NBA’de yaklaşık altı aylık normal sezon artık geride kaldı ve 15 Nisan gecesinden itibaren iki ay boyunca sahne playoff’ların olacak. Tarihin en görkemli bireysel istatistiklerinden birkaçına imza atılan sezona yakışan bir playoff yolculuğu, basketbolseverlerin genel beklentisi. MVP yarışının iki büyük adayı Russell Westbrook ve James Harden’ın ilk turda karşı karşıya gelişi, heyecanlanmak için sonraki turları beklemek zorunda olmayacağımızın göstergelerinden sadece biri. Geçtiğimiz sezon şampiyonluğa tek galibiyet uzaklıkta olan Warriors, bu kez hata yapmak istemezken, Spurs, Rockets ve Clippers, büyük dörtlünün yolunu daha erken kesmek isteyecek. Batı Konferansı ilk turundaki dört eşleşme de hikâyeleriyle izleyicilerin dikkatini üzerine çekmekte zorlanmayacak.
(1) Golden State Warriors – (8) Portland Trail Blazers
NBA’de All-Star sonrasını en iyi geçiren takımlardan ikisi, Golden State Warriors ve Portland Trail Blazers ilk turda karşı karşıya geliyor. 1 Mart’tan bu yana oynanan maçlar dikkate alındığında, en yüksek galibiyet yüzdesini elinde bulunduran iki takımdan Warriors 22 maçta 17 galibiyet, Portland ise 23 maçta 17 galibiyet çıkardı. All-Star dönüşü Kevin Durant’in sakatlandığı Wizards karşılaşmasından itibaren yedi maçta beş mağlubiyet alarak soru işaretlerini üzerine çeken Warriors, Durant’in yokluğunda vites arttıran Stephen Curry önderliğinde 14 maçlık bir galibiyet serisi yakaladı. Golden State, sezon başında Durant’in kadroya katılmasıyla kağıt üzerinde vadedilen uçsuz bucaksız hücum potansiyelini dört yıldızı da sağlıklıyken parkeye rahatlıkla yansıttı. Takım halinde 18 maçta en az 35 asist yaptılar ve diğer 29 takımdan bu bareme üçten fazla maçta ulaşabilen çıkmadı.
Portland için ise normal sezon oldukça sancılı geçti. Geçtiğimiz sezon saçılan parıltıların ardından beklentiler yükselse de yüksek kontratlar verdikleri Allen Crabbe ve Evan Turner gibi isimlerden istenen katkılar gelmedi ve uzun süre playoff yarışını ilk sekiz dışında sürdürdüler. Mason Plumlee-Jusuf Nurkic takasının ardından ise tünelin ucunda ışık belirmeye başladı. Eksikliğini çektikleri boyalı alandan skor üretimini Nurkic’ten sağlayan Terry Stotts, bu sayede iç-dış dengesini oturtmayı başardı ve rakip savunmaların yalnızca yayın gerisine odaklanmasının önüne geçti. Portland adına 20 maçta 15.2 sayı 10.4 ribaunt ve 1.9 blok ortalamaları tutturan Nurkic’in sezonun son bölümünde geçirdiği sakatlık ise Trail-Blazers’ın canını sıkıyor. Normal sezonun son yedi maçını kaçıran Bosnalı pivotun Warriors karşısına ne kadar sağlıklı çıkacağı önemli bir soru işareti.
Hücumlarının yaklaşık dörtte birini perde çıkışları ve cut’lar üzerinden kullanan Warriors, iki hücum tipinde de maç başına en fazla skor üreten takım konumunda. Al-Farouq Aminu ve Maurice Harkless’ın adam değişmeleri halinde kısalarla kalabilecek oluşları Stotts’ın elini güçlendiriyor. Öte yandan Damian Lillard ve CJ McCollum ikilisinin savunma zaafları, Curry ve Thompson’ın seride ipleri ellerine almalarıyla sonuçlanabilir.
Kevin Durant vs Al-Farouq Aminu
Normal sezonun son üç maçında yeniden sahne alan ve sakatlık dönüşü olduğu düşünülürse hiç fena görünmeyen Kevin Durant’in muhtemel sonraki turlar öncesi ritmini bulabilmesi Warriors’ın yeniden zirveye çıkması için önemli bir ön koşul. Bu yolda Al-Farouq Aminu, Durant’e fizik dozu yüksek bir sınav sunabilir. Ayrıca işin hücum tarafında da Aminu’nun diplerde bolca boş şut imkanı bulduğunu görebiliriz. Lillard ve McCollum önderliğinde ligin pick&roll üzerinden en verimli skor üreten kısa ikililerinden birine sahip olan Portland’ı durdurmak üzere bu ikiliye gelmesi muhtemel yardımlar ve Durant’in çember savunması için yerini terk edişi, bu sezon %32.9’la üç sayılık atış isabeti kaydeden Aminu’nun omuzlarına ekstra bir hücum yükü ekleyebilir.
Öte Yandan: 15 Dakika
15 dakikalık bir araç yolculuğu… Portland’ın saha içi lideri Damian Lillard’ın iki yıl eğitim gördüğü Oakland Lisesi ile Oracle Arena arasındaki mesafe. Doğup büyüdüğü kentin takımına karşı her zaman ekstra bir motivasyonla parkeye çıkan Lillard’ın skor patlamalarına Portland’ın çok ihtiyacı var. Zira son 10 maçta Trail Blazers’ın Warriors’ı yendiği tek maçta Lillard sahadan 51 sayıyla ayrılmıştı. Playoff eşleşmesi yaklaşırken seri tahmini sorulduğunda “Altı maçta Blazers” cevabını vermekten çekinmeyen Lillard’ın parkedeki cevabını görmek için uzun süre beklememiz gerekmeyecek.
(2) San Antonio Spurs – (7) Memphis Grizzlies
Yıllardır ‘grit&grind’ adı verilen fiziksel sertliğin ön plana çıktığı, boyalı alan üretiminin öncelikli olduğu tarzın bayrak takımlarından Memphis, yeni baş antrenör Dave Fizdale’la birlikte yenilenmeye gitti. Geçtiğimiz sezon maç başına 3.8 üçlük deneyen Mike Conley’nin bu rakamı 6.1’e çıkarması, NBA kariyerinin ilk sekiz sezonunda toplam 66 üçlük deneyen Marc Gasol’ün yalnızca bu sezon yayın gerisinden 268 atış kullanması ve Zach Randolph’ün bench’e çekilip üç sayı tehdidi olan JaMychal Green’in ilk beşe monte edilmesi bu değişimin satır başları.
Spurs için de bu sezon bir değişim yılıydı ve Duncan’ın veda ettiği, Pau Gasol, Jonathan Simmons, Dewayne Dedmon, David Lee gibi isimlerin rotasyona dahil olduğu geçtiğimiz altı ayın onları zorlaması beklenebilirdi. Ancak son iki sezonun en iyi savunmacısı Kawhi Leonard’ın hücumda seviye atlayıp MVP tartışmalarında Russell Westbrook ve James Harden’ın arasına katılması, San Antonio’yu art arda yirminci kez geldiği playoff’larda önemli favorilerden biri haline getirdi.
Geçtiğimiz sezon iki takım yine ilk turda karşılaşırken Grizzlies Marc Gasol ve Mike Conley’den sakatlıkları sebebiyle yararlanamamış, süpürülmekten kurtulamamıştı. Bu ikili kadar hayati olmasa da bu seriye gelirken yine bir sakatlık haberi Memphis’te moralleri bozdu. Normal sezonun son maçında sakatlanan Tony Allen’ın seride forma giyememesi söz konusu ki Kawhi Leonard’ın üzerinde yaratabileceği baskılı savunmanın etkisi düşünüldüğünde Fizdale’ın 35 yaşındaki oyuncusunu arayacağına şüphe yok.
Eşleşme: LaMarcus Aldridge vs JaMychal Green
NBA.com’dan John Schuhmann’ın araştırmasına göre, bu sezon iki takım arasındaki dört maçta Aldridge, Green onu savunurken %59 ile şut kullandı. Green dışında bir savunmacı başındayken ise bu oran %40’a düştü. Kawhi Leonard’ı gelecek serilere biraz daha taze tutabilmek adına Aldridge’ın hücumda daha fazla sorumluluk alması Gregg Popovich’in elini rahatlatacaktır. İşin savunma tarafında ise yayın dışına çıkmayı pek sevmeyen Aldridge’a karşı Green’in bulması muhtemel üç sayılık atışlar, sezon boyu %38.2’ye isabet kaydeden ismi seride önemli bir role bürüyebilir.
Öte Yandan: Aşina
Gasol kardeşler playoff’larda ilk kez karşı karşıya gelecekler. Dewayne Dedmon’ın ilk beşe yerleşmesi sonrası kenardan gelip verimli oyununu sürdüren Pau’ya karşı Memphis’in ilk iki opsiyonundan biri olan Marc’ın yükü çok daha ağır olacak. İki takım arasındaki aşinalık yalnızca kardeşlere özgü değil. Son yedi yılda dördüncü kez playoff’larda Spurs ile eşleşen Grizzlies, 2011’de sekizinci sıradan dahil olduğu playoff’ta Spurs’ü elemiş, tarihte yedi maçlık serilerde bunu başaran üç takımdan biri olmuştu.
(3) Houston Rockets – (6) Oklahoma City Thunder
Neden izlemeli sorusunun cevabını NBA’i göz ucuyla dahi izleyen herkes farkında. Tarihi birer normal sezonu geride bırakan Russell Westbrook ve James Harden, 26 Haziran’da bu yıl ilk kez düzenlenecek NBA sezon ödülleri gecesinde MVP ödülünün en iddialı adayları konumunda olacaklar.
Oyun tarzları olaraksa iki apayrı takım var karşımızda. Harden bireysel olarak öne çıksa da takım arkadaşlarını hücumda bolca işin içine sokan bir rolde. Westbrook ise kendisine kurduğu dünyadan memnun görünüyor ve her şeyi alabildiğine tek başına yapmayı denediği bu denklemde mucizeler yaratabildiğini de yer yer gördük. Şut tercihleri açısından da güçlü bir tezatlık var iki takım arasında. Houston saha içi denemelerinin yüzde 46’sını yayın gerisinden deneyip maç başına 40 üçlük denemesiyle NBA rekorunu geliştirirken Thunder ilk beşinde Andre Roberson ve Taj Gibson gibi ciddi şut zaaflarına sahip forvetlere sahip.
Eşleşme: Russell Westbrook – Patrick Beverley
Eşleşme dendiğinde Westbrook-Harden dışında bir seçenekle gelmek abes gibi görünse de iki süper yıldızın birbirlerini savunduğuna pek tanık olmayacağız. Bu sezon Harden’a karşı çok iyi iş çıkaran, ligin en elit dış savunucularından Andre Roberson en iyi bildiği işi bir kez daha yapmaya çalışacak. Russell Westbrook ise NBA’in en baş belası savunmacılarından Patrick Beverley ile baş etmek zorunda kalacak. Houston’a karşı bu sezon Beverley parkedeyken %41.5’le saha içi isabet bulan Westbrook, hasımı sahada yokken bu oranı %48’e çıkardı. Üstüne üstlük bu ikilinin geçmişi de sabıkalarla dolu. En meşhur olanı, 2013 playoff’larında yine ilk turda eşleşen iki takımın oynadığı ikinci maçta topu çalmak üzere hamle yapan Beverley’nin, Westbrook’un sol diz menüsküsünü sakatlamasıyla sonuçlanan olay. O günden beri Thunder taraftarlarının ayrı bir kin beslediği Beverley’ye yine hoş bir karşılama hazırlamayacaklarını öngörebiliriz. Alevler saçarak önüne geleni yakmaya kararlı Westbrook’a karşı, yedi düvel önüne çıksa geri adım atmayacak Beverley’nin mücadelesi, ilk turun en keskin eşleşmelerinden birini müjdeliyor.
Öte Yandan: Marshall
İki koç, Billy Donovan ve Mike D’Antoni, çok farklı kariyer rotalarının sonunda bugüne geldiler. D’Antoni, Avrupa’da geçen kariyerinin büyük bir kısmının ardından baş antrenörlüğe de İtalya’da başlamış, sonrasında NBA’in yolunu tutup Nuggets’da geçen kısa dönemin ardından Phoenix Suns’la harikalar yaratmıştı. Billy Donovan ise antrenörlük melekelerini kolej basketbolunda geliştirmiş, yaklaşık 20 yıl Florida’nın başında yer aldıktan sonra geçtiğimiz sezonun başında NBA’e ilk kez adım atmıştı. Ancak bu iki ismin kariyer yolculuklarında ortak bir durak da var: Marshall Üniversitesi. 1970-1973 yılları arasında Mike D’Antoni’nin formasını giydiği Marshall Üniversitesi basketbol takımının 1994’te başına geçen Donovan, Kentucky’de Rick Pitino’nun yanında geçen asistanlık günlerinin ardından ilk baş antrenörlük deneyimini Marshall’da tatmıştı.
(4) Los Angeles Clippers – (5) Utah Jazz
İlk turun en sert eşleşmelerinden biri, normal sezonu 51’er galibiyetle kapatan Los Angeles Clippers ve Utah Jazz arasında oynanacak. Normal sezonda sakatlıklardan bolca etkilenen Utah Jazz’da; Derrick Favors, George Hill, Rodney Hood gibi ilk beş oyuncuları toplam 88 maç kaçırdı. Clippers’ta ise Chris Paul ve Blake Griffin 61’er maça çıkabilirken rotasyonun diğer önemli parçaları sağlıklı birer sezonu geride bıraktılar. Geçtiğimiz sezon hem Griffin&Paul ikilisini aynı maç içerisinde sakatlığa kurban verip seriyi Portland’a kaptıran Clippers, playoff’lardaki hayal kırıklıklarını bir kenara bırakıp büyük üçlüsünün birlikte geçirdiği altıncı yılda ilk Batı finaline ulaşmak istiyor.
Paul’ün sahada olduğu 61 maçta yalnızca 17 kez kaybeden Clippers, sağlıklı kaldığı sürece ligin en iyi hücum takımlarından bir tanesi. Pick&Roll üzerinden devrilmeler sonucu üretilen sayılarda lig lideri konumunda yer alan Clippers, pota altında Rudy Gobert gibi ligin birçoklarına göre en iyi çember savunucusu tarafından karşılanacak. Ancak Doc Rivers’ın öğrencileri ligin orta mesafeden en isabetli oynayan takımı konumunda ve bu durum Gobert’i çemberden uzaklaştırmak adına iyi bir başlangıç noktası olabilir. Zira SportVU’ya göre Gobert’in çember civarlarında savunduğu top sayısı, Clippers’a karşı gözle görülür şekilde azalıyor. Maç başına 2.7 blokla oynayan Fransız pivot Clippers’a karşı bu sezon 1.5 blok ortalaması yakalayabildi.
Utah Jazz ise beş yıl sonra geri döneceği playoff’lara ligin en yavaş hücum ritmine sahip takımı olarak geliyor. Skor üretiminde çarkları döndüren en önemli iki isim Gordon Hayward ve George Hill ise karşılarında sırasıyla Luc Mbah a Moute ve Chris Paul gibi elit savunmacılar bulacak. Sezonun genelinde rakiplerini yalnızca %36.2 şut isabet oranında tutmayı başaran Mbah a Moute, bu sezon Utah’a karşı oynadığı maçlarda savunduğu isimleri yüzde 22.5’ta, Hayward’ı ise %24’te tutmayı başardı. Ligin kalburüstü koçlarından Quin Snyder’ın, hücumda biraz daha yaratıcı olmaya ihtiyacı var.
Eşleşme: DeAndre Jordan vs Rudy Gobert
Ligin en iyi çember savunucularından ikisinin pota altındaki mücadelesi eski tip uzunları özleyenlere ufak bir nostalji yaşatabilir. İkili oyun savunmasında kısaların üzerinde kalabilen uzunların gün geçtikçe daha değerlendiği NBA’de, bu iki ismin çemberden ne kadar uzaklaştıkları serinin kaderini belirleyecek. Ligin blok kralı Gobert’in penetrelere dur demek için bloka çıkması, Jordan’ın kolay smaçlar yakalamasıyla sonuçlanabilir.
Kullanılan serbest atışların, saha içi denemelere oranı son yıllarda önemli bir verimlilik ölçütü olarak değerlendiriliyor. Bu alanda ligin zirvesinde yer alan Clippers’ın ise playoff’ta bu noktada bir zaafla karşılaşması mümkün. Playoff’larda faul düdüklerinin daha kısır çıkıyor olması, kısaların çizgiye daha az gelmesine yol açabilir. Kendisini sık sık kasti faullerin odağında bulan DeAndre Jordan’ın bu sezonki %48.2’lik serbest atış yüzdesi, oyun ritmini düşürüp kontrolü eline almak istediği noktalarda Snyder’ın acil durum çekici olabilir.
Öte Yandan: Şehir Kültürü
Los Angeles ve Salt Lake City şehirleri, birbirlerine en zıt karakterlere sahip şehirlerden. Ligin New York’la birlikte en büyük pazarlarından biri olan Los Angeles’a karşı medya ilgisini üzerine çekmekte her daim güçlük çeken Salt Lake City. Kontratı sona eren yıldızların ilk sorduğu adreslerden biri olan LA’e karşı kontratını yenilemeye yanaşmayan oyuncularla dolu tarihiyle Utah. Kaliforniya’nın sıcağına karşılık sert kışlara ev sahipliği yapan Utah. Zıt kutupların ilk turdaki çarpışması, basketbolseverlerin playoff enerjisini tavan yaptıracak gibi.