İlk olarak, Formula Student nedir? Bu organizasyondan ve temel amacından biraz bahsedebilir misiniz?
Formula Student 1988 yılında, ilk defa Amerika’da düzenlenen bir organizasyon. Temel amacı, otomotiv ve motor sporları endüstrisine, daha öğrenciyken sektörel anlamda kalifiye eleman sağlamak. Çünkü ekipler, Formula Student’ın tüm aşamalarında, özellikle otomotiv ve motor sporları endüstrisinde gerçek hayatta olabilecek bütün sorunlar ile karşılaşıyorlar ve tüm bunlara çözüm üretmeye çalışıyorlar. Aslında bu organizasyonun, öğrencilere üniversite hayatındayken bir nevi otomotiv endüstrisini mühendislik alanındaki üst düzey uygulamalarla gerçek anlamda yaşama fırsatı sunduğunu söyleyebiliriz.
Bence Formula Student’ın biraz da asıl ruhundan bahsetmek gerekiyor. Evet, bu bir yarışma ve içerisinde kazanmak, kaybetmek, rekabet etmek var. Fakat Formula Student sadece bunlardan ibaret değil. Orada inanılmaz bir arkadaşlık ortamı gibi daha önemli şeylerden de söz edebiliriz. Yarışmalarda kamplarda kalıyoruz. Almanya’daki organizasyon yaklaşık 3 bin kişilik. 115 takım, aynı yerde, yaklaşık 6-7 dönüm arazide çadırlarıyla kalıyorlar. İnsanlar birlikte çalışıyor ve eğleniyorlar. Birbirleri ile teknik bilgiler anlamında alışverişte bulunuyorlar. Örneğin; o an takımınız ile birlikte aracın teknik bir sorununu çözemediniz. Biliyorsunuz ki eğer zor durumda kalırsanız başka takımlardan insanlar size seve seve yardımcı olmak isteyecek. Mesela biz geçen sene fren sisteminde bir sorun yaşamıştık ve bir aracın teknik bir parçasını değiştirmemiz gerekiyordu. Berlin’deki bir üniversiteden parça aldık ve onu kullandık. Hatta sonra gelip durumumuzu bile sordular.
Başka bir örnek ise Hollanda takımı; yarışmaya kocaman bir tır ile geliyor ve içerisinde her türlü malzeme, üretim imkânı olan şeyler bulunuyor. Kendi tırları içerisinde, oradaki bütün takımlara yardım ediyorlar. Yani tamamen dostluk ortamında, arkadaşlık ortamında geçen bir yarışma. Aslında arabanın üretim, yapım aşaması bittikten sonra, işin yarışma kısmının tam anlamıyla festival havasında geçtiğini de söyleyebilirim.
Ve sizin takımınız: YTU Racing. Yıldız Teknik Üniversitesi’nin takımı olarak neler yaptığınızı ve kuruluş aşamanızı anlatabilir misiniz?
YTU Racing yarışmanın ilk defa düzenlenmeye başlamasından uzun bir süre sonra, 2011 yılında makine mühendisliği bölümünde öğretim üyesi olan iki kişi tarafından kuruluyor. Tabii ki her kuruluşun, yeni başlangıcın bir sancısı da vardır. İlk defa yarışmaya katılma durumu 2012 yılında oluyor, kuruluştan bir yıl sonra. Daha sonra araçla birlikte ilk katılım 2014 yılında gerçekleşiyor. Yani araç üretimi ile ilgili aslında 3 yıllık bir hazırlık süreci söz konusu. Daha sonra 2014 yılı itibarıyla da her yıl bir araç üreterek yarışmalara katılmaya devam ediyoruz.
Bu güne kadar katıldığınız birçok yarışma var. Bu yarışmalar ile ilgili ve başarılarınız ile ilgili olarak neler söylersiniz?
Aslında yarışmaların sistemi biraz Formula 1’e benziyor. Birçok ülkede yarışlar yapılıyor. Dünya üzerinde yılda aşağı yukarı 12 yarışma düzenleniyor. Formula Student’ta takımlar istedikleri yarışmalara başvuru yapabiliyorlar. Biz geçtiğimiz yaz, yani 2017 yazında Macaristan’a katıldık. Daha sonra Çek Cumhuriyeti ve Almanya yarışmalarında yer aldık. 2017 sezonu bizim için bu şekilde geçti. 2014-2015 ve 2016’da İngiltere yarışmalarına katılıyorduk. Fakat İngiltere’ye gidip gelmesi maliyet ve lojistik açısından çok zor oluyor. Çünkü biz yarışmalara gittiğimiz zaman kamp alanlarında kalıyoruz. İngiltere’deki yarışma en meşhur F1 pistlerinden olan Silverstone’da düzenleniyor. Diğer yarışmalar da yine çok önemli pistlerde düzenleniyor. Oralara gidip yarışmak, özellikle de kendi yaptığınız araç ile yarışmak muazzam bir duygu. Motor sporları ile ilgilenen insanlar için tarif edilemez bir şey.
Başarılarımızdan biraz bahsedecek olursak; çok ciddi bir ivmemiz olduğunu söyleyebilirim. 2014’te ilk defa araç ile yarışmaya katıldık. İlk yarışmada bir başarı söz konusu olmadı. 2015 yılında İngiltere’de En İyi İletişim Stratejisi ödülünü kazanıp Türkiye’ye bir kupa ile döndük. Fakat 2014 ve 2015 yılında araçlar güvenlik testlerini geçemedikleri için pistteki yarışmalara katılamadık. 2016 yılında hem İngiltere’de hem Almanya’da bütün testleri geçip, yarışmadaki bütün etapları tamamlayabilen ilk Türk aracı olduk. 2017 yılında yani 04 numaralı aracımızla Macaristan’da içten yanmalı motorlu araçlar arasında 8. olduk. Çek Cumhuriyeti’nde 13. sırayı aldık; oradaki hızlanma etabında ise 4. olduk. 0.01 saniye ile ikinciliği kaçırdık. Almanya’da da benzinli araçlar arasında genel klasmanda 2016’da 41. olmuştuk. Bu sene ise 20. sıraya yükseldik.
Takvimdeki yarışmalardan alınan puanlara göre takımlar bir dünya sıralamasında sıralanıyorlar. Dünya genelinde yaklaşık 700 takım var ve bu liste 400 civarı takımdan oluşuyor. Çünkü alt puan sınırı diye bir şey var. Yarışmaya girdikçe ve puan arttıkça oraya dahil olunabiliyor. Biz de bu sene aldığımız derecelerle geçtiğimiz sene başında 255. sıradayken bu sene 155. sıraya yükseldik. Önümüzdeki sene hedefimiz de artık ilk 100’e ilk 50’ye hatta ilk 20’ye girmek. Bu yıl kesinlikle Almanya’daki yarışmaya katılma planımız var çünkü Almanya bizim için olmazsa olmaz.
Anladığım kadarıyla Formula Student sadece pistte araba kullanarak yarışmaktan ibaret bir yarışma değil. Bize biraz organizasyonun aşamalarını anlatabilir misiniz?
Formula Student aslında iki ana etaba ayrılıyor. Dinamik etaplar ve statik etaplar. Dinamik etaplar, pilotun aracı kullandığı, pist üzerinde gerçekleşen ve araçların birbirleri ile yarıştığı etap. Fakat tabii ki bunun için öncelikle aracın güvenlik testlerinden geçmesi gerekiyor. Çünkü yarışmanın 180 sayfalık bir kural kitapçığı var ve pilotlar da öğrenci olduğu için önce testleri geçtikten sonra dinamik etaplara girebilmeye hak kazanıyorlar. Bir de statik etaplar var. Statik etaplar da, aracın pistte yarışması ile değil de, araç ile ilgili iş planı sunumu dediğimiz sunum oluyor. Burada takım sanki bir yatırımcı arıyormuş gibi bir iş planı sunuyor ve jürilerden kendi projelerine destek olmalarını istiyor. Maliyet ve üretim sunumu oluyor bir de, burada da öğrencilerin ürettiği araçlar konusunda ne kadar fikir sahibi oldukları ölçülüyor. Gerçek hayattaki üretim ile burada yaptığımız şeyler arasındaki farkları biliyor muyuz bu kontrol ediliyor. Bir de mühendislik tasarımı var.
Ekipteki herkes mühendislik bölümlerinden mi olmak zorunda? Yoksa farklı bölümlerden öğrenciler de ekibe katılabiliyorlar mı?
Aslında, Formula Student’ın disiplinler arası bir organizasyon olduğunu söyleyebiliriz. Yıldız Teknik Üniversitesi özelinde ağırlık Makine Mühendisliği öğrencilerinde bulunuyor. Bunun sebebi biraz da çalışma yaptığımız yerin konumu ile de alakalı. Tabii bir de bağlı bulunduğu kulüp ve danışman hocalar da Makine Mühendisliği bölümünden olunca, daha fazla bu bölüme kayma olduğu bir gerçek. Ama takımımızda mühendisliğin birçok dalından öğrenciler var. Ama sonuçta bu disiplinler arası bir çalışma ve İşletme Bölümü’nden Ekonomi bölümüne her türlü alana açık bir çalışma ortamı.
Belki de bu yarışmaya katılan takımlardaki her öğrencinin hayali bir gün Formula 1’de ya da büyük bir otomobil firmasında çalışabilmektir. Peki F1’in Formula Student ile nasıl bir ilişkisi var? Bu yarışmadan çıkıp Formula’da çalışabilme şansı yakalayan öğrenciler var mı?
Birçok insanın böyle bir hayali var. Bu yarışmalardan çıkıp da F1’de çalışan insanlar da var. Zaten yarışma lanse edilirken zaman zaman “Formula 1’in öğrenci versiyonu” diye lanse ediliyor çünkü yarışmanın pek fazla bilinirliği yok. Aslında bu yarışmanın bir amacı da daha önce söylediğim gibi motor sporları endüstrisine kalifiye eleman yetiştirmek. Ross Brawn’ın da bu konuda önemli demeçleri olmuştu. Sunumlarımızda da zaman zaman kullanıyoruz bu demeci. Dolayısı ile tabii ki F1’in de Formula Student konusunda incelemeleri var ve bu yarışmalardan F1’e katılan insanlar oluyor.
Yarışmalara katılma süreçlerinizde neler yaşanıyor?
Dünyada yaklaşık 700 tane takım var. Herkes her yarışmaya gidemiyor. Örneğin; bizim buradan Avustralya’daki yarışmaya gitmemiz çok zor. Bir üniversite takımı olarak, bir öğrenci projesi olarak bu kadar büyük harcamaların altına girmek her zaman mümkün olmayabiliyor. Bu sadece bizim takım için geçerli değil. Dünyadaki birçok takım için geçerli tabii ki. Almanya şu an dünyadaki Formula Student yarışmalarının en prestijlisi, dolayısı ile Almanya özelinde konuşuyoruz. Bizim için de, en fazla önem verdiğimiz yarışma Almanya. Bu yarışmaya talep çok fazla olabiliyor. Online tabanlı bir Quiz oluyor. Aşağı yukarı şu zamanlarda, yani Kasım sonu, Aralık ayı gibi Quiz tarihleri açıklanıyor. Merkez Avrupa saatine göre, şu saatte olacak diye belirtiliyor. Daha sonra yarışmaların internet sitelerinde her takımın kendi hesabı var. Bu hesaptan o gün giriş yaparak Quiz oluyorsunuz. Quiz’de de temel mühendislik ve yarışma kuralları ile ilgili sorular soruluyor. Bu sınavdan ekipteki herkes sorumlu. 30 kişi birden sınava girmeyebiliyoruz bazen ama mümkün olduğunca kalabalık girmeye çalışıyoruz. Hem mühendislik ile ilgili gelebilecek sorular açısından bu alanda bilgisi olan insanları da görevlendiriyoruz. Veya kuralları aramızda bölüşerek çalışıyoruz ve gelen kural sorularını o şekilde cevaplıyoruz.
Son olarak, YTU Racing gelecek ile ilgili neler planlıyor? Hedefleriniz neler?
Bu yıl üç veya dört tane yarışmaya katılmayı düşünüyoruz. Adaylar arasında da İtalya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti, Avusturya ve Almanya var. Gelecek ile ilgili olarak aslında şunlardan da bahsedebiliriz, biz bu sene de benzinli araç üretiyoruz. Fakat diğer yandan bir sonraki sene için elektrikli araç üretme, daha sonraki sene sürücüsüz araç üretme projelerini de yürütüyoruz. Bunlar daha planlı projeler olsun diye sistemli ilerlemeye çalışıyoruz. Önümüzdeki sene için elektrikli araç üretme konusunda, Elektrik alanındaki hocalarımız ile çalışmalara başladık. Ondan sonraki yıl için de bir sonrakini üreteceğimiz elektrikli aracı sürücüsüz araca çevirip bu yarışmalara katılmayı düşünüyoruz.
Bu konuda çok ciddi sponsorlarımız da olmaya devam ediyor. Biz Türk takımıyız ama yarışma çok global bir yarışma olduğu için sadece Türk şirketleri değil, başka ülkelerden de destek olmak isteyenler oluyor. Bizim şu an bile yeni sözleşme imzalayabileceğimiz Amerikalı şirketler var. Bir sezonda iki ya da üç araç üretip aynı anda yarışma gibi bir durumumuz da var. Yani her sene tek araç ile gidiyorduk, önümüzdeki sene iki araç, sonraki sene de artık üç araç üretip katılmayı düşünüyoruz. Tabii bunun için de büyük sponsorluklar gerekiyor.
Bizim yarışmalara gittiğimizde asıl amaçlarımızdan biri de tabii ki ülkenin adını duyurmak. Pist alanına gittiğimizde ilk işimiz pit alanımızın arkasına Türk bayrağı asmak oluyor. Ondan sonra arabayı kuruyoruz. Türk takımlarının yarışmadaki sayısı arttıkça, Türkiye’nin Formula Student’taki payı da bilinirliliği de artacak. Belki Türk takımları da çok iyi seviyeye geldiklerinde, Formula Student yarışması Türkiye’de de düzenlenebilir. Tabii bunun için ilk önce Türk takımlarının belirli seviyelere gelmesi lazım…