattı…
24 yaşında bir Arjantinli’nin bir sezon içinde Eskişehirspor taraftarına kendini bu kadar çok sevdirmesinin sebebi nedir?
Kerem Akgören (32): Kimi futbolcu vardır, sahada sadece işini yapar. Egosu düşük, kendine güveni tamdır. Forması sırılsıklamdır. Ertesi gün gazeteye manşet olmak yerine o onuru arkadaşına verir. Golünü attırır, görevini yapar. Maç sonu eşiyle ve çocuğuyla gezer şehrin caddelerinde. Pozitif enerjisi tüm yürekleri doldurur. Bu takımdan son 8-9 sezonda kimler geldi kimler geçti… Çoğunun adını dahi unuttuk. Sahaya yüreğini koyanlar ise hep bizimle kaldı. Saffet Nadarevic gibi, Ediz Şahin gibi Zafer Şahin gibi ve Funes Mori gibi.
Mori’nin öne çıkan özelliği neydi? Unutamadığınız bir golü ya da hareketi var mı?
Oğuz Ören (30): Funes, ‘Portekizliler River’dan bu adamı almışsa boş adam değildir’ kabullenmesiyle geldi. Önceki sezon golcü sıkıntısı da yaşanınca bu sezon forvet hattından beklenti büyüktü. Funes bizim taraftara uygun bir oyuncu olduğunu kısa sürede gösterdi. Attığı goller, atamasa bile hep içinde olduğu pozisyonlar, isteği arzusu ve bitiriciliği ile öne çıktı.
Benim için Bursa’da attığı golden sonra tribüne tırmanması, aldığımız puandan daha anlamlıydı. Tribüne oynayıp kredi kazanan bir oyuncu değil gerçekten savaşçıydı. Bunun yanında mütevazi ve cana yakın tavırları kendini daha da sevdirdi.
Funes gelişime açık ve rakipte gördüğünüz zaman “Biz neden böyle adamlar bulamıyoruz ?” denilecek oyuncuydu. Takımda kalması güzel olurdu, yabancı oyuncular bulundukları ülkeye adapte oldukça daha başarılı oluyorlar ama bildiğimiz kadarıyla ayrılmak kendi talebiymiş. Yolu açık olsun, hırsı ve emekleri için teşekkür ederiz.
Funes Mori’ye böyle alışılagelmedik bir veda töreni düzenlenmesinin sebebi ne olabilir? Takıma nasıl bir katkı sağladı ve neden ayrıldı?
Bülent Gürsoy (43): Bence bu törenin tek nedeni para. Yönetim böyle bir inceliği sadece alacaklarının bir kısmından vazgeçen futbolcu için yapar.
Funes Mori, son iki sezonda yönetimin maddi imkansızlıklar nedeniyle transfer yapamayışı yanında, Ertuğrul Sağlam’ın takım içinde çözüm üretememesi nedeniyle de, hücumdaki etkinliği yok olmuş bir takıma geldi. Sadece golcü eksikliği değil, orta sahada yaratıcı oyuncu olmaması nedeniyle de, gol yollarındaki sıkıntılar büyümüştü. Mori, Ömer Şişmanoğlu oynadığında, onun arkasında oynuyor ve top rakipteyken orta saha oyuncusuna, top Eskişehirspor’dayken forvete dönüşüyor, 90 dakika da mücadeleden kopmuyordu. Ömer’in sakatlanması sonrası tek forvet olarak oynadığı maçlarda, özellikle de Skibbe’nin defansif ağırlıklı futbol anlayışı nedeniyle, Mori’nin Ömer’in işini kolaylaştırdığı gibi, Mori tek forvet oynarken ona destek olabilecek bir oyuncu yoktu. Buna rağmen tek forvet oynarken dahi, üzerine düşeni fazlasıyla yaptı. Mori takımdan ayrılana kadar, takımın bu sezon attığı 55 golün 22 tanesinde Mori’nin direkt payı vardı ve takımda bir sezonda en çok maça çıkan futbolcuydu. 14 gol atmakla kalmadı, 8 tane de gol pası verdi.
Takımdan ayrılmasında, kulübün yaşadığı maddi sıkıntılar başroldedir. Kulübün Avrupa’da mücadele edemeyecek olması, uzun süre de bu noktaya gelmesinin mümkün olmaması nedeniyle, kendisini bu forma altında futbol piyasasına gösteremeyecekti. Eskişehirspor gibi yaratıcılıktan uzak bir orta sahada dahi böylesine ciddi bir katkı yapabilen Mori, Avrupa’nın başaltı takımlarında kendine rahatlıkla yer bulabilir. Eskişehirspor açısından takımda kalması gereken, ama bunun imkansız olduğu bir futbolcu. Eskişehirspor ve Türk futbolseverler gelecekte adından çok daha fazla bahsettirecek, tam anlamıyla profesyonel bir futbolcuyu kaybetti. Yaklaşık 2 senedir, üst düzey futbol oynamamış bir futbolcu için, Süper Lig çok da kolay bir lig değildir. Mori’nin ne denli profesyonel olduğunu, 2 yıllık aradan sonra gösterdiği performansa bakarak anlayabilirsiniz.
Alican Döşer (25): 6222 nolu yasanın iliklerimize kadar girdiği, Türkiye’de bir futbol maçına gitmenin banka süreciyle birlikte bir karta bağlandığı ve günlük hayatta kullandığımız, küfür sayılmayan ancak tribünlerinize kapama cezası verecek sözlerin fahiş para cezalarına çarptırıldığı bir dönemdeyiz. Bu doğrultuda geçtiğimiz sezon Eskişehirspor forması giyen Dede’nin futbola veda törenini anımsayabilirsiniz. Westfalen’in ortamını 13 sene doyasıya tatmış bir Borussia Dortmund efsanesi, Eskişehirspor taraftarının maç yasağı sebebiyle futbola bomboş tribünler önünde veda etti.
Eskişehirspor yönetimi de bunu göz önüne alıp, bu sezonun en iyi oyuncusu olan Funes Mori’yi kendi taraftarı önünde onurlandırmak istemiş olabilir. Yoksa tarihinde bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıda oyuncuya jubile töreni yapabilen camianın bu kadar ince davranmasının başka bir açıklaması olabileceğini de bilmek istemezdim.