Socrates’in yeni sayısı raflardaki yerini aldı! Fenerbahçe’nin Euroleague şampiyonluğuna özel kapağıyla çıkan 27. sayının ana konusu ise Avrupa. Euroleague kupasının da yer aldığı kapakta Bogdan Bogdanovic, Ekpe Udoh ve Jan Vesely yer alıyor.
Kapak konusunun bulunduğu dosyanın girişinde, Bogdanovic söyleşisi var. Ayrıca şampiyonluğun mimarları Zeljko Obradovic, Ekpe Udoh, Jan Vesely ve Maurizio Gherardini’nin ağzından bu büyük zaferin anlatımı da dosyanın içerikleri arasında.
“Pao serisinden önce Spartacus izliyordum. Oaka’da maça çıkınca ister istemez bir gladyatör havası geliyor insana.” – Bogdan Bogdanovic
“Benim için genç ya da büyük oyuncu diye bir kıstas yok; basketbolu seven ve basketbol ile yaşayan oyuncu var. Sadece, genç oyuncuların biraz daha hata yapma payları var. Pasaporta bakmam; kaç saat çalışıyor ona bakarım. Ben sabah 9’da Ülker Arena’ya giriş yapıyorum, evime gece dönüyorum. Sırp, Türk, ABD’li fark etmez; basketbolu kim seviyorsa, bu oyun için kim emek sarf ediyorsa, benim takımımda o oynar.” – Zeljko Obradovic
“Obradovic’in en sevdiğim anları; “Dur!” yazan levhaların kırmızılığına büründüğü zamanlar.” – Ekpe Udoh
“Fenerbahçe’ye geldiğim ilk günden bu yana, mutlu olduğum ya da üzüldüğüm çok sayıda an yaşadım. Tek bir konuda hissiyatım değişmedi; buradaki herkes benim arkadaşım.” – Jan Vesely
“Benim hedefim Fenerbahçe’yi, bir zamanlar Panathinaikos’un, Maccabi’nin ya da son 20 yıldaki CSKA’nın sahip olduğu gibi bir statüye kavuşturmak.” –Maurizio Gherardini
Metin Tekin, Les Ferdinand, Hikmet Karaman ve Önder Özen gibi isimlerin de içerisinde bulunduğu 50 kişilik dev jüri, ana konu kapsamında son 30 yılın en iyi Avrupalı oyuncularını seçti. Unutulmaz 2005 Milan-Liverpool finalini Fatih Terim anlatırken, Gerard Houllier de eski öğrencisi Steven Gerrard’ı yazdı. Nadia Comaneci röportajı ve Avrupa’nın öne çıkan sporları da ana konunun parçalarından.
“Devre arasında görüşlerim sorulduğunda bunu dile getirdim; “Artık çok zor, hatta imkânsıza yakın” gibi cümleler kurdum. Ancak futbol, o gün bir kez daha nasıl bir oyun olduğunu gösterdi. Eski bir Milan’lı olarak biraz da duygusal davrandım belki, bilemiyorum.” – Fatih Terim
“Stevie’yi ilk gördüğümde 19 yaşındaydı. Sağdan bindirecek bir kanat oyuncusu arıyordum ve scout ekibimizden Steve Heighway bana bir oyuncu önermişti. Beş dakika izledikten sonra ona, gösterdiği oyuncunun hoşuma gitmediğini söyledim. Neredeyse arabama doğru yola koyulacaktım ki başka biri; uzun boylu, zayıf bir orta saha oyuncusu dikkatimi çekti. Bu, Steven Gerrard’dı.” – Gerard Houllier
“Tabela 10.0 tam puanı göstermek için tasarlanmamıştı. Çünkü kimsenin bu puanı alacağını düşünmemişlerdi. Birçok insan, tam puan aldığım ânı nerede izlediğini, o sırada ne yaptığını anlatıyor. Ben de onlara “Bunu cidden hatırlıyor musun?” diyorum. – Nadia Comaneci
Ana konunun dışına adım attığınızda ise Predrag Mijatovic röportajı karşınıza çıkıyor. 1998’de Real Madrid’le Juventus arasında oynanan Şampiyonlar Ligi Finali’nde attığı golle 32 yıl aradan sonra Madrid’e kupayı getiren Karadağlı efsaneyle kariyerinin önemli anlarını konuştuk. Yine Eda Erdem Dündar ve Bahar Çağlar röportajları Haziran sayfalarında sizleri bekliyor.
“Finalin oynanacağı Amsterdam’a birkaç gün önce gidip hazırlanmak istemiştik. Ve maça o kadar odaklanmıştık ki yanımıza şampanya almayı unutmuştuk. Son yıllarda üç kez final oynayan Juventus’un şampanyası ise hazırdı. Finali kazandıktan sonra, onların şampanyasını ödünç aldık ve kutlamayı yaptık.” – Predrag Mijatovic
“Bir kaptan hırslı olmalı, gerektiğinde takımını ateşlemeli ve insanlarla oldukça iyi iletişim kurmalı.” – Eda Erdem Dündar
“Serinin 2-0’dan 2-2’ye gelmesi bizi düşürmedi. Çünkü karşımızdaki rakip güçlüydü, bunun zaten farkındaydık. Kendi sahalarında maç kazanmaları oldukça doğaldı. Ama evimize döndüğümüzde ‘Biz burada iki maç kazandık, yine kazanabiliriz’ diyerek motive olduk.” – Bahar Çağlar
NBA her geçen gün daha da kutuplaşan bir lig konumuna geçiyor… Cleveland ve Golden State’in uçlara gittiği yeni düzene de bu sayıda göz gezdiriyoruz.
Robert Pires röportajı, Türkiye’nin hem spor hem de sanattaki öncülerinden Halet Çambel profili ve Milan’ın Silvio Berlusconi ile geçen yılları yine son sayının konuları arasında sizleri bekliyor…
“İdealizm, Arsene Wenger’in alametifarikası. Rakip kim olursa olsun, o her zaman göze hoş gelen futbol oynamak ister.” – Robert Pires